"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kabulleniş

Kabulleniş… Kafamın içindeki dipsiz boşluk…

Kurtuluş mu kaybediş mi? Varlık mı yoksa yokluk mu?…

Hayatımın daimi evresinde görebilme meselesiydi aslında. Akışı seyredebilecek sağlam bir zihin varsa kurtulmanın varlığında anlaşılabilir bazı hisler. Görmekse aslı çözdüm sayılır benliğimi. Oysa çokça zordu içe dönmek…

Anlatmak, yazmaktır belki de her şey. İki kelamın bir araya gelmesidir bütün caba. Yaşanan her şeyi kabullenmeye çalışarak başladım zincire; halkaları kopartırken tırnaklarım kırıldı belki bozuldu yollarım… Pes etmek neydi ki ufku görenler için? Direnen her parçayı söküp atmaktı yapabildiğim.

Acının tarifini bilmiyorum ama iliklerime kadar hissediyorum varlığını. Çünkü en büyük getirisi çaresizlik… Zehir gibi dokunur çaresizlik hissi her zerrene. Getirisi olmaz ama senden götürdüğü birçok şey olur. O yüzden bilirim her çabanın altında yatan sebebin bu olduğunu. Ama bunlara değecek kadar güzeldir kabulleniş…

Ardındaki gerçeği görmektir güzel olan. Karanlığın ortasında bir mum hüzmesiyle başlar her şey. Ne kadar istersen o kadar büyür ışık… Ben bu yolda karanlığımı aydınlatanı seçtim. Sonunda göründü ufuk çizgisi…