"Enter"a basıp içeriğe geçin

Esra Erol evlenme programı yapsın

Esra Erol evlenme programlarına devam etsin. Çünkü anladığım kadarıyla ülkemiz Atv ekranında Esra Erol’un program yapmasına mecbur.  Evlendirme programlarını hiç seyretmemiştim ama çok tepki aldığını duyardım. Sanırım oyuncu ajanslarından bulunan birtakım şahıslarla hazırlıyorlardı o yapımı. Sanki daha masumdu o evlendirme olayları. Sonuçta aralarında oyun döndürüyorlardı. 

Ülkede kim bilir ne yetenekli ne zeki televizyoncular vardır ama biz bu hanıma mahkumuz. Açıkçası yeni yaptıkları formatı beğeniyordum. Yalnız bu son vakada, parmak sallaya sallaya imparatoriçe gibi esip gürleyince isyan ettim. Korkum programda sıkça Aile Bakanlığı’na seslenilmesi. Bu yazıyı üç küçük çocuğun Aile Bakanlığı tarafından annelerinden alınmaması için yazıyorum. Asıl ben Aile Bakanlığı’na sesleniyorum. Bu ekip çok güçlü ve çok tehlikeli. Ne yapar ederler çocukları ailesinden koparırlar. Beni zıvanadan çıkaran olaylar zincirinden bahsedeyim. 

 “Hayriye teyze” dedikleri bir hanım, kızının evli üç çocuklu Salih adında şahıs tarafından kaçırıldığını, onu kurtarmak için geldiğini söylüyordu.  Sonra kızı Nilüfer, Salih ve onun eşi Mevla çıktı ekrana. Yolunu şaşırmış üç gencin aklıselime davet edileceğini zannetmekle hata ettiğimi anladım. Daha önce hiç antipatik gelmeyen ünlü sunucu bu defa anlamlandıramadığım bir ruh haline büründü. Stüdyodaki yanlılarıyla birlikte halkın içine hiç çıkamayacak hale getirdi üç şaşkın genç insanı. Esra Erol böyle değildi. Bu sefer konuya hâkim olamadı, objektif hiç olamadı ve krizi yönetemedi. 

Salih önce Nilüfer’in elini tuttu ” boşanacağım.” dedi. Çocuklarını gözü görmedi, eşinden vazgeçti. Sonra toplum baskısıyla pişman olduğunu söyledi. Ne yaptığını tam bilmediğinden tekrar boşanmak istedi. En son tekrar eşine yöneldi. Salih’in gel gitleri olayların akışını yönlendirdi. Bu üçlü, programa çıkmadan önce, Salih’in anne babasıyla yaşadıkları evde kalıyorlarmış.  Üstüne kuma getirilen Mevla asıl kurban. Nedense asıl günahkâr oymuş gibi topluma yansıtılmak istendi. Kabahati, eşini her seferinde çocuklarını düşünerek affetmesi. Esra Erol eşine dönmemesini istedi.  Çocuklarıyla birlikte yeni bir hayat kurmayı teklif etmekle yetinmedi. Şiddetle ısrar etmeye başladı.

Mevla ise pişmanlığını dile getiren Salih’ e güvendiğini belirtti.  Esra Erol yavaş yavaş hırslanmaya başladı. Salih tekrar Nilüfer’e dönünce çaresiz kalan Mevla ” Esra abla tut benim elimi.” dedi.  Esra Erol bir daha Mevla’ya güvenemeyeceğini söyledi. Yardım etmesi için, ilk teklif ettiğinde eşine dönmemesi gerekiyormuş. (Çocuklara merhamet etse ne olursa olsun bir el uzatırdı. ) O dakikadan sonra Esra Erol büyük bir hazla Mevla’yı reddettiği gibi ikide bir çocukların koruma altına alınması için Aile Bakanlığı’na seslenmeye başladı.

 Güç, bazen insanları tehlikeli hale getiriyor.  O çocuklar babaanne dede tarafından kollanıp gözetiliyor. Ne işleri var yurtlarda. Hiç mi insaf yok bu insanlarda. Programdaki, sosyal medyadaki şakşakçıları da aynı fikirde. Ama tarafsız yorum yapan halk, bakıyorum da çocukları için geri dönen Mevla’yı destekliyor. Halkımız vicdanlı. O kadar çelişkili konuşuyor ki Esra Erol insan şaşırıyor. (Bu program devam edecekse bir psikiyatrist de alınsın.) Bazen Aile Bakanlığı’na çağrı yapıyor.  Bazen yardım teklif ediyor, sonra sözünden dönüp “tamam boşan ama evlerinde, yaşadıkları yerde kalsın çocuklar.” diyor.  O ev Salih’in babasının evi. Mevla hem boşanacak hem de eski eşinin babasının yanında kalacak. Salih’in de gidecek yeri yok. Adam kendi evine gelmeyecek sanki. 

Mevla “boşanmayacağım.” dediğinde köpüren isyan eden Hayriye Hanım, hep el üstünde tutuldu. O da ne dediğini ne yaptığını bilmiyor. Mevla’ya “yuvanı bozma” diyor güya. Mevla eşine döndüğünde çıldırıyor, terlikler fırlatıyor.  Nilüfer annesi Hayriye Hanım sayesinde bariz bir biçimde kollanıyor.  Esra Erol, Nilüfer’e karşı oldukça yumuşak. Tamam bu üçlü artık bu program sayesinde birlikte yaşamayacak. Ama üç küçük çocuk bırakın anne babasıyla kalsın. Dedenin babaannenin koruması altındalar. Aile bakanlığı Esra Erol’un sözüne bakıp da çocukları yuvalarından koparmasın. Biz vatandaş olarak bakanlıklara emredebiliyor muyuz? Bu hanımın ne ayrıcalığı var da kendisinde böyle bir hak görebiliyor.  Aldatılmış kaç tane erkek eşini geri istedi. Kaç kere şahit oldum. Onlara fetva çıktı program tarafından, yuvaları devam etti. İhtiyaç sahibi Mevla çok saf, zannetti ki yine de Esra Erol yardım elini uzatacak çocuklarına. Sen onu milyonların önünde bir kez refüze ettin. Gözü döndü adeta. Süksesi sarsıldı bir daha yüzüne bakar mı? Mevla dolandırıcı ilan edildi neredeyse.

 Esra Erol’un iyilikleri göstermelikmiş, şovmuş meğer.  Mevla çocuklarını tercih etmekle en doğrusunu yaptı. Televizyoncuya güvenilip hayat mı kurulur? Çocuklar aile büyüklerinin yanında ancak güvende olabilirler. Bir değil, iki değil, tam üç çocuk. Nereye sığar? Umarım bakanlık harekete geçip çocukları alışkın olmadıkları yurt ortamına yerleştirmez. Analı, babalı, dedeli, babaanneli o yavrular. Babasının hatasını neden çocuklar ödesin? Olaylar ehil olmayan programcının elinde iyice arapsaçına döndü. İşler içinden çıkılmaz bir hal aldı. Programa katılan vatandaşların her biri mağdur olmaktan kurtulamadı. Her birinin danışmanlık hizmeti almaya gereksinimi vardı. Benzer durumlarda Sosyal hizmetler daha aktif olabilir. Ülkeye rezil edilmeden, onurları yerle bir edilmeden hayatlarına güzel bir dokunuş yapılabilirdi.