Çevrileli neredeyse 40 yıl olduğu halde izleyenlerin hala gülümseyerek hatırladıkları “Uçak” adlı bir Amerikan filmi vardır; “saçma komedi” denen türün ilk ve en başarılı örneklerinden olduğu söylenir. Filmin bir sahnesi şöyledir: Uçak aniden kontrolsuz bir şekilde alçalmaya başlamıştır. Hostes yolculara durumu açıklamaya çalışırken “yakıtımız azaldı, otomatik pilotumuz çalışmıyor ve pilotlarımızın ikisi de bayılmış durumdalar, aranızda bir pilot var mı acaba?” der. Yolcular hostesin söylediklerini gayet kayıtsız ve tepkisiz bir şekilde dinlerken hostes, “bu arada kahvemiz de bitti” deyince uçakta bir anda panik başlar, herkes çığlıklar atarak birbirine sarılır.
Son haftalarda medya manşetlerinden düşmeyen “evlendirme programlarının yasaklanması” konusu işte o film sahnesini anımsatıyor. Bu programların KHK ile yasaklandığına dair haberler çıkınca en ilgisiz çevrelerden bile o kadar tepki yükseldi ki, “bu evlendirme programları memleketimizin bekası için ne kadar önemliymiş meğerse” dedik hep birlikte. Kimileri kategorik ve de haklı olarak bir TV programının KHK ile yasaklanmasına karşı çıkarken, kimileri bu programların toplumun büyük bir kesimince ilgiyle izlendiğini ve yasaklanmasının toplumda tepki yaratabileceğini söylüyordu ciddi ciddi. Nitekim memleketi idare edenler de bu seslere kulak vermiş olacaklar ki, kararın katı bir yasaklama olmadığı yönünde açıklamalar gelmeye başladı; yanlış bilmiyorsam programlar da halen aynen devam etmekte.
TRT’nin “Güzel Kur’an Okuma Yarışması”
TRT Ramazan ayı vesilesiyle bir yarışma programı başlatmış, adi “Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması”. Bu tür yarışmalar yıllardan beri ulusal ve uluslararası seviyede düzenleniyor, yeni değil. Ama bunun yabancı formatlı bir televizyon programı şeklinde olanı ilk kez görülüyor sanırım. Programın sunuluşuna, reklamlarına, jüri üyelerinin konuşma ve puanlama biçimlerine falan baktığınızda formatın O Ses Türkiye adlı yarışma programından pek de farklı olmadığını görüyorsunuz. Yarışmanın yayınlanmış bölümleri de şimdiden Youtube’dan izlenebiliyor. Bisiklet hediyeli yaz Kuran kursu, promosyonlu imam hatip okul kaydı gibi görece sınırlı etkinliklere bakarak bu son girişimin çok daha etkili olacağına ve seyirci toplayacağına şüphe yok. Yalnız, bu tür bir girişim için sabah akşam tu kaka edilen Batı menşeli televizyon programlarından ve sosyal medyadan yararlanılıyor olması ilginç. “Biz Batı’nın iyi yanlarını alacağız” diyenlerin kastettiği bu muydu acaba?
Nihayet “Çağrı” filmine bir alternatif çıktı
“Özgürlüğün Sesi Bilal-I Habeşi” adlı animasyon film yaklaşık bin yıl önce yaşamış olan ve ezanı ilk okuyan müsluman olarak tarihe geçen Bilal-I Habeşi’nin hayat hikayesini anlatıyor. Dubai – Hollywood ortak yapımı olan film, geçenlerde Cumhurbaşkanı’nın da katıldığı Türkçe seslendirmeli ilk gösterimi ile ülkemizde de vizyona girmiş bulunuyor. Doğrusu bu güzel bir haber. Zira yıllardır her Ramazan ayında 1977’de çevrilmiş olan Çağrı filminin tekrar tekrar oynatılıp izletilmesinden yorulmuştuk ülke olarak.
Ramazan’da yolları bekleyen tehlike: “Oruçlu trafik canavarları”
Ramazan ayı, özellikle de sıcaklara rastlayınca, gün boyu calışmak durumunda olanlar için kolay geçmiyor şüphesiz. Saatler süren oruç boyunca kan şekeri giderek düşen pek çok insan özellikle yoğun trafikte araç kullanırken hem kendileri hem de diğer sürücüler için ciddi bir tehlike oluşturabiliyorlar. Bu durum, açlık ve susuzluğun fiziksel etkilerinden olduğu kadar psikolojik etkilerinden de kaynaklanıyor. Uzun süre aç kalan insan daha sinirli, daha sabırsız olabiliyor malum. Normal günlerde bile trafikte yol verme tartışmalarının taşlı sopalı kavgayla hatta ölümlü vakalarla sonuçlanabildiği ülkemizde Ramazan ayı bu açıdan da dikkatli olunması gereken bir zaman. Aman dikkat.