Hiç unutmam; ilk defa bir sahafa gittiğimde, hangi kitabı sorsam, binlerce kitaplardan oluşan kitapların arasından ismini zikrettiğim kitabı kısa bir sürede bulup önüme koyması beni çok etkilemişti. Farklı alanlara ait onca kitabın ismini hatırında tutması küçümsenmeyecek bir meseleydi elbette. Ancak ben gözümde daha da büyütmüştüm. Kitapların her birini teker teker…
Yorumlar kapalıAy: Temmuz 2020
Doğmak, yaşlanmak. İnsan hayatının en kısa özeti. Nerede doğacağınızı, ebeveynlerinizi seçmek gibi bir şansı yok kimsenin. Berbat bir senaryonun baş aktörü/aktristi olarak doğmuş da olabilirsiniz, kimine göre mükemmel güzellikte olanının da… Asıl mesele size yazılan ama kısmen haberdar olduğunuz bu senaryoyu nasıl oynayacağınız. Çevrenizde gelişen olaylarda genellikle bir inisiyatifiniz yok…
Yorumlar kapalıSürekli daralan medya sektöründe görev yaptığım için işsizlik belasıyla çok kereler karşılaştım. Ve bazıları aylarca sürdü. Bugün işsizlik artık öyle bir boyutta ki pek çok insan umudunu neredeyse yitirmek üzere… Çift üniversite bitirmiş, birkaç lisan bilen, yüksek lisansını yapmış nice genç insan, çaresiz! İnternette mantar gibi biten kariyer siteleri, İşKur…
Yorumlar kapalıSÜREKLİ toplumun belli katmanlarını eleştirir dururum. Kendimce haklılık payları çıkartırım. Bunu yaparken toplumun artık tozlanmaya yüz tutmuş, insan eliyle önemsizleştirilen-değersizleştirilen olguları baz alırım.Bazı şeylerin telafisi yoktur.İçinde bir kırıntısı da kalsa vicdanın, insanı ömür boyu rahatsız eden şeyler vardır.Yalan mesela…İnsana dair tüm değerleri altüst eden yegane şeydir bana göre.Ve ne yazık…
Yorumlar kapalıBu ülkede ne vakit sayıca fazla insan iş cinayetine kurban gitse, birkaç günlük riyakar bir farkındalık oluşur. 302 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma faciasını, yahut daha önce meydana gelen iş cinayetlerini anımsayın desem hepsi bulanıklaşır hafızalarda. Sakarya Hendek’te meydana gelen havai fişek fabrikasındaki patlama da ne yazık ki bir süre…
Yorumlar kapalıBugün 2 Temmuz 2020. Herkesin dilinde, “Yahu bu ne sıcak adeta cehennem gibi…”, “Ya olduğum yerde eriyorum, bitiyorum” cümleleri. Taş çatlasa 30 derece hava, vantilatör var, klima var hiçbiri yoksa kaçacağın gölgelik bir alan illa ki var. Deniz var, havuz var, ikisi de yoksa duş var. 2 Temmuz 1993… Tam…
Yorumlar kapalıSokaklarında çocukların koşuşturduğu, komşu kadının kendi evladına yaparken komşunun çocuğuna da peynir ekmek yaptığı, annelerin ancak alaca karanlık çöktüğünde, “Ayşeee, Mehmeeeet hadi artık eve, akşam ezanı okundu” diye seslendiği bir ülkeden; gün aşırı bir kasının, bir çocuğu vahşice öldürüldüğü bir topluma dönüştük. Oysa insandık bir zamanlar. Kimin evinde cenaze var…
Yorumlar kapalı