Pek çok kez acziyet yaşadığımı zannederdim, tâki seni görene kadar…
Birçok kez etrafındakilerin beni anlamadığından yakınır, yalnız olduğumdan dert yanardım, senin som kimsesizliğine şahit olana kadar.
Çok utandın değil mi kadın? Tamam dövsün sövsün daha kötüsünü yapsın belki ama video çekmek de nedir? Yerin dibine girsen de bu günleri görmesen.
İzlerken kanımın çekildiği, tüylerimin diken diken olduğu, bildiğim tüm argo kelimeleri savurduğum, kendimce beddualar ettiğim eşine dışkı yedirmeye çalışan pervasız kocadan bahsederek başlamak istiyor ve o kadını anlatarak yazımı sonlandırmak istiyordum. Fakat bu olayı sindiremeden bir vahşete daha tanıklık ettik.
Katledilen Suriyeli kadın…
Son olayı birçok yazar, çizer ırkçılığa, faşist ruhlara, yanlış mülteci politikasına bağladı, sanki ülkemizde dehşetle sonlanan tecavüz olayı ilk defa yaşanıyormuş gibi. Hiç şüphesiz ülkemizde bir çok can yakıcı olaylarda ideolojilere duyulan aşırı sempatizanlığın etkisi yok değil. Fakat unutulmamalıdır ki hepimizin yüreğini burkan Özgecan, Irmak bebek mülteci değildi. Sahi ne çok kadın, çocuk ismi var, anıldığında boğazı düğüm düğüm eden.
Kadınlarımızın canı ne ara bu kadar değersizleşti? Allah Resulü “Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye ederim.Siz kadınları Allahın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allahın emri ile helal kıldınız.” buyuruyor. Emaneti emin kılabildik mi? Cenneti annelerin ayağının altına seren dine inanan bizler, kadınlarımızı ne ara bu kadar kıymetsizleştirdik?
Ülkemizde kadına şiddet, tecavüz, çocuk istismarı gün geçmiyor ki azalsın. Doğu-batı, eğitimli-eğitimsiz ayırt etmeden verilen caydırıcı cezalara rağmen artarak devam ediyor. Nedir bunun çözümü? Her can yakan olaydan sonra sosyal medyada tartışılan idam konusu mu ? Caydırır mı dersiniz idam bu tür yüz kızartıcı suçları? Sizi bilmem ama köhneleşmiş fikirlerde beraberinde idam sehpasına konulmayacaksa ben zannetmiyorum. Kaldı ki istismar suçundan içeri girenlerin bir çoğu koğuş ağaları tarafından ölmekten beter ediliyor.
Öyle bir zihniyet ki; kadına saygının adını kılıbıklık, arka plana atmanın adını -sözümona- “erkeklik” koymuş. Kadının özgüvenini almış erkeğin eline vermiş. Birey olmayı unutturmuş.
Hiç kusura bakmayın beyler. Sizler eşlerinizi arka planda tuttukça, karısının fikrini alan arkadaşlarınıza kıs kıs gülüp dalga malzemesi haline getirdikçe, hakaretlerinizi kadınlar üzerinden yaptıkça, bizler daha çok oturduğumuz yerden zanlıya müebbet biçer, linç için yumruk sallarız.
