"Enter"a basıp içeriğe geçin

Fikir Kazanı Yazılar

Nasrettin Hoca’nın Eşeği Üniversiteye Gidiyor!

Modern çağda zekâ ve bilginin etkisi, parlaklığı çok olsa da hayatın derinliğindeki sarsılmaz hakikat farklıdır. Karakter, her zaman zekadan ve bilgiden daha yüce bir mertebede yer alır. Zekâ ve bilgi kısa vadede başarı sağlarken, karakterin getirdiği doğruluk, güvenilirlik ve tutarlılık uzun vadede işe yarar. Mesele aslında irfan sahibi olabilmekte, bilgiyi…

Yorumlar kapalı

Süper Veliler, Mükemmel Öğretmenler!

Sizin sevginiz ve kabulünüz, çocuğunuzun en yüksek notudur. Gelin, şu “süper veli” ve “mükemmel öğretmen” kostümlerini usulca çıkaralım. Onlar, ağır ve sıkan kıyafetler. Onun yerine, çocuğumuzun hayatına huzur ve güven aşılayan, Gerçek veli ve gerçek rehber olalım. O zaman göreceksiniz ki, sırtındaki yük hafifleyen o çocuk, kanatlarını çok daha yükseğe, kendi istediği göklere doğru açacaktır.

Yorumlar kapalı

Okumak… Neyi, Nasıl Okumak? “Nitelikli Okumak, Sükûtun Çığlığını Anlama Çabasıdır!”

Normal okuma yok ki sen bize nitelikli okumaktan bahsediyorsun, diyenler de olabilir. Seçerek, bilerek, yayınevini, yazarı, yazarın ve yayınevinin beslendiği her türlü değeri yüzeysel de olsa bilerek, araştırarak okumak nitelikli okumanın birinci basamağıdır. Kısacası nitelikli okumak, seçerek, anlayarak, sorgulayarak ve derinlemesine okumaktır.

Yorumlar kapalı

Minibüste Eğitim Olur mu?

Minibüste Eğitim Olur mu? “Utanç Levhası ve Kaybolan Değerlerimiz” Toplumsal yaşamın aynası olan o küçük araçta, bir minibüs şoförü nice sosyologlara taş çıkartan bir uyarı levhası asmış. Minibüsçünün astığı levhada şöyle yazıyor:                                                                                            “Kaptan ve diğer yolcular” Geçenlerde duyarlı bir yolcunun fotoğraflayıp paylaştığı bu utanç levhası, artık sınır tanımayan pervasızlığımızın…

Yorumlar kapalı

Dikkat! “Ödev” Var!

Unutmayalım, amacımız sadece karnesinde “90-100” yazan çocuklar değil; hayatı seven, insanı yücelten, seven, sevilen, merak eden ve zorluklar karşısında kendi çözümlerini üretebilen sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmektir. Bu, ancak omuz omuza, samimiyetle mümkün olur. Bugün ödev yok, bugün sadece mutluluk biriktirme vaktidir, selam verip tebessüm dağıtmak ve bulutların neden yağmur taşıdığını anlamaya çalışma vaktidir.
Suçlu aramadan, söylenmeden, oflayıp puflamadan sadece söyleyip yaparak yol almalıyız vesselam!

Yorumlar kapalı

Eğitimde Pozitif Pekiştirme, Geri Bildirim!

Eğitimdeki pozitif pekiştirmenin, öğrencilerin gelişiminde bir “etkili bir yöntem” olduğunu savunuyor. Ancak bu yöntemin gerçek gücüne ulaşabilmek için, önce kendi içimize bakmamız gerektiğini, bildiklerimizin sadece teoride kalmaması, bizzat hayatımıza yön vermesi gerektiğini vurguluyor. Böylece, eğitimde başarıya giden yolun, hem öğrencilerimize doğru geri bildirim vermekten hem de toplum olarak aynamızı kendimize çevirip, niyetlerimizi ve davranışlarımızı arındırmaktan geçtiğini anlatıyor.

Yorumlar kapalı

Okullar açıldı…

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), belki bu kez doğru söylemiştir diyerek söze onun bir verisiyle başlamak istiyorum. 2023 yılına ilişkin bir TÜİK istatistiğine göre: “Türkiye’de en zengin %20’lik kesim toplam gelirin yarısını alıyor!” Gerçi bu veri geçen iki yılın ve durdurulmayan azgın enflasyonu nedeniyle güncelliğini yitirmiş… O günün zengini daha zengin,…

Yorumlar kapalı

“İç İstemem Çalışayım, Ep İsterim Yatayım!” “İç İstemem Okuyayım, Ep İsterim Başarayım!”

Bir çocuğun başarısını sadece akademik sonuçlarla ölçmek büyük bir yanılgıdır. Ebeveynlerin, çocuklarından Everest büyüklüğünde beklentileri olsa da, bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan okuma alışkanlığı çoğu evde ne yazık ki eksiktir. Bu durumu değiştirmek için ailelerin “dostlar alışverişte görsün” tarzından uzaklaşarak, kitapları hayatlarının gerçek bir parçası haline getirmesi şarttır. Unutmayın, okuma kültürü ailede başlar ve sadece akademik değil, hayatın her alanında başarılı, bilinçli bireyler yetiştirmenin temelidir.

Yorumlar kapalı

“Bi’ şey yapmalı”

14 Haziran günkü “İKLİMLER” yazım: “Yaz boyu hem dinlenir hem de daha çok okurum … Eylül ayında barışçı-demokratik ve yaşanır bir iklimde buluşmak üzere hepinize sevgiler saygılar…” diye bitiyordu. Şimdi de siz haklı olarak: “Peki geçen 78 gün içinde sen verdiğin sözün gereğini yaparak çok okudun mu, yeterince dinlenebildin mi?”…

Yorumlar kapalı