Yaşam Karatma Sınavı (YKS)

Bir ülke düşünün bebekleri bile Amerikan parasıyla bin 963 dolar borçla doğuyor. Bir ülke düşünün tanrının bedava sunduğu yaşamı asgari ücretle geçinmeye çalışarak geçiriyor insanlar. Bir ülke düşünün bir kısım insanlar zevk-ü sefa içinde yaşarken daha ergenliğe girmeden ne idiğü belirsiz bir gelecek için at gibi yarıştırılıyor çocuklar. 

Oysa sosyal devlet; doğumdan ölüme vatandaşının tüm yaşamını garanti altına almakla yükümlüdür. 

İki gündür karantina şartları nedeniyle zaten oldukça stres altında olan çocuklar zaten türlü eşitsizlik altında geçen tüm eğitim hayatlarını iki gün 3 oturum süren birkaç saate sıkıştırıyor. Değme edebiyatçıların bile anlamakta zorlandığı koca koca paragrafları okuyup kelime oyunları arasından doğru cevapları bulmaya çalışıyor. 

Ne için? 

Üniversiteye girip karanlık bir geleceğe adım atmak için. 

Bugün hangi sektörde istihdam sorunu yaşanmıyor? 

Öğretmen olsa 440 bin atanamamış öğretmenin arasına katılacak. İİBF bitirse ha keza aynı. Sosyoloji okusa devletten kadro bekleyenler kervanında yeri hazır.
Mühendis olsa bir kaç dille takviye etmezse, yüksek lisans bile yapsa bilmem ne holdingin falanca şirketine girebilmek için torpil kovalayacak. Filanca partiden milletvekili tanımıyorsa o iş de yatacak.
Yarın öteki gün bekçi kadroları da dolacak ne yapacak bu çocuklar?
Bir manken zamanımda dağdaki çobanla benim oyum bir mi demişti de taşlanmıştı hani. Kasaba lisesinden mezun gençle Robert Koleji’nden mezun çocuğun işaretleyeceği cevaplar bir mi peki? 

Hepimiz biliyoruz sorunun cevabını. Hatta bu sınavları düzenleyenler de gayet iyi biliyor.
Ama düzen bu.
Yıkılası kahpe devran.
Ben kısaca Yaşam Karatma Sınavı diyorum bu sınava.
Başka isim koyabilen varsa beri gelsin de anlatsın hele…