Normal okuma yok ki sen bize nitelikli okumaktan bahsediyorsun, diyenler de olabilir. Seçerek, bilerek, yayınevini, yazarı, yazarın ve yayınevinin beslendiği her türlü değeri yüzeysel de olsa bilerek, araştırarak okumak nitelikli okumanın birinci basamağıdır. Kısacası nitelikli okumak, seçerek, anlayarak, sorgulayarak ve derinlemesine okumaktır.
Yorumlar kapalıKategori: Şiir
Unutmayalım, amacımız sadece karnesinde “90-100” yazan çocuklar değil; hayatı seven, insanı yücelten, seven, sevilen, merak eden ve zorluklar karşısında kendi çözümlerini üretebilen sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmektir. Bu, ancak omuz omuza, samimiyetle mümkün olur. Bugün ödev yok, bugün sadece mutluluk biriktirme vaktidir, selam verip tebessüm dağıtmak ve bulutların neden yağmur taşıdığını anlamaya çalışma vaktidir.
Suçlu aramadan, söylenmeden, oflayıp puflamadan sadece söyleyip yaparak yol almalıyız vesselam!
Eğitimdeki pozitif pekiştirmenin, öğrencilerin gelişiminde bir “etkili bir yöntem” olduğunu savunuyor. Ancak bu yöntemin gerçek gücüne ulaşabilmek için, önce kendi içimize bakmamız gerektiğini, bildiklerimizin sadece teoride kalmaması, bizzat hayatımıza yön vermesi gerektiğini vurguluyor. Böylece, eğitimde başarıya giden yolun, hem öğrencilerimize doğru geri bildirim vermekten hem de toplum olarak aynamızı kendimize çevirip, niyetlerimizi ve davranışlarımızı arındırmaktan geçtiğini anlatıyor.
Yorumlar kapalıBir çocuğun başarısını sadece akademik sonuçlarla ölçmek büyük bir yanılgıdır. Ebeveynlerin, çocuklarından Everest büyüklüğünde beklentileri olsa da, bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan okuma alışkanlığı çoğu evde ne yazık ki eksiktir. Bu durumu değiştirmek için ailelerin “dostlar alışverişte görsün” tarzından uzaklaşarak, kitapları hayatlarının gerçek bir parçası haline getirmesi şarttır. Unutmayın, okuma kültürü ailede başlar ve sadece akademik değil, hayatın her alanında başarılı, bilinçli bireyler yetiştirmenin temelidir.
Yorumlar kapalı“Rikkat, bazen o kadar önemlidir ki, birine nazikçe “Filmde kötü adam ölünce bile “ama içi iyiydi, başka da çıkış yolu bulamadı yaa!” diyen kişi: rikkat manifestosu! “Rikkat, sivrisineği öldürmeye niyetlenirken içinden dua etmektir: “Hakkını helal et, çok kaşındın!” “Çiçeğe su verirken “al canım iç, boğazın kurumuştur” diyorsan sen tam bir rikkat şampiyonusun.
“İncelik, çöp kutusuna “üzülme, yine dolarsın” demekle başlar. Böcek görünce bağırmak yerine ona “kusura bakma, burası senin doğal yaşam alanın değil” diyen bir kalp: rikkat yani incelik, nezaket, hassasiyet değerleriyle doludur! gibi tebessüm ettiren ifadelere ihtiyaç var.
Bilindiği üzere geçtiğimiz hafta 30 Ağustos Zafer Bayramı cuma gününe denk gelmesi nedeniyle Diyanet İşler Başkanlığı cuma hutbesini, bu büyük zaferimizi anlatmak üzerine yazmış ve tüm camilere göndermişti. Cami imamlarımız son derece güçlü hitaplarla bu coşkuyu anlatırlarken bu zaferin kazanılmasında en önemli pay sahibi ve düşmanın yurttan nasıl atılacağı konusunda…
Yorumlar kapalıTürkiye’de kafası esen, canı sıkılan, partisine küsen, kendisinden başka doğru görmeyen, velhasıl şartları tutan, isteyen herkes parti kurabiliyor. Yanlış anlaşılmasın partiye karşı değilim ancak ne var ki tüzüklerini incelediğimizde birbirinin fotokopilerini alıp çoğaltmışlar dersek abartmış olmayız. Araya bir iki süslü cümle yerleştirip yeni diye sunmak argo tabirle “anasını boyayıp babasına…
Yorumlar kapalıMerhaba! Neredeyse iki ay aradan sonra tekrar kalemi elime aldım ve konum hasret adı altında, yaşayan ruhumuzdaki boşluk… İnsanların hayatlarına yön veren duygu ve düşünceleridir. His ve fikir olarak insanlar akıllarını kullanarak ve hissederek hayatlarına devam ederler. Beyin ve kalp genel sağlık ihtiyaçlarının dışında manevi olarak da insanın sağlığını kontrol…
Yorumlar kapalıEy hasreti yürekleri bir kor gibi dağlayan Kudüs! Gayrı dayanılmaz oldu firakın Mümin yürekler sensizlikten çarpmaz oldu Selamını götürecek yiğitler bir bir düştü toprağa Sana varamadan Toprağına yüz süremeden Vuslata eremeden Bu hicranı ne kalem yazabilir Ne kelam dile getirebilir Uğruna erkek gibi can vermek varken Acizlikten ağlamak düştü payımıza…
Yorumlar kapalıTürk Edebiyatı kökü derinlere inen köklü bir edebiyat. Şiir, hikaye, roman, hatıra, biyografi vb. birçok alanda her biri kendi alanında mahir yazar ve şairlerimizce vücut bulmuş binlerce eser yer alıyor bu devasa kütüphanede. Bazıları yüzyıllardır okunmakta, bazılarının bölümleri ise ezberlerimizde, hafızalarımızda… Bu kadar köklü bir geleneği olan edebiyatımıza son yıllarda…
Yorumlar kapalı