2025 LGS Türkçe testi ve diğer testler geride kaldı ve genel kanı, önceki yıllara göre daha zorlayıcı olduğu yönünde. Özellikle anlam bilgisi sorularının yoğunluğu ve yüksek çeldiricili paragraf soruları, sınavın ayırt ediciliğini artırdı. Peki, bu durum bize ne anlatıyor? Sadece bir sınavın zorluk derecesini mi, yoksa çok daha fazlasını mı?
LGS, bizlere artık sadece akademik bilginin yeterli olmadığını haykırıyor. Zihinsel hazırlık, sınav anı yönetimi, dikkat ve zaman yönetimi gibi becerilerin önemi, bu sınavda bir kez daha ortaya çıktı. Anlam bilgisi sorularının zorluğu, ezberden ziyade bilginin yorumlanması, analiz edilmesi ve okuduklarından yola çıkarak inisiyatif alma yeteneğinin ne kadar kritik olduğunu gösterdi. Metinleri okuyup sadece anlamak değil, onlardan çıkarım yapabilmek, eleştirel düşünebilmek, asıl belirleyici faktör haline geldi.
Bu durum hem öğrenciler hem de aileler için önemli dersler barındırıyor. Başarı, sadece test çözmekten ibaret değil. Hayatın her alanında olduğu gibi, sınavlarda da sorumluluk alacak nesiller yetiştirmeliyiz. Çocuklarımıza sadece “oku” demek yetmez. Onlara okuma alışkanlığını kazandırmalı, bu alışkanlığı günlük hayatın bir parçası haline getirmeliyiz. Her gün en az 20 sayfa kitap okuma hedefi, sadece LGS için değil, gelecekteki her adım için atılması gereken sağlam bir temeldir. Bu sadece bireysel bir çaba olmamalı; ailece okuma etkinlikleri düzenlemeli, kitabı evimizin ve günlük sohbetlerimizin ayrılmaz bir parçası haline getirmeliyiz. Çocuklarımızın kitaplarla iç içe büyümesini sağlamalıyız. Unutmayalım ki, iyi bir okuyucu olmak, iyi bir insan olmanın da kapılarını aralar. Hayatın sadece para kazanmaktan ibaret olmadığını, bilgiyi, kültürü ve empatiyi de barındırdığını onlara küçük yaşta öğretmeliyiz.
Sadece ders çalışmakla da bitmiyor iş. Çocuklarımızın disiplin ve sorumluluk duygusunu geliştirmelerine olanak tanımalıyız. Kendi işini yapan, odasını temizleyen, evdeki basit işlere yardımcı olan, her istediği anında alınmayan bir nesil yetiştirmeliyiz. Çünkü zorluğu, emeği ve çalışmayı gören çocuklar, hayatta karşılarına çıkan her engelle daha kolay başa çıkabilir, daha azimli olabilirler. LGS’nin zorlayıcı doğası, bize aslında bu temel hayat becerilerinin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor.
Artık sadece ders kitaplarıyla değil, hayatın kendisiyle öğrenen, seçici okuyuculara ihtiyacımız var. AVM ortamında büyüyen, tablet ve telefona esir olmuş, marka ve gösteriş çabasında olan bir nesil yerine; kişiliğiyle, ahlakıyla, karakteriyle değil de; üzerindeki elbiseyle, elindeki telefonla, bindiği arabayla, oturduğu evle, harcadığı parayla övünen bir gençlik yetiştirmemeliyiz.
Öğretmenine saygı duyan, ilim öğretilene değer veren, kitap okumayı boş zamanlarında değil, kitap okumaya zaman bulan nesiller yetiştirmeliyiz. Unutmayalım ki, ilme ve ilim sahiplerine değer vermedikçe gerçek başarı gelmeyecek. Öğrenilen ilim, hayata geçmeli. Saygı, alaka, kültür, birikim sadece eşya üzerinden değil, davranış üzerinden aktarılmalı.
Değerli okurlarım, LGS bize bir kez daha gösterdi ki, okuma ve anlama sadece Türkçe için değil, diğer tüm dersler için de hayati öneme sahip. Okuyalım, okutalım; okuyana, okutana, kitaplarla ilgili bir derdi olana el verelim, omuz verelim. Okumuş gibi, kültürlü gibi, çok birikimli gibi… Kısacası “mış gibi” yapmayalım. Sahip olduğumuz sağlam değerleri, sarsılmaz kültür birikimimizi ve köklü geçmişimizi gelecek nesillere aktarmanın yolu, gerçekten okuyan, anlayan ve hayatı yorumlayan bireyler yetiştirmekten geçer. LGS bütün bunları ortaya çıkarması açısından önemli bir ayna tuttu bize.
Peki, LGS böyle de diğer sınavlar farklı mı?
Kanaatimce hayır. Hayatın her alanında ve her sınavda, derinlikli yani arkasında fedakarlık olan bir anlayış ve gayret ve doğru bir bakış açısı, başarının anahtarı olacaktır.
Şu an ne okuyorsunuz?
Aaa! Ne okusam acaba!?

Yazmayı seven biri. Okumak yazmayı; yazmak okumayı geliştirir. Yazdıkça ve okudukça dünyanın daha da iyi olacağına inanan birisi. Ayrıntıların önemli olduğunu fark etmeye gayret eden birisi. Güller diyarının bir kazasında dünyaya gelen yazarımız evli ve iki çocuk babasıdır. Öğretmenlik hayatına devam etmektedir. Eğitime, teknoljiye, kitaba, okumaya, okutmaya ve hayata dair yazılar kaleme alma gayretindedir.