“Nasrettin Hoca, değirmen taşını döndüren eşeğine beş tas arpa veriyormuş. Bir gün, “Acaba demiş, daha az arpa versem, ne olacak?” O gün dört tas arpa vermiş. Bakmış eşek aynı şekilde çalışıyor, yani değirmeni döndürüyor. Durum hoşuna gitmiş Hoca’nın. Bakmış maliyet düşüyor ama iş aynen devam ediyor. Bir tas daha düşüreyim arpayı bakalım nasıl olacak demiş? O gün üç tas vermiş. Garibim eşek aynen dönmeye devam etmiş.
Değirmenden un aynı çıkıyor. Hoca bayılmış bu işe! Ertesi gün iki tasa düşürmüş yemi. Eşek yine devam etmiş. Hoca havalara uçuyor sevinçten! Bu sefer şeytan dürtmüş Hocayı! Acaba hiç vermesem ne olacak diye düşünmeye başlamış. Hepten kesmiş arpayı. Eşek iki gün daha dayanmış, üçüncü gün nalları dikmiş. Hoca çok bozulmuş duruma.
- Tam eşeği aç dönmeye alıştırdık, üç kuruş para kazanıyorduk ki eşeğin eceli geldi, demiş.
Eğitim konusu da aynen böyle. Birçok konuya tam adapte olduk, artık bu iş bu şekilde ilerler, dediğimiz an, program değişiyor.
Hoppala Paşam, Malkara Keşan!
“Ee ne alaka, nereden çıktı bu değişiklik?”
Şaşırdık kaldık anlamında kullanıveriyoruz. Eğitim konusunda bir değişiklik yapılacaksa mutlaka ama mutlaka öğretmenlerin görüşüne başvurulmalıdır.
Öyle birdenbire karar değişikliğine gidilmese iyi olur kanaatindeyim. Değişiklik elbette ki olacaktır, olmalı da zaten ama işin mutfağında emek harcayanlara mutlaka sorulmalı ve fikirler alınmalı ve ortak bir noktada buluşulmalıdır. Bu fikir alma, danışma işi de bir düzene bağlanmalıdır.
Sonra hepimiz, “Hoppala Paşam, Malkara Keşan!” deyiveriyoruz.
Aaa! Bu da nereden çıktı?
Böyle şey mi olur?
Yapılan bu değişiklikler için belirli bir süre geçtikten sonra bazıları için “İyi ki de değişmiş!” bazıları için de “Bu olmamış!” diyebiliyoruz.
Değirmen eşeği gibi iş yaptırılan ancak hiçbir konuda fikri sorulmayan kişiler olmayı hak etmiyor öğretmenler. Bu teknolojik zamanda öğretmenlerin fikrini almak çok zor olmasa gerek.
Birçok konuda öğretmenin fikrine başvurulabilir. Çoğunluğun ortaya koyduğu kararlar uygulanabilir. Müfredat değişikliği, kıta değişikliği, teneffüs, sınav, çalıştay, seminer, özlük hakları ya da haksızlıkları, aynı iş aynı ücret, performans yönetimi, yarışmalar, törenler, ders içi ders dışı etkinlikler, sınıflar, veliler, toplantılar vb.
Hangi konu olursa olsun bu işi sahada uygulayan öğretmenler olduğu içi her konuda sağlam bilgiler gelecektir. Hiç okulu görmeyen, sınıfa girmeyen, velilerle muhatap olmayanlarla masa başında alınan kararlar kesinlikle verimli olamayacaktır.
Öğretmenler, eğitim sisteminin en önemli unsurlarından biridir. Öğrencilerin bilgi, beceri ve değerler kazanmalarında en büyük rolü oynayan öğretmenler, eğitimle ilgili fikirlerini uygulamaya koyabilmeliler. Bunun için şartlar okul idaresi, ilçe milli eğitim ve bakanlık olarak ayarlanmalıdır. Öğretmen “değirmen eşeği” pozisyonunda olmamalıdır.
Öğretmenler, sınıfta her gün öğrencilerle doğrudan etkileşim halindedir. Bu nedenle, öğrencilerin ihtiyaçları ve ilgileri hakkında en iyi bilgiye sahip olan kişilerdir. Öğretmenler, bu bilgileri kullanarak eğitim sistemini daha etkili hale getirebilecek fikirler geliştirebilirler. Buna hiç şüphe yok ancak verilen bir yetki de yok. Tüm iyilikler sınıfa girmeyen, emek harcamayanlardan gelirken tüm olumsuzluklar öğretmenlerdenmiş gibi bir algı da kesinlikle yanlıştır.
Örneğin, öğretmenler, öğrencilerin ilgisini çeken ve onları öğrenmeye teşvik eden daha faydalı, olumlu ve ilgi çekici öğretim yöntemleri geliştirebilirler. Ayrıca, öğrencilerin farklı öğrenme stillerine uygun eğitim programları tasarlayabilirler. Bunu için de ders saatleri azaltılmalı otuz beş kırk saat derse giren bir öğretmen bunlara fırsat bulamaz.
Öğretmenlerin fikirlerinin uygulanması, eğitim sisteminin daha verimli ve etkili olmasını sağlayabilir. Bu nedenle, öğretmenlere eğitimle ilgili fikirlerini uygulama fırsatı verilmeli ve onların fikirleri dikkate alınmalıdır. Eğitime dair alınan veya alınacak olan kararlar mutlaka öğretmene sorulmalı ve öğretmenin söylediği dikkate alınmalıdır.
Öğretmenler, birer robot gibi görülmemelidir. Onlar, bilgili ve deneyimli profesyonellerdir. Öğrencilerin öğrenmelerini ve gelişmelerini sağlamak için özveriyle çalışan öğretmenler, eğitim sisteminin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Öğretmenler, eğitimle ilgili fikirlerini uygulamaya koyabilmelerinin yanı sıra, eğitim sisteminde söz sahibi olmalıdırlar. Öğretmenlerin görüşleri, eğitim politikalarının belirlenmesinde dikkate alınmalı ve onların önerileri doğrultusunda eğitim sistemi geliştirilmelidir.
Öğretmenler için aşağıdakiler yapılabilir:
Öğretmenlerin eğitimle ilgili fikirleri için bir platform oluşturulabilir. Bu platformda öğretmenler, fikirlerini paylaşabilir ve tartışabilirler. Tartışılan fikirler karara bağlanmalı ve uygulama aşamasına geçirilmelidir. Bunun için gerekli destekler sağlanabilir.
Örneğin, öğretmenlerin eğitimlerini geliştirmeleri için fırsatlar sunulabilir. Kısacası eğitim politikalarının belirlenmesinde öğretmenlerin görüşleri dikkate alınabilir. Böylece eğitim sistemine daha fazla katkıda bulunacaklar ve daha değerli olduklarını hissedeceklerdir.
Sonuç olarak “değirmen eşeği” kavramı ve bu doğrultuda yapılanlar eğitim ve eğitimin öznesi öğretmenler için kesinlikle yanlıştır.
Yazmayı seven biri. Okumak yazmayı; yazmak okumayı geliştirir. Yazdıkça ve okudukça dünyanın daha da iyi olacağına inanan birisi. Ayrıntıların önemli olduğunu fark etmeye gayret eden birisi. Güller diyarının bir kazasında dünyaya gelen yazarımız evli ve iki çocuk babasıdır. Öğretmenlik hayatına devam etmektedir. Eğitime, teknoljiye, kitaba, okumaya, okutmaya ve hayata dair yazılar kaleme alma gayretindedir.