"Enter"a basıp içeriğe geçin

İBRAHİM’İN BALTASI

Bir kıssa vardır,yüzyıllardır anlatılır. Kimimizin payına düşeni aldığı, kimimizin ise dünyevileşmiş ruhuna hiç fısıldanmamış bir kıssa.

Nemrut azgınlığının önünde bir engel olarak gördüğü Hz İbrahim’i, üç semavi dinin ortak atası ve peygamberini ateşe atarak cezalandırmak ister. Meydanın ortasında dev bir ateş yaktırır. Ateşi gören canlıların tümü etrafa kaçışır. Ancak bir karınca müstesna. Ağzında bir damla su ile devasa ateşe doğru telaşla koşturur. Onu gören bir başka karınca “Nereye böyle telaşla?” diye sorar. Karınca “Duymadın mı? Nemrut İbrahim’i ateşe atacakmış” deyince diğer karınca alaycı bir ifadeyle “Ateşi görmedin herhalde kocaman bir ateş, kaçmaktan başka çare yok ağzındaki bir damla su ile mi o ateşi söndüreceksin?” der. Karınca “Hiç olmazsa tarafım belli olsun” diye karşılık verir.

Her devirde zalimler tarafından yakılmış devasa bir ateş vardır. Odun toplayan yardakcılar vardır. Galeyana gelen bilinçsiz, duyguları sömürülen bir halk vardır. Gördüklerine gözünü kapayan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın düsturu ile menfaatine köle olmuş hastalıklı ruhlar da vardır.

Peki karıncalar? Tarihlerdir süregelen bu şer silsilesinin içinde karıncalar varlığını devam ettirebilmişler midir? Var mıdır asıl yakan ateşin Nemrut’un Nemrutların ateşi olmadığını bilip tarafını cesurca belli eden karıncalar?

Kendime sormaktan alıkoyamadıgım bu sorunun izini sürmek, bu yolculukta Nemrutları, odun toplayıcıları tanımaya göğüs germek ve ağzında bir damla su ile devasa ateşe doğru koşan karıncayla karşılaşmak isterim. Ona bu şiarda yol arkadaşlığı yapmak isterim.

Geçmişin mirasına da geleceğin umuduna da sahip çıkmalıyız. Tarihimize, geleneğimizi sahip çıkmak nasıl görevimiz ise çağımızda kendini kaybetmiş, Z kuşağı olarak adlandırılan bir kalıba hapsedilmiş, geçmişinden bir haber dolayısıyla da geleceğinden habersiz yaşayacak olan, bağlarının inceldiği yerden kopmak üzere olduğu gençliğe sahip çıkmalıyız. Onlara yılmadan, usanmadan bilinç aşılamalı, iyiyi, doğruyu anlatarak bir karınca taraflılığı sergilemeliyiz. Bu ise İbrahimi bir baltayla yola çıkmakla mümkün. Hayatımızdaki ilkelerimiz ve inançlarımızın süzgecinden geçmeyen tüm putlara Hz İbrahim’in baltasını indirmek bir borç. Bu borcun bilincine varıp en azından ödemeye uğraşmak dileğiyle.