"Enter"a basıp içeriğe geçin

Irkçı Demokratlar

Irak’ın kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit operasyonunda, dualarımız kahraman ordumuzla birlikte. Allah bu mübarek ayda, Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirmesin” diye bir açıklama yaptı dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Pençe-Kilit Operasyonu nerede yapılıyor, Irak’ın kuzeyinde Zap-Metina ve Avaşin’de, yani Türkiye’de değil, sınır ötesinde, başka bir ülkede yapılıyor.

Gelelim 26 Ekim 2021 tarihine, Artı Gerçek’in haberi aynen şu şekilde: “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısındaki açıklamalarının ardından CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini uzatan tezkereye hayır oyu vereceklerini duyurdu. AKP, MHP, DEVA Partisi ve İyi Parti’nin “evet” oyu; HDP ise “hayır” oyu vereceği biliniyor.

2 gün sonra oylama yapıldı ve HDP-CHP oylamada “HAYIR” oyu verdiler. Yandaş medyada kıyamet bundan sonra başladı ve ekonomi-zamlar konuşulurken bile araya hep CHP ve Kılıçdaroğlu eleştirildi. Bu eleştiri sadece AKP-MHP kanadından gelmedi, millet ittifakı da eleştirilerini eksik etmedi.

CHP’nin mecliste tezkereye “HAYIR” demesinin üzerinden 5 gün geçti ve 3 Kasım 2021 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu, “Söz veriyorum o Kandil denen terör yuvasını yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler” diye bir açıklama yaptı.

Uzun zamandır askeriyenin Irak ve Suriye Kürtlerine saldıracağı, sınır ötesi operasyon başlatacağı söyleniyordu. Ve sonunda önceki gün Irak’ın kuzeyine, Zap-Metinas ve Avaşin’e saldırı başladı. Kılıçdaroğlu yine açıklama yaptı ve “Irak’ın kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit operasyonunda, dualarımız kahraman ordumuzla birlikte. Allah bu mübarek ayda, Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirmesin” dedi.

Bu arada Irak’ta yapılan seçimlerde en çok milletvekili çıkartan SADR Grubu’nun lideri Şii din adamı Mukteda es-Sadr bir açıklama yaparak Türkiye’nin saldırılarına sessiz kalmayacaklarını söyledi. SADR, sorunların diyalog ve demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğini de konuşmasına ekledi.

İşte başından beri söylediğim bu, Türkiye’de partiler devlete, devletin en silahlı grubu olan askeriyeye bağlı olarak çalışıyorlar. O yüzden hangi hükümet iktidara gelirse gelsin (Tek başına HDP-Sosyalist iktidar hariç) devleti yönetemez, devlet tarafından yönetilir. Bunun adına ister olirgarşik iktidar deyin, ister ırkçı-faşist devlet hükümeti deyin, sonuç değişmiyor.

Türkiye’nin geleceği de ırkçı demokratların elinde olacak ve demokrasi falan gelmeyecek.