"Enter"a basıp içeriğe geçin

Doğanın Sanatıdır Kapadokya

Unesco dünya mirasları listesinde, doğal yapısıyla, kültürümüze, tarihimize kimlik kazandıran, efsunluğu ile milyonları kendisine çekmesini bilen, “güzel atlar ülkesi” anlamına da gelen, transparan coğrafyadır Kapadokya…

Bu hayattan göçmeden görülmesi gereken yerlerin “ilk üçü arasındadır” desek mübalağadan sayılmaz bizimkisi…

Doğanın gizli elleri, oscarlık mimarları aratmayacak tasarım zenginliğini teslim etmiş bizlere, 60 milyon yıl önce...

Köklü bir geçmiş ama doğallığından, dokusundan, dolayı da hala geçememiş…

Volkanik dağların püskürmesiyle savrulan lavların, rüzgar ve yağmurun el birliğiyle, önce bazalt kayaları, şapkalı konileri ve vadileri oluşturup, mistik kokusunu da serpiştirerek bugüne kadar taşımayı başarmış doğal bir baş yapıt.

Tarihin tozlu sayfalarını geriye çevirdiğimizde, Kapadokya’nın o gizemli dokusunu kalbinizle okşayabilir, hafızanızda kalacağı için, belleğinizdeki bazı kayıtları kontrolsüzce silebilirsiniz.

Yüz yıllar önce ilk Hristiyanlar buraya yerleşmiş, kayalara oyularak yapılmış kiliseler muazzam bir tarihe ev sahipliği yapmış.

Avanos, Göreme, Ürgüp, Ortahisar, Uç Hisar, Ak Vadi bu tarihin en çok görülmesi gereken yerleri…

Dış görünümü kadar içinin de enterasanlığı ile taş oteller , taş evler, gizli geçitle yer altına giden serüven, baş döndürücü akıl tutulmasına dönüşüyor.

Gökyüzüne süzülen rengarenk balonları izlemek için, sabahın zemheri soğuğuna rağmen, alacakaranlıkta, sıcacık yatağınızla istemsiz vedalaşıyorsanız ruhen de Kapadokya’dasınız ve keyfinizin hakkını veriyorsunuz demektir.

Her yerde gözünüze ilişen, nazar boncukla işlenmiş ağaçları da, kendi güzelliğinin nazara gelebileceğine atıfta bulunuyor mu Kapadokya?

Ne kadar çok cümle ile anlatılsa dahi hala hikayenin başında hissiyatı veriyor bu şehir…

En sevdiğinizi alıp götürün buraya…

Dünya ile ilişkinize buradayken nokta koyun. Anılarınızı toplayın, mutluluklarınızı çarpın, hüzünlerinizi çıkartın, yıllar sonraları için anlatılacak hikayelerine bölün.


Milyonlarca yıldır yaşayan efsaneye, sıcacık yüreğinizle siz de iz bırakın…

Seyhan Özgün