Tavır ve davranışıyla asil bir duruş sergileyen öğretmenler; aldıkları maaşlarla aynı dik duruşu sergilemekte bir hayli zorlanıyorlar. Süslü, gönlü okşayan, iltifat yağmurlarından beslenen veciz sözler öğretmenler gününde sağanak sağanak satırlara yağacak, oradan gönülleri doldurup taşacak. Gönülleri taşan ve coşan öğretmenler aynı sağanaktan ceplerine de “Bir şeyler damlar mı?” diye umut…
Yorumlar kapalıFikir Kazanı Yazılar
Gök kubbe altında bir insan olarak tüm dünya vatandaşlarının vicdanı Gazze’de yaşanan trajediye ve İsrail zulmüne karşı isyan etmelidir, çırpınmalıdır. En azından kalbinde bir sızı hissetmeli, “Ben insanım!” diyebilen kişi. 21. yüzyılın en büyük insanlık suçlarından biri olarak kabul edilen ya da edilecek olan –daha beterini yapmazlarsa tabi- bu zulüm,…
Yorumlar kapalıKüçük adımlarla başlayan boykot ilk defa bu kadar büyüdü ve devam ediyor. Boykotla ilgili bu cümleleri ve daha fazlasını hep duyduk. Bunun için bile duyarsızlaştırıldık yani. Umarım bu farklı olur. Birileri tarafından komik bulunmaz kanaatindeyim. Bugüne kadar hiç kimsenin –küçük azınlıklar her zaman olabilir- boykotu devam ettirdiğine şahit olamadık. Evet,…
Yorumlar kapalı(Parmakla Kayıp Giden Hayatlar) Yüz yüze iletişim bitti bitecek kıvamına geldi. Herkesin elinde telefon; sosyal medyanın birinden diğerine gezinip duruyor. Saatler harcandıktan sonra, “Ne öğrendin?” desek. Yüzeysel birkaç cümle duyabiliriz. Ötesi boş lakırdıdır. Bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken gereksiz bilgiler çöplüğünde gezinerek zihinlerimiz iyice çöplüğe dönüyor. Sadece çocuklar mı böyle?…
Yorumlar kapalı“Öğrencileri, başarıları için ödüllendirmek işe yarar mı?” “Eğitimde ödüllendirme nasıl olmalı?” “Sürekli ödül vermenin faydası mı yoksa zararı mı çoktur?” “Ödül bir cezaya dönüşebilir mi?” Ödüllendirmeyle ilgili daha birçok sorunun cevabını yazının sonunda umarım almış olacaksınız. Öğrencileri, iyi bir davranış için teşvik etmek, ödevlerini yaptırmak, kitap okutmak, sınava çalıştırmak ve…
Yorumlar kapalıBranşımız ayrı, mesleğimiz aynı olan, çok sevip saydığım bir büyüğüm-dostum aradı. Onun branşı edebiyat, sözü ve kalemi güçlüdür. Uzunca bir sohbet yapmak istediğini, fakat okuldan gelecek torununu beklediği için zamanı kısıtlı olduğundan, uzun sohbeti başka güne bırakalım dedi, sonra da: “YILGINLIK YOK!” yazını okudum çok beğendim, fakat yazının girişinde beni…
Yorumlar kapalıÇocukluk, hayatın en tatlı, saf, masum dönemidir. Gerçek ve hayal iç içedir. Sınırsız güzelliklere tırmanan hayal merdivenleri vardır.Bu merdivenlerden tırmanmaya çalışan her çocuk yukarıda bekleyen hayalkesiciler, hayalkırıcılar, hayalyokediciler tarafından durdurulur. Hayal yok edicilerini yatığı bu davranış çocukların keşif, öğrenme ve gelişme dönemlerini dumura uğratır.Varsa yoksa “abcd” şıklarından ibaret sorular, sayı…
Yorumlar kapalıİyi günler! Rojbaş! Selam size sevgili kardeş ve dostlarım! Slav ji wera bra û hevalên delal. Bana ulaşabilen dost ve okurlarımdan kimi: “Neredesin, ne oldu sana, iyi misin niçin/neden yazmıyorsun?” Kimi, kızarak, bağırarak hesap soruyor! Kimisi de, üzülme boş ver değmez diyordu. * (Cemal Süreya’yı anımsadım birden! O, diyordu ki:…
Yorumlar kapalıKabulleniş… Kafamın içindeki dipsiz boşluk… Kurtuluş mu kaybediş mi? Varlık mı yoksa yokluk mu?… Hayatımın daimi evresinde görebilme meselesiydi aslında. Akışı seyredebilecek sağlam bir zihin varsa kurtulmanın varlığında anlaşılabilir bazı hisler. Görmekse aslı çözdüm sayılır benliğimi. Oysa çokça zordu içe dönmek… Anlatmak, yazmaktır belki de her şey. İki kelamın bir…
Yorumlar kapalı