"Enter"a basıp içeriğe geçin

Duygusuz kalmış gibiyim oysa duyguların ağırlığı çökmüş zihnime…

Hisler bizi yöneten en büyük normlardır. Beynin etkisiz kalıp kalbin ağırlaştırdığı bir yük gibi…
Sizin isteğiniz olmaksızın parçalarda bütünü birleştirir. Bakmanız gereken açıyı siz belirlersiniz.
Bütünü hangi açıdan görmek isterseniz onun belleği siz de kalır yani demem o ki göreceniz size zarar veriyorsa onu değiştirin. Elinizde bu imkan, nasıl kullanacağınızı bilirseniz eğer.
Kendimden örnek vereyim; ben hep mantık penceresinden bakan biri olarak görürdüm kendimi, öyle değilmişim meğer.
Mantığımın asla kabul etmediği ama istemsizce yaptığım o kadar çok şey var ki…
Bu durum bizzat benliğime zarar veriyor bence önce bu durumu kabullenmek önemli. Yani siz de oluşan duygu her neyse ve size etkiyle oluşturduğu durum neyse önce onu kabullenin.
Oldu ki kabullendiniz peki sonrası?

Sonrasını şöyle izah edeyim;
Parçanın bütünü nasıl oluştuysa onu parçalayın, Siz de bıraktığı etki canınızı mı yakıyor koparın parçayı. Sonunda duygusuz kalmak var ama…
Neye göre duygusuzluk var peki değil mi? Bence olmayacak bir şey.
İnsan nasıl tamamen duygularından arınabilir ki bu mümkün mü sizce?
Benim böyle bir şeye inancım yok. Maddenin asıl hali duygudur ,hislerdir. Peki neden duygusuz dedim?
Çok soru sordum biliyorum belki de okurken cevapları peş peşe vermekten yoruldun ama önemli olan sorulara nasıl cevap verdiğin.
Belki aynı düşünüyoruz belki de tamamen zıt fakat cevaplarınla çıkarttığın bütün önemli. Nerde kalmıştık, heh! Ben duygusuz kalmak diyordum e nasıl oluyor bu duygusuzluk?
Aslında bir nebze kendini soyutlamadır, sen var olduğunu zannedersin ama o düşündüğün kafeslemektir.
Salınmamış her duygu sen de bazı şeyleri eksiltir bu da gün geçtikçe sen de boş duvar hissi yaratır buna kendimce etki-tepki yasasının bir numunesi derim.
Sen itersin duyguyu o da tepkisiyle kendini soyutlaştırır sonra bir bakmışsın varlığı yokluk olmuş.
Sanrıların bıraktığı acılar var bir de…Tarifsiz bir bütünlük sağlar, aslında hepsi bir parça değil mi? Tam olarak demek istediğim yerdeyiz.
Sözün bittiği, bilginin yoğunlaştığı, duygunun kapıda kaldığı…
Elinizde kocaman bir bütün var buna hangi tarafından bakacaksınız?
Umarım sorduğumda söylemişsinizdir ,tabi ki de anahtar tarafından. Hani şu kafese hapsettiğimiz duygular var ya, salın onları nasıl başa çıkacağınızı biliyorsunuz alıp bakın ne gördüğünüze.
Karanlık mı görüyorsunuz çevirin o duyguyu istemsiz girmiş o, aynı canınızın yanmasını istemeyip son derece kavurucu, saatlerce kafa yorarak kafanızı siz istemeden meşgul eden aşk gibi…
Nerden nereye bağlandı değil mi? Çünkü asıl anahtar oydu açıp özgür kılmak sizin elinizde…