"Enter"a basıp içeriğe geçin

Birlikte Düşünelim

Covid-19 virüsü salgın olarak ilan edildi. Covid-19 öldürücü!

Böylesi bir salgında korunmak için, gerçek anlamda koruyucu maskelerin kullanılması gerekir ama bizde gerçek anlamda koruyucu maskeyi geçtik, normal maske bile yok, satışı yasak! Devlet, “biz vereceğiz” dedikten sonra haftalar geçti ancak kime sorsak “bana gelmedi” diyor! Üç beş liralık maskenin böylesi öldürücü bir virüse karşı koruyucu olabileceğine de inanmıyorum.

Burayı geçelim.

Korunmak için sokağa çıkma yasağı uygulanıyor! Yasak iki türlü. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı insanların tamamı asla sokağa çıkamayacak! Kalanlardan işsiz olanlar ise belirlenen günlerde sokağa çıkamayacak.

Çalışanlara uygulanmayan sokağa çıkma yasaklarının ne kadar koruyucu olduğunu tartışmaya bile gerek yok.

Çalışana virüs bulaşmıyormu yoksa yaşamımı değersiz?

Çalışana virüs bulaşabiliyorsa, bulaşan virüsü evine, evinde birlikte yaşadığı kişilere götürmüyormu?

Sokağa çıkma yasaklarıyla evlere tıktığımız bu insanlar, dışarı çıkabilenler tarafından tehlikeye atılıyorsa yasağın ne anlamı var?

Özellikle 65 yaş üstü ve 20 yaş altı insanlara uygulanan sokağa çıkma yasağı, “evde kal cezası” haline gelmedi mi?

65 yaş üstü insanlara sokağa çıkma yasağı getirenler 65 yaş üzeri değil mi ve onlara bu yasak uygulanıyor mu?

Almanya, İngiltere, Amerika ve bir çok farklı ülkede sokağa çıkma yasakları, insan hakkı ihlali olduğu gerekçesiyle protesto ediliyor. Protesto edenler mi hatalı yoksa uyanlar mı?

Virüs salgını nedeniyle anayasal haklar askıya alınabilir mi?

Sokağa çıkma yasakları tüm insanları kapsasaydı ve belirli bir süre olsaydı anlayabilirdim ancak öyle olmadığı için anlamam mümkün değil.

Bir çok soru barındırıyor bu salgın ve salgına karşı yapılan uygulamalar, yaptırımlar, yasaklar.

Tam da bu kaosun ortasında, ortada “insanlara cip takmak istiyorlar” gibi komplo teorileri dolanırken, Elon Musk tarafından bir yıl önce açıklanan insanların beyinlerine yerleştirmeyi düşündüğü cip projesi yeniden gündeme sokuldu! İnsanlar telefon, bilgisayar ve diğer araçlarını bu cip sayesinde düşünceleri ile kontrol edebilecekmiş! İnternete girebilecekmiş! Hatta bu cip sayesinde insanlara dil öğretilecek ve eğitim verilebilecekmiş!

Elon Musk gibi bir çok bilimsel çalışma ve projeye imza atmış zeki bir insan, bu cip sayesinde insanların kontrol edilebileceğini, insanlara istediklerini yaptırabileceklerini, hatta hastalandırıp öldürebileceklerini bilmiyormu?

Cipin yerleştirildiği beyin cipi kontrol edebiliyorsa, cip de yerleştirildiği beyini kontrol edebilir. Olmayacak bir durum değildir, bilim ve teknolojinin bizim bildiğimizden çok daha ileride olduğu da açık bir gerçekliktir. Gerek yönetenler gerekse bilim ve teknoloji sahibi olanlar, bildiklerini herkesin bilmesini istemezler!

Bilinenlerin ışığında, “insanlara cip takmak istiyorlar” dedikodularının ortalıkta dolaştığı zamanlarda, Elon Musk’ın bu açıklamasının gündemleştirilmesi ne anlama gelir?

Bu açıklama insanları alıştırma taktiğimidir? Algı projesimidir?

Birlikte düşünelim.

Covid-19 salgını ortaya çıkmadan önce dünyanın bir çok ülkesinde, yaşam koşulları, hayat pahallılığı ve zamlar, kötü yönetimler protesto ediliyordu.

Yanıbaşımızdaki İran’da yönetim karşıtı isyan aylarca sürmüştü.

Bu protesto ve isyanları ne polis gücü ne de silahlı kuvvetler durduramamıştı.

Dünyada yaşanan ekonomik kriz kırılma noktasına kadar gelmişti.

Corona-19 virüsü ortaya çıktıktan sonra neredeyse ilk İran’a uğradı ve isyanlar bitti! Ardından tüm dünyaya bulaştı ve tüm isyanlar son buldu! Ardından Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Pandemi olarak ilan edildi ki bu sayede ülke yönetimleri anayasal hakları askıya alma imkanına kavuştu! Aksi durumda sokağa çıkma yasakları ve insan haklarını askıya alma uygulamalarını yapamazlardı.

Ardından ülke yönetimleri gördü ki insanları bu virüs sayesinde daha rahat yönetebilecekler, her dediklerini yaptırabilecekler!

Virüsle ilgili olarak verilen ilk tarih en az bir yıldı. Sonra 2023, ardından da 2024 tarihleri telaffuz edildi. Süre uzatımları arttırıldı. Virüsün yeni versiyonları keşfedildi. Yeni tip corona-19 ortaya çıktı.

Korku süresi daha da uzatıldı.

Bilim insanları corona virüsünü yenenlerin bir daha yakalanmayacaklarını, yakalansalar bile daha kolay atlatacaklarını, en azından ölümlerin azalacağını duyurduğu sırada Dünya Sağlık Örgütü hemen bir açıklama yapma zorunluluğu hissetti. Bilim insanlarının açıklamaları insanları rahatlatıyordu. Korkunun devam etmesi gerekiyordu!

DSÖ, “hastalığı atlatmış olmanın tekrar yakalanma riskini ortadan kaldırmadığını” üzerine basa basa açıkladı.

Korku yeniden yukarı çekildi.

Birlikte düşünelim

Yaşadıklarımızda bir gariplik yok mu?

Virüs korkusu, ölüm korkusu yüzünden tüm insani ve Anayasal haklarımızı kendi ellerimizle, bilerek ve isteyerek yönetenlerin eline teslim etmiş olmadık mı?