“Kanında can kalmamış yalnızlık sevgisiyle birliktelik duygusunda bir rüyadaydı Şenir…”
Yorumlar kapalıYazar: Yunus Özgüç
26.10.1998 tarihinde hayata gözlerimi açmışım.
"Hepimiz bir dünyanın ortak vatandaşlarıyız." Bundan dolayı ırk, dil, din, memleket... Önemsiz (en azından benim için).
“Bilimin zirve yaptığı bir dönemde bilime inanç yok. Her şey eğlenmek ve hazlarımızı yaşamak için yaratılmış gibi duruyor. Zannımca öyle de yaşıyoruz. Yukarıda gözlerimizin önünde bizi öldürecek olan bir yıldız kayıyor ama birileri bize don’t look up (yukarı bakma) diyor.”
Yorumlar kapalı“Makul talepler aşırılık olarak görülecek, ihtiyaçlar lüks olarak algılanacak. Ve böyle bir ortamda ortalama hukuktan, demokrasiden ve benzer durumlardan bahsetmek toplumsal refleks olarak saçmalık olarak algılanacaktır.”
Yorumlar kapalı“Biliyoruz ki ekonominin esinden bile anlamıyor. Biliyoruz ki onun derdi halkı yoksullaştırıp kendine muhtaç hale getirip padişahlığını aleni bir şekilde 21. yüzyılın dünyasında ilan etmek. Onun derdi ekonomi falan değil. Tek derdi var egonomi. Egosunu tatmin etmenin, yanında 5’er 6’şar maaşlı çalışanını kaybetmemek. Onun derdi biz değiliz. Lakin diğerlerinin de ondan kalır yanları yok. Kapitalizm hepimizi esir aldı. Yaptığı bütçeyi halkına anlatma ihtiyacı hissetmeyen, meclis bütçe görüşmelerinde yer almayan bir liderin tek derdi vardır, o da egosunu ve makamını tatmin etmek.
Bunun için biz değişmeliyiz. Umarım değişiriz ama pekte bir umudum yok. “
Yorumlar kapalı“Yüzüne baktı, hatıraların hepsi aynı anda gözünde canlandı. Annesi görmesin diye gizlice içtikleri sigaranın izmaritlerini cebinden çıkardı. Avucundaki izmaritlere uzun uzun baktı. Başındaki kalabalığa döndü, göz yaşlarının arasından hafif tebessüm etti. Herkes mahcup bir şekilde göz yaşları ile bir ağaca doğru yanaştı. Kızını alnından öperek kulağına eğildi. Sözcükler göz yaşlarına karıştı, hıçkırıklar halinde başını gökyüzüne kaldırdı. Ve gökyüzüne bakarak
– Hüseyin baba öldü kızım, dedi.”
Yorumlar kapalı“Çünkü kötülüğü adet edinmiş. Çünkü yüreğinde merhamet yok. Makamlar yoğrulmamış insanlara ait. Her şeyin en üstünde tek bir şey var güç. Eğer güç sahibiyseniz bu toplumun Allah’ı sizsiniz. Tek servetleri para ve tek birikimleri kul hakkı.”
Yorumlar kapalıSezai Karakoç’a rahmetle…
– Dünyadaki en büyük engel kötülüktür. Eğer kötü biriyseniz hayatı kendinize ve insanlara zehir edersiniz. Başkalarının çocuklarını öldürürsünüz sonra günü gelir kendi çocuğunuzu bile öldürürsünüz, bile isteye yaptığınız bütün kötülükler bir gün hasbelkader bulur sizi. Siz ben kaçtım, kurtuldum dediğiniz anda yapışır yakanıza. Ben şimdi ölüyorum ya, sen de bir başka zaman öleceksin ve yaşayan tek şey olacak kavramlar. Bunun dışında her şey, herkes ölecek. Saygı ve nefret yaşayacak ben ile sen öleceğiz. Bunun için yüzleşmek gerek. İnsan kendiyle, milletler tarihiyle yüzleşmeli. Yoksa hiçbir şey değişmeyecek…
“Ben bir cinayet işledim yazısının devamı”
…Oysa hukuk kitapları öyle dememişti. Para güç değildi, hukuk en üstün güçtü. Öğretilerinin ne derece doğru olduğunu düşünemedi. Evinin önüne özel bir araçla bırakılmıştı. Kapıya yöneldi, anahtarla kapıyı açmaya çalıştı sonrasında vazgeçti. Yürüdü… yürüdü… yürüdü… sonra ağladı. Yere yığıldı, tenha bir yerdeydi. Hiç kimsenin sesini duyamayacağı ve nefesine koşamayacağı bir yerdi burası. Diastolik kan basıncı ile sistolik kan basıncı raydan çıktı. Bir hipertansiyon atağının sonrasına bıraktı son nefesini. Hayatımız bir akut solunum yetmezliğinde ve mağrur bir güneş batışına esirdi. Yerde yatan bir ceset ve ölümlü bir insan. Oysa yaşayan kavramlardı, saygı gibi….
Yağmur yağıyor, sanırsın dışarıda Valse piyano ile değil yağmurla vücut buluyor. Dışarıda yağmur yağıyor ve daha sabahın beşi. Ben 27 yaşındayım Nataliya ise körpe bir sevgili. Dışarda yağmur yağıyor ve şimdi ayrılık vakti… Gecenin bir yarısına kadar konuştular benimle ve habersizdiler benim katil olduğumdan, polis dayanınca kapıya anladılar suçlu olduğumu.…
Yorumlar kapalıHovardaca geçmiş yaşamdan siz de utanıyor musunuz, siz de gerçekten yoruluyor musunuz? Çünkü ben çok yoruldum birilerinin kendini akıllı zannetmesinden. Hakikaten çok utandım kendimden, ailemden, arkadaşlarımdan, ülkemden ve en çok kendimden. Ben artık birbirinin sırtına basan ve birbirini kazıklama işlevini zevkle yerine getiren bir toplumdan çok utanıyorum. Ve evet çok utanıyorum ortalama zekası olmayan bizi yönetenlerden ve onların karşısında el pençe divan duranlardan. Ama benim anladığım sen kendinden utanmıyorsun be ülkem. Utanma duygusunu kaybetmiş bir toplum her şeyi yapabilir, her şeyi.
Yorumlar kapalı