"Enter"a basıp içeriğe geçin

Fanusun Dışındaki Müthiş Hayat!

(Konu: Eğitim, Velilere ve Öğretmenlere…)

Harika bir fırsat ve birçok paylaşımın yapılabileceği nadir zamanlardır veli toplantıları. Velilere öğrencilerle ilgili olumlu ve eksik yanların söylenmesi, öğrenciyle ilgili olarak geleceğe dair bazı davranış ve tutumları değiştirecektir. Veli, okul ve öğretmen arasında kurulan köprünün temelleri bu toplantılarda kuracağınız cümlelere bağlıdır.

Toplantıya katılamayan velilerin de katılması ve sürece dahil olması için esnek zamanlı toplantı ve randevu saatleri oluşturulabilir ancak bu öğretmenin uygun zamanı gözetilerek ayarlanır ve bu ekstra görüşmeler için öğretmene ayrıca bir ödeme yapılmalıdır. Öbür türlü esnek zaman lastik gibi uzar, uzar, uzar… Sonrası malum, faydadan çok işkenceye dönüşebilir.

Toplantının önceden belirlenen sağlam gündem maddeleri üzerine inşa edilmesi kesinlikle önemlidir. Mutlaka olması gereken birkaç başlık olarak şunlar sıralanabilir:

  • Sorumluluklar
  • Kitap okuma alışkanlığı
  • Hayata dair gene meseleler
  • Okul kurallarına uyum
  • Arkadaş ilişkileri
  • Derse ve öğretmene karşı tutumu
  • Ödevler
  • Defter düzeni
  • Araç-gereç takibi

Bu maddeler hem toplantının sınırlarını belirleyecek hem de daha sağlıklı bir toplantının yapılmasına imkân verecektir. Hedefini belirleyen kaptan misali esen veya esecek olan rüzgâr yönümüzü değiştirmeyecektir. Toplantılarda öğrenci hakkında olumlu, kulağa hoş gelen bir şeyler paylaşılırsa çözüme giden yol otoban seviyesinde olacaktır.

Sadece olumsuzlukları ifade ederseniz bu aynı zamanda aileye dolaylı olarak okula ve kendinize yaptığınız bir eleştiri olarak da algılanabilir. Öğrencinin ulaşması gereken hedeflere odaklanın, güçlü ve iyileştirmeye açık olan örnekler üzerinden ilerleyin.

Çocuğun yapması gerekenleri kolay ve anlaşılır bir dille somut olarak anlatın. Kaynaklar, kurslar, tavsiyeler olsun ki veli ne yapacağına dair bir şeyleri not ederek ayrılsın. Sadece durum tespiti yapmayın. Mutlaka çözüm önerileri sunmalısınız.

Günümüzde birçok ebeveyn çocuğuna yeterli zamanı ayıramıyor. Ayıramadığı için de çocuğun okul dışında ne yapması gerektiği çok net ifade edilmeli ve sınırlar çizilmelidir. “Saldım çayıra Mevla’m kayıra!” şeklinde bir öğrencinin kedisini geliştirmesi biraz zor olacaktır.

Toplantıda velilerin sorularını yanıtlayın ve iletişim bilgilerinizi vermekten çekinmeyin ancak iletişim bilgilerinizin amacı doğrultusunda kullanacağından emin olmalısınız. Konuşmaya olumlu bir notla başlayın ki veli rahatlasın ve toplantının devamı daha sağlıklı olsun.

Çocuğun iyiliği için söylenen her söz samimi olarak söylendiğinde mutlaka veliyi etkileyecektir. En azından yapabilecekleri için mücadele verecektir. Bu fikirler velilere, çocuklarının yanında olduğunuzu ve öğrencinin geleceğine ve iyiliğine katkı sunduğunuzu bilmelerini sağlar.

Bir iltifatla, önemli ve güzel bir hatıra ile, olumlu deneyimle başlayın. Başlayın ki daha en başından iyi niyet beyanında bulunmuş olasınız.

Öğrencilerin sesli okuma yapmalarını, okuduklarını anlatmalarını sağlayın!

Toplantı gündem maddelerinin ve ülkemizdeki ve dünyadaki sınav sisteminin olmazsa olmazı “okuduğunu anlama” ve “okuduğunu anlatabilme” faaliyetleridir. Velilere, bu konuyla ilgili mutlaka bilgi verilmeli ve çocuğun her gün bir hikâyeyi, kısa bir metni sesli okuması ve okuduklarını anlatması gerektiği ifade edilmelidir.

Daha ileri seviye için de okuduklarından sorular hazırlaması gerektiği ifade edilebilir. Bu şekilde bir etkinliğin yapılması öğrencilerin konuşma yeteneğini, kendilerini ifade etme becerisini geliştirecek ve okuduklarını, duyduklarını daha doğru yorumlamasını sağlayacaktır.

Velilerin bu tür etkinlikleri mutlaka takip etmesi gerekir. Aksi takdirde her toplantıda benzer konular konuşulur ve öylece kalır. En azından ortaokulu bitirinceye kadar velinin yakın takibi gerekmektedir. Ancak bu takip öğrencinin sorumluluklarını yüklenmek şeklinde olmamalıdır.

“Öğrencinin çantasını taşıyan, çantadaki kitapları, defterleri, kalemleri var mı yok mu?” diye kontrol eden veliler olmamalıdır. Çocuğun yapması gereken işleri kesinlikle siz yapmayın. Öğrencinin alacağı ceza da ödül de onun sorumluluğundadır. Ceza almasına da önyargılı olarak tepki vermeyin. “Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır.” Sözünün yaşanması için öğrenciye fırsat vermelisiniz.

Öbür türlüsü şöyle oluyor:

Üniversiteye gelen bir öğrenci hâlâ kimliğini bulamamış serseri mayın gibi ortalarda dolaşıyor, çorabını bulamıyor, parasını nasıl harcayacağını, alacağı basit bir eşyayı nasıl ve nereden alacağını bilemiyor. Atacağı her adımı annesine sorarak atıyor. Soyacağı elmayı, portakalı annesinden yardım alarak soyuyorsa ki birçoğu böyle, vay halimize!

Sekizinci sınıfa gelmiş bir öğrenci iki km ötedeki evine otobüsle ya da minibüsle gidemiyor. Bakkaldan ekmek, manavdan birkaç çeşit sebze ve meyveyi alıp gelemiyor.

 Iskaladığımız nokta tam da burası!

Çocuklar fanusun içinde büyütülüyor. Veli de öğrenci de bunun farkında değil. Veli toplantılarında bu tür hayati konulara da mutlaka değinilmeli ki veli uyansın ve ona göre çocuk yetiştirebilsin.

Fanusun dışında bir müthiş hayatın var olduğunu idrak eden,

Ayakları yere basan, düşüp kalkan,

Üzülüp ağlayan, gülüp coşan,

Yan yatan çamura batan,

Karar veren nesiller için bunları ve daha fazlasını yapmalıyız vesselam!