"Enter"a basıp içeriğe geçin

Maltepe Okumaları

Süreci anlamak için 28 Mayıs 2017 tarihli bir haberi hatırlayalım:

“CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, CHP’nin bakış açısını aktarmak ve ABD’deki havayı değerlendirmek için Washington’da temaslarda bulundu.
İki günlük ziyaretinde, Beyaz Saray ve Dışişleri’nden isimlerin yanı sıra düşünce kuruluşlarıyla da yapılan görüşmelere CHP’nin ABD Temsilcisi Yurter Özcan da katıldı. Görüşmelerde Suriye meselesi ve YPG’ye ABD desteği, Gülen’in iadesi, Sarraf-Atilla davası gibi konular da gündeme geldi. Yılmaz, “ABD’de Türkiye’ye dönük hava iyice olumsuzlaşmış; hemen hemen görüştüğümüz her kesim, ilişkilerin daha da kötüleşeceği yönünde kanaat belirtti” diyor ancak ilişkilerde bir kopuşun söz konusu olmadığının da altını çiziyor.”
Birgün Gazetesi

Bu görüşmede AKP/Erdoğan’ın üstünü epeydir çizmiş olan Amerika işlevsiz ana muhalefet temsilcisine çok önemli bir soru soruyor: 16 Nisan’da ortaya çıkan % 49’u temsil edebilecekmisiniz, diye.

Enis Berberoğlu kıvılcımıyla tutuşan Adalet Yürüyüşü bu sorunun cevabını verdi kendi açısından. Kendi başlarına başlatıp, içeri atılmasına sebep oldukları HDP ve diğer demokrasi güçlerini “sürüklenen” ve “temkinli” konumda tutarak tüm yıldızları kendi hanesinde toplamak ve halkları kuru bir Erdoğan karşıtlığı etrafında tutarak ile sistem dışına çıkmasına engel olacak bir alternatif olduğunu kanıtladı. Maltepe’deki miting meydanında tek bayrak, tek slogan, tek lider resmi de bunun en büyük kanıtı oldu.

Peki bundan sonra neler olabilir ?

AKP/Erdoğan açısından tablo;

16 Nisan 2017’deki itiraz ve şaibeli referandumun resmi % 49′ u gösterdi ki durum ciddi, çünkü eldeki verilerle dahi kendisine yönelik destek %40’lar civarında.
Gücün zirvesinde iken en küçük sarsıntı deprem, en hafif rüzgar fırtınaya sebep olmaya başladı.
25 gündür gündemi belirleyemeyen Erdoğan 15 Temmuz sürecini, aklına ve önüne gelecek fikirler ve taktikler için bir fırsat olarak değerlendirecektir. Psikolojik baskılanma ile geçecek 15 Temmuz’dan bir şey çıkmazsa, mücadele çıtasını kendisi için hayli yükseğe koyan CHP’den hamle bekleyecektir.
Önünün açılması için Afrin’e müdahaleye fırsat kollayan AKP, ABD ile Rusya arasında yaşanacak sıkıntılardan bir Cerablus yaratabilirmiyim hesabında. İstediği olsa dahi orta ve uzun vadede daha ağır sıkıntılar yaşamış olacaklar. Olan Kürtlerin elinin ABD, Rusya ve Suriye karşısında zayıflaması olabilir ama o da bölgede en organize ve istikrarlı bir gidişat sergileyen Kürtler için biraz daha uzak olasılık olarak görünüyor.

Amerika’da korumalarla basit bir protestoya müdahale sonrası adamları hakkında “Wanted” kararı çıkarılması gibi hiç bir ülke liderine nasip olmamış sıkıntıdan daha büyüğü;
ABD’nin elinde rehin/koz olarak bulunan Zarrab ve Halkbank müdürü,
Rusya’nın “Özür” sonrası buzdolabına kaldırdığı işit, nusra terör örgütleriyle Türkiye arasındaki bağlantılara dair yazılı ve görsel belgeler,
Almanya’nın İncirlik’i boşaltması ile finallenen gerilim,
Avrupa Parlementosu’nun Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması kararını onaylaması,
Birleşmiş Milletler’in Cizre bodrumlarında savaş suçu işlendiğini raporlaması ve
en son İsveç vekillerinin Erdoğan’ın yargılanmasını istemesiyle dallanıp budaklanan dış ilişkilerde biriken ve büyüyen sorunlar.
İçeride geçen sene kriz nedeniyle gelmeyen Rus turistleri çiçeklerle, çikolatalarla karşılayacak kadar acınası bir vaziyetteki turizm, (bu arada bu sene de en çok turist ziyareti yapan 2.grup Almanlar gelmiyor)
Geçen sene 200 binden fazla, bu yılın ilk 6 ayında ise 50 bin esnafın kepenk kapatması,
Dereleri HES’lere, Zeytinlikleri madencilere peşkeş çeken, üretim imkanı olup da teşvik edilmeyen her şeyin dışarıdan gelişi kolay olsun diye vergi oranlarını daha da düşüren bir iktidar için durum ciddi ötesi.

CHP açısından tablo;
Küresel güçlere, OHAL’den iyi nemalanan ama güce boyun eğip az kazanca kanaat eden TÜSİAD vb’ne umut verdi. Önceki yerel seçimlerde MHP ve diğer etkisiz ve küçük partilerle ittifak yapıp Kürtsüz hesapla yol alamadığını gören CHP’nin bir hesabı da Kürt halkını HDP etkisinden koparıp kesişen duygularla sistem içine yeniden entegre etmektir.

MHP açısından tablo;
Yeni bir parti kuracağını açıklayan muhalif kanat, Adalet yürüyüşüne katılmayarak “bende varım” demiştir.
MHP’nin bu durumu AKP açısından; Akşenerler % 15’leri bulursa sıkıntı, yok iki kanat da % 10 altında kalırsa eli yine rahatlar, ki onlarda bunun farkında zaten.

Kürtler açısından tablo;
Tüm yukarıda bahsedilen durum ve hesapları okuyan, Ortadoğu genişliğinde siyaset yapan Kürtler, Kürtsüz hesap yapanların hesaplarını bozmaya ve “Herkes İçin Tam Demokrasi” yolunda yürümeye devam ediyor. Rojava’daki olumlu gelişmeler buraya da yansıyor.

Gezi’de yakalanan kitlesel ruh,
7 Haziran’daki umut,
16 Nisan’daki Hayırlı kolektif,
9 Temmuz’da ruhunu arayan kitlelerin yeniden buluşması, hayli zayıflamış sol ve tüm ilerici güçler için bir şanstır.

Ölümsüzlük henüz keşfedilmediğine göre bir 15 yada daha fazla yıl kaybetmemize gerek yok.

Gönül sosyalizm ister ama şimdilik demokrasiye de eyvallah.

11-07-2017