"Enter"a basıp içeriğe geçin

Paramiliterleşen Partiler Ve Kurtarılmış Bölgeler

Türkiye 24 Haziran seçimlerine hazırlanırken, güzel gelişmeler olmakla birlikte olumsuz olaylar da yaşanmaktadır. Bu süreçte toplumu bölmeye, kutuplaştırmaya, ötekileştirme çalışan siyasi görünümlü paramiliter tipler ortalıkta peydah olmaya başladı. Bu paramiliter kişiler, partililerce para karşılığında tutulmuş gençler olabildiği gibi, zaman zaman siyasi parti temsilcilerinden ve kamu görevlilerinden de bu işi kendisine vazife ad eden tiplerden de çıkabiliyor.

Siyasi partilerin amacı, toplumu insanca, eşit bir şeklide, adalet anlayışıyla yönetmektir. Yoksa legal görünümlü illegal amaçlar peşinden koşmak değildir ve siyasi partiler de legal görünümlü illegal örgütler değildir. En azından devletin, güvenlik soruşturmasından geçip faaliyetlerini rahat bir şekilde yürüttükleri için bundan emin olabiliyoruz. Bu işin sorumluluğu, devlet adına güvenliği sağlayan, devletin adli ve idari kurumlarına düşmektedir.

AKP’ye yakın bazı bürokratlar, siyasetçiler, dernek ve kulüp başkanları, aslında bazı tetikçiler dersek daha iyi olur. Bu paramiliter şahıslar, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, sosyal medya hesaplarında yakışıksız, tehditvari bir üslupla hakaretler yağdırdılar.

Bazıları, kendi bölgelerini resmen kurtarılmış bölge ilan ettiler.

Şahin Beyin ve Sütçü İmam’ın misafirperver ve herkesi kucaklayan torunları, sarayın gölgesine sığınan tetikçilere gereken cevabı verecektir. Bu kişiler, Gaziantep’in ve Kahraman Maraş’ın halkı adına söz sahibi değillerdir; halkın iradesine ve düşüncesine pranga takamazlar.

Sanırım bu kişiler, tepeden (saraydan) zılgıtı yedikten sonra yüz seksen derece çark etmeye başladılar. Bazıları sosyal medya hesaplarını kapattı ve bazıları da tükürdüğünü yalamaya başladı. Özür dilemeye başladı.

Gerçekten siyasetimiz adına utanç verici bir gelişmedir. Siyaset tarihçileri bu çirkinlikleri, mutlaka kaydedecektir.

Her hangi bir siyasi partiyi seversiniz ya da sevmezsiniz; desteklersiniz ya da desteklemezsiniz ama Türk milletinin iradesine ve kararına saygı duymak zorundasınız.

AKP, bu kraldan çok kralcılar yüzünden daha da çok oy kaybedecektir. Türk milleti, antipati uyandıracak söz ve davranışların faturasını, 24 Haziranda tüm partilere ve partililere kesecektir. Bu kişiler, Cumhurbaşkanına, Başbakana ve en önemlisi de Türkiye’nin belli bir yüzdeliğini oluşturan millet iradesine ihanet etmektedir. Açık bir ifadeyle AKP adına illegal faaliyetlerde bulunan şahıslar, milletin emanetine ihanet etmektedirler.

Millet iradesinin gölgesinde, kendi kirli ve gayrı meşru emellerinizi icra edemezsiniz. Yaptığınız yanlış davranışlar, mensubu olduğunuz partinin değerlerine, partililerin emeğine ve en önemlisi de seçmen kitlesine ihanettir.

Türkiye’yi yönetme adına gerçekten kendinize güveniyorsanız, planlarınızı, projelerinizi, inandırıcı ve güven verici bir şekilde halka anlatırsınız. Ve son kararı da halk verecektir. Millet adına siz karar veremezsiniz, insanları tehdit edemezsiniz. Kraldan çok kralcı davranamazsınız.

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim:

            Beyler! Burası Türkiye Cumhuriyeti, Ortadoğu’nun bataklığını kimse bu mukaddes topraklara taşımasın!

            Türk milleti ve ebediyen payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti;

            Kimin, ne tür kirli ve ne tür kanlı siyaset peşinde koştuklarını çok iyi bilmektedir.

            Herkes haddini bilsin. Vatanseverlik ve dindarlık kisvesi altında kimse ihanet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olmasın.

            Bu ülke herkese yeter. Yıkıcı emel taşımadığınız sürece, ulusal ve uluslar arası evrensel değerlere zıt hareket etmediğiniz sürece, bu devlet herkesi özgür bırakmıştır.

            Tabi, devlet otoritesini eline alan bazı partiler, devlet kisvesi adı altında muhaliflerine karşı kirli siyaset yapmaktadır. Bu durum istisna.

            Son söz:

            Beyler! Ya gerçekten bunun farkında değilsiniz ya da bu işin ihalesini alıp taşeronluk yapıyorsunuz…