"Enter"a basıp içeriğe geçin

Saraydan Medet Uman Kılıçdaroğlu!

4 Mayıs 2018 idi.

CHP, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimi için adayının, Muharrem İnce olduğunu açıklanmıştı.

Ben de bu açıklama yapıldıktan bir gün önce o zamanki yazımda şöyle söylemiştim.

‘’Aslında Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ın kazanacağından o kadar emindi ki Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanlığına aday göstererek bir taşla iki kuş vurmak istedi…

Kılıçdaroğlu için Muharrem İnce hiç şüphesiz parti içerisindeki en güçlü rakibi idi.

Kemal Bey’in hedefi ise İnce’yi aday göstererek parti içerisin de ki en güçlü rakibini saf dışı bırakmaktı.

Bu nasıl mı olacaktı?

Muharrem İnce cumhurbaşkanlığına aday gösterildiği için milletvekili olamayacak hem de parti tabanından CHP’li biri aday çıkmadı diye Kemal Kılıçdaroğlu eleştirilmeyecekti.

24 Haziranın galibi Erdoğan, 25 haziranın galibi de şüphesiz Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır.’’ diye yazmıştım…

Daha sonra İnce seçimi kaybedip, Kemal Kılıçdaroğlu da koltuğunu sağlamlaştırmıştı.

Kemal Bey’in bu siyasi stratejisi için tebrik etmiştim.

Çünkü hakikaten Muharrem İnce 24 haziran seçimini kaybettikten sonra adeta silinmiş ve CHP tabanından o gece yaptığı hatalardan dolayı büyük tepki almıştı.

Ta ki Rahmi Turan’nın ‘’Saraya giden CHP’li’’ yazısına dek…

Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, bu yazı için ‘’Evet doğrudur. Ben de biliyorum saraya kimin gittiğini, saray CHP’yi karıştırmak istiyor.’’ gibi aslı astarı olmayan absürt sözler söyledi.

Erdoğan ise ‘’ben cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum sen de genel başkanlığını ortaya koy’’ diyerek açıkça meydan okudu.

Tayyip Erdoğan’nın, Kemal Kılıçdaroğlu’na genel başkanlığını ortaya koy demesinin altında yatan bir neden vardı.

O da şuydu…

Bu yalanla Kemal Kılıçdaroğlu , kendisine karşı kongrede aday olacak kişiye ‘’sarayın adamı’’ damgasını vurdurmaktı.Böylelikle kongreyi rahat kazanacaktı.

Burada yazının Sözcü gazetesi üzerinden yapılması da olayı alenen ortaya döktü. Çünkü Sözcü gazetesi CHP’lilerin yoğunlukta aldığı bir gazeteydi. Buradaki amaç bu gazete üzerinden tabanı ve delegeyi etkilemekti.

Zaten kendi İnternet sitesinden yazılar yazan Talat Atilla’nın da bu önemli bilgiyi kendisi yazmayıp Sözcü gazetesi yazarlarını arayarak servis etmesi de bunun açık bir şekilde kumpas olduğunun göstergesiydi.

Tayyip Erdoğan ise yılların verdiği tecrübeyle de bu planı okuyarak Kılıçdaroğlu’na meydan okuması benim üzerimden prim yapmana asla izin vermem haydi hodri meydan demiş oldu.  

Elbette burada iki amaç vardı; Birincisi Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak ikincisi de Muharrem İnce bitirmek…

Bu netti. Ama gel gelelim ki işler sarpa sardı…

Rahmi Turan, kaynağının kendisini yanılttığını bundan dolayıda Erdoğan ve İnce’den özür dilediğini söyledi. 

Ve ayrıca kaynağının Talat Atilla olduğunu, Talat Atilla da ‘’ Ben bu bilgiyi Kemal Kılıçdaroğlu’na doğrulattım. Üstelik benim de kaynağım CHP içerisinden biridir.’’ dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu bu açıklamalarla adeta mars oldu…

En son artık nasıl kıvıracağını bilmeyen Kemal Bey, Talat Atilla ve Rahmi Turan’ın açıklamaları yokmuş gibi ’’yapılanlar CHP’ye kumpastır , bu CHP’yi karıştırmaktır’’ gibi absürt cümleleri tekrar sarf etti.

31 Mart seçimlerinde İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya gibi daha birçok önemli yerleri kazanarak kongreye garanti altında giren Kemal Bey’in bu hatayı nasıl yaptığına akıl sır ermiyor gerçekten…

Bitmiş bir Muharrem İnce’yi yeniden canlandırarak kendi ayağına sıkmak buna denir işte.

Kongreyi Kemal Bey yine kazanabilir ama artık ‘’topal’’ gezeceğinden şüphe yok…