"Enter"a basıp içeriğe geçin

Afrin ve Zeytin Dalı Harekatı

Başlatılan sınır ötesi operasyonlar kadar onlara verilecek isimler de önemlidir. Öyle ki bir ülkenin, bölgenin hatta dünyanın gidişatını etkileyebilecek bu operasyonlara verilen isimler, yapılacak harekâtın kapsamını, mekânını, amacını ve hatta meşruiyetinin ifade edilmesi zaviyesinden büyük önem teşkil eder.

Sınırsız Özgürlük, Parlak Yıldız, Çöl Tilkisi, Kartal Gözü gibi operasyon isimleriyle sınır ötesi harekâtlarda bulunan Amerikan ordusuna imaj katan bu isimler, kurulan Operasyon Markası Yaratma Birimi tarafından oluşturulmuştur. Görüldüğü üzere devletlerin yürüttükleri harekâtlara verdikleri isim gelişi güzel bir şekilde değil, bölgenin ve operasyonun nitelikleri kapsamında düşünülmektedir.

Ve gelelim Afrin ve Zeytin Dalı Harekâtına…

Afrin, Türkiye (Hatay ve Kilis) sınırında yer alan bir Suriye kenti. Nüfusun ağırlıklı kısmını Kürt nüfusu oluşturmakla birlikte şehirde çok sayıda Arap ve Türkmen de bulunuyor. Suriye’nin kuzey batısında bulunan 50.000 nüfuslu bu şehrin en önemli özelliği ise zeytin üretim merkezi olması. Nitekim şehrin sembolü dahi zeytin ağacı motifi.

Velhasıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı operasyona Zeytin Dalı ismini vermesinin sebeplerinden biri burada yatmakta.

Peki, Afrin’in Türkiye için önemi ne?

Arap (Son)Baharı’ndan bu yana otorite boşluğu nedeniyle Suriye’de hâkimiyeti ele geçirmek isteyen PYD-YPG ve DEAŞ’a karşı gerek sınır gerekse bölge güvenliğinin tesis edilmesi Türkiye’nin başat hedeflerinden. Öyle ki, şayet Afrin bölgesi de bu yapılardan temizlenirse, yaklaşık 10 bin kilometre karelik bir alan Türkiye nüfuzunda olacak ve Doğu Akdeniz’e ulaşmayı hedefleyen PKK kuşağı tamamen engellenmiş olacak.

Binlerce kilometre uzaktan bölgemize yön vermek isteyenlere karşı, ‘‘Biz de buradayız’’ demenin en somut hamlesi olan Afrin operasyonunun nihai amacı ise bölge halkının yeniden barış ve istikrarlı bir düzene dönüşünü sağlamak.

Bilindiği üzere büyük tufan sonrası beyaz bir güvercinin Hz. Nuh’un gemisine ağzında zeytin dalı ile dönmesi nedeniyle, zeytin yüzyıllardır barışın simgesi kabul ediliyor. Operasyona Zeytin Dalı isminin verilmesinin nedenlerinden birisi de bu.

Soğuk Savaş konseptinin ardından bölgedeki terör örgütlerini de kullanarak (hatta yenilerini çıkararak) mezhep ve etnik çatışmaları körükleyen ‘‘Batı Aklı’’, Ortadoğu stratejisini adım adım hayata geçiriyor. Nitekim bunu da saklamıyor. Derdinin bölgeye özgürlük ve demokrasi getirmek olmadığını da herkes biliyor. Bu da sadece Türkiye’yi değil, bölgeyi tehdit ediyor. İşte bu yüzden, Afrin operasyonu bu bölgesel tehdide bir cevaptır. Ve Afrin’le de sınırlı değil, arkası da gelecek.

Gelecek ki, yıllardır ‘‘Çınar Ağacı’’ misali kuruyunca sulanan, büyüyünce budanan Türkiye, artık başkalarının esaretinde olmasın.

Gelecek ki, bölge insanının kan ve gözyaşı, başkalarının petrol kaynağı olmasın.

Gelecek ki, Türkiye bir mektupla (Johnson Mektubu) gemilerini yarı yoldan çevirmek zorunda kalmasın.

Gelecek ki, Türkiye başka Boraltan Köprüsü facialarını yaşamasın, yaşatmasın.

Gelecek ki, ülkemizin, bölgemizin artık huzur dolu bir geleceği olsun.

O yüzden ki, Afrin’de ne işimiz var diyenlere de karşıyım. Afrin bizim diyenlere de…

Afrin bizim değil, Afrin, Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla Suriye halkınındır.

Afrin bizim değil, ancak Afrin Amerika’nın, Rusya’nın ya da İran’ın hiç değil.

Afrin bizim değil, ancak Afrin’de olaylar ülkemizi ilgilendiriyorsa, Afrin’de biz de varız. Olmak zorundayız.

Afrin bizim değil, ancak Afrin bizim ileri karakolumuz.

Afrin’de gözümüz yok, ancak Afrin’de işimiz de var, sözümüz de…

Selametle…