"Enter"a basıp içeriğe geçin

Son Yazım, Kendinize İyi Bakın (.)

Son iki yıldan fazladır kalemden kelam döküldükçe yazılar yazdım. Hiçbir maddi, manevi karşılık olmaksızın bilgilerimi ve birikimlerimi siz değerli okurlarımla paylaştım. Şimdi dönüp baktığımda sizin gördüğünüz teknik ve üslup hataları başta olmak üzere hepsini ben de görüyorum. Yer yer eleştirileriniz, çoğu kez destekleriniz ve belki kimilerinizin hikayeleri yazmamda çok büyük bir değere/etkiye sahip oldu.

İki yıldan fazla ağırlıklı gündeme dair yazılar yazdım, gündem dışı ise; hikayeler, denemeler ve fikir/düşünce yazılarında sizlerle beraber olduk.

Şu anda dönüp baktığımda sizinle buluşan ilk yazımın heyecanı ve şu an yazmakta olduğum son yazımın burukluğu içerisinde deviniyor, sizlerle yazdığım yazılar yoluyla geçen her vakti büyük bir şans sayıyorum. Görmekte olduğum tek gerçek bu değil tabii ki. Aynı zamanda bazı yazıların çocuksu yanları, bazılarının boğukluğu…

Sonuç itibariyle hepsini ben yazdım, sizin okumalarınız değerli kıldı.

Peki, neden mi “son” yazı?

İnanın bunu ben de hala düşünüyorum, ama bazı küçük gerekçeleri ifade etmeden geçemeyeceğim. Topallayan yazıları yazmanın şu saatten sonra pek doğru olmadığı kanaatindeyim. Ve kendi içlemimdeki sorgulamaları da katınca… Kısacası ve en önemlisi değerli okurlarım olabildiğince yorucu bir coğrafyada yaşıyor olmak ilk gerekçem. Fakat tek gerekçem değil… Anlama ile anlaşılma kabiliyeti noktasında cidden büyük sıkıntılarımız olduğu kanaatim de keza en büyük gerekçelerden biri. Bir diğeri ise buradan yıllarca yazılar yazsam bunun değişen dünyadaki kabulü ile ilgili çok büyük bir (?) soru işareti olduğu, en azından çözüm katkı sunmak açısından öyle.

Her birimizin yaşamlarındaki ağır ekonomik, psikolojik… Süreçler bana her birimizin ayrı ayrı birer klinik vaka olduğu gerçeğini hatırlatıyor. İyi değiliz, bunu tüm benliğimizle reddetmemize rağmen.

Dünya küçük öyle değil mi? Belki bir gün bir yerlerde yeniden görüşürüz. O vakte kadar nefes almayı unutmayın.