"Enter"a basıp içeriğe geçin

Ay: Mart 2024

Yarın bir seçim var!

Alışılmış bir ortamdan, bilinmedik bir ortama geçiş yapan her canlının bazı ürkü ve korkuları vardır. Bunlar, hemen hepimizin yaşadığı, bildiği veya tanığı olduğu durumlardır. Bir canlının doğduğu anda çırpınıp ağlaması gibi. Ağlamayı belki bazı fiziki koşullar hazırlar, hızlandırır. Fakat bu ağlamanın ana nedeni; o canlının gelmiş olduğu korunaklı-güvenli ortamı araması…

Yorumlar kapalı

Kılıçdaroğlu Kaybetti!

Bu, aylardır isteyip de sürekli ertelediğim gecikmiş bir yazıdır aslında. Belki de sonucu: “Korkak Bezirgân Ne Kâr Eder Ne Ziyan” atasözünün bir doğrulaması kabul edip hiç yazmayabilirdim. Fakat hiç de öyle olmadı yani atasözü doğrulanamadı. Çünkü, bu sonuç bir kâr sağlamadığı gibi ahlaki ve insani değerlere çokça zarar verdi. İşte…

Yorumlar kapalı

Öğretmen yerine İmam!

Bir günün tarihçesine baktığımızda, birden çok acı-tatlı olay yaşandığı ve her olayın da bir öyküsü olduğu ortaya çıkar. Bugün 16 Mart! Öğretmen-öğrenci-veli herkes için anlamlı bir gün. Osmanlı Devleti, Tanzimat reformunu yürütecek bir eğitim sistemi ister. Bunun için de çağdaş eğitim-öğretim yöntemlerini bilen, ilimleri okutacak öğretmenlere ihtiyaç vardır. Bu öğretmenleri…

Yorumlar kapalı

Eş fakat eşit olamayan kadınlar

Kadın anadır. “Ana” ise doğanın ana belirleyeni, en başat öznesidir. İnsanın varoluşunda da en önemli özne kadındır. Kadın; doğuran, doyuran, koruyan, yönlendiren, emekle, sevgiyle, bir arada tutup yaşamı belirleyendir. Kısacası: ‘ana arı’ olmadan yaşam olmaz ki! Bugün: “Dünya Kadınlar Günü”. Yaşanan ‘acı’ ve sevinçler toplumsal bellekte unutulmadan kalsın diye seçilir…

Yorumlar kapalı

28 ŞUBAT

Çevremizde bir olaya ‘olan-olmuştur’ diye bakan, ya da o olayı bir tek nedene bağlayan pek çok kişi vardır. Ben onlara benzemem, yazdıklarım da onların yazdıklarına… Dünyadaki tüm yaşanmışlıkları bir ‘doku’ olarak gören ve bu oluşumu: tarih-felsefe-sosyoloji-psikoloji süzgecinden geçiren, ‘MR’ benzeri anlayışı savunurum. Çünkü her yaşanmışlık sosyo-kültürel bir oluşumdur ve bu…

Yorumlar kapalı

“Aspirin /Mum” gibi Öğretmen Olmak…

Aspirin gibi öğretmen olmalısın ki, her derde deva olabilesin. Velinin beklentisi, idarenin beklentisi, öğrencinin beklentisi ayrıdır. Derste bir tiyatrocu kadar aktif, estetik, hitabet ve mizah yeteneğine sahip olmalısın. İdarenin her türlü resmi işini anında halletmelisin. Sınıf öğretmenliğin varsa hem velilere hem öğrencilere ışık olmalısın. Tıpkı bir mum gibi sürekli yanmalısın.…

Yorumlar kapalı

“Sosyal medyasız “sosyal” olanlara selam olsun!”

Bir zamanlar, teknoloji ve yapay zeka topraklarında gelişen modern bir köyde, İnternet Vadisi adında bir yer varmış. Vadinin eski adı da Göğden Yaylası Vadisi’ymiş. Bu vadide, her türlü bilgiye erişmek mümkünmüş. Bilgeliği simgeleyen büyük bir kitap ağacı bu vadide yaşarmış ve adeta bir kütüphane gibi herkese bilgi sunarmış. Fakat İnternet…

Yorumlar kapalı