"Enter"a basıp içeriğe geçin

Sorostopol Savaşı Yaşanıyor…

Sivastopol’un faşizmden çektiğini dünyada kaç bölge çekmiştir bilmiyorum ama haritaya baktığımda en güneyinde Foros olduğunu görüyorum. 2. Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından işgal edilmiş ve 1944’te Ukraynalılar tarafından kurtarılmış. Anlayacağınız son zamanlarda yaşadıklarımıza o kadar denk geliyor ki, o yüzden yaşananları Sorostopol Savaşı olarak değerlendirdim.

Biliyorsunuz önce Osman Kavala Sorosçu olarak değerlendirildi ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu, şimdi de içişleri bakanı Süleyman Soylu Soros olayına takıntılı durumda ve Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’ı Sorosçulukla suçladı. Bunlarda “Başgan ne yaparsa, ben de aynısını yaparım” hastalığı var ama doğal olarak daha fazlasını yapmak zorunda olduklarından, gerçekten terbiye sınırlarını aşan bir konuşma yaptı Soylu.

Soylu bir televizyon programına çıkıyor ve konu Suriyelilere geliyor. Söylediği bir konu üzerine Ümit Özdağ açıklanması amacıyla bir not gönderiyor ama Soylu şu şekilde itiraz ediyor: “Hiç adam yerine koymam. Kabul etmem; bunu söylerseniz toplantıyı terk ederim. Ben bu adamı adam yerine ve insan yerine koymam. Bu hayvandan aşağı bir adamdır. Bu kadar basit. Adam yerine koymam. Kendisi adam yerine girmeye çalışıyor Soros çocuğudur ve operasyon çocuğudur. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir

Bu konuşmada o kadar çok hakaret var ki, gerçek bir mahkemede yargılansa Soylu, aldığı cezayı sahibi olduğu sigorta şirketi ödeyemez. Dikkat edin, “Sorosçu” yada “Operasyoncu” demiyor Soylu, o sözcüklere “Çocuğu” ekini takıyor ve burada Ümit Özdağ’ın saygıdeğer annesi bu saçma sapan tartışmadan nasibini alıyor.

Hakaret bununla da kalmıyor ve Özdağ’ın hayvandan bile değersiz olduğunu söylüyor Soylu. Oysa mesela ben Soylu yerine dünyanın en çirkin hayvanını tercih ederim, çünkü o çirkin hayvanın beni keyiflendirecek bişeyler yapabilme olasılığı Soylu’dan fazla. İçgüdüsel olarak da olsa kesin daha yetenekli.

Bir başka sorun var ve çok üstünde durulmuyor, o da Soylu Özdağ’ın istihbarat elemanı olmasını sanki bir suçmuş gibi anlatması. Şimdi Soylu burada Özdağ’ı istihbaratla suçlarken MİT’i kastediyorsa, bence bu suç değil, suç olsa Doğu Perinçek cezaevi avlusundan burnunu uzatamazdı.

Ama anladığım kadarıyla Soylu burada başka bişeyi ima ediyor, o da derin devlet istihbaratı ama şimdi bikaç çeşit olduğundan, bu sıralar Soylu ve Erdoğan’ın sevmediği derin devletin adamı olmakla suçluyor Özdağ’ı. Evet, derin devlete üye olmak suçtur, daha doğrusu derin devlet suçtur ama bunu bir içişleri bakanı olarak ifşa etmek de ayrı bir suçtur. Neden ayrı bir suçtur, çünkü bakan ve hükümet olarak bu örgütü kapatmanız gerekir, kapatamadığınız bir illegal devlet yapısını şikayet unsuru olarak kullanamazsınız.

Son olarak da Süleyman Soylu bugün kendisinden dövmek için randevu isteyen Özdağ’a karşı içişleri bakanlığını kapısına “Hayvan Durum İzleme Uygulaması” arabası getirmiş. Siyasetimiz bu durumda sevgili okurlar, bakan dövmeye giden bir parti başkanı ve bu açıklamaları yapan bir bakan.

Bakanlar yada müdürlerin annelerimize sövme hakkı var sanırım. Anlayan anlar, anlamasa da tırıs geçer müdüranım.