Öncelikle biraz Beyaz Baretlilerden bahsedelim.
Tarihler 25 Ekim 2014 gösteriyordu. Beyaz Baretliler’in kuruluş toplantısı yapılıyor ve yer olarak Adana seçilmişti. Beyaz Baretlileri kuran ana hat ABD ve İngiltere idi.
Beyaz Baretliler Suriye ‘’dış’’ savaşında birçok kişinin hayatını kurtaran bir oluşumdu.
Suriye iç savaşı değil de bir dış savaşı olarak bahsetmemin sebebi ise Suriyelilerden çok dış ülkelerin Suriyeliler adına bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük savaşını Suriye’de vermesiydi. Her neyse asıl konumuza gelelim.
Beyaz Baretliler Suriye’de enkaz altında kalan insanları kurtarıyordu. Ve bu kurtarışlarını kayıtlar altına alarak tüm Dünya’ya servis ediyordu. Hatta Netflix , Beyaz Baretliler’in belgeselini çekip Oscar’ını bile almıştı.
Rusya ise başından beri ‘’Beyaz Baretlilerin’’ yardım kuruluşu adı altında casusluk örgütü olduğunu ve rejime karşı propaganda aracı olarak kullanıldığını iddia ediyordu.
Beyaz Baretliler’in en önemli destekçisi Mayday Rescue Vakfıydı. Bu vakfın merkezi Dubai’de idi. Aynı zamanda Türkiye’de de ofisleri vardı.
Bu vakıf, kurulduğu dönem Suriyeli muhaliflere arama ve kurtarma eğitimi vermek üzere Türkiye’ye gönderilmesi işini organize ediyor ve üyelere Türkiye’de AKUT tarafından eğitim verilmesini sağlıyordu.
Vakfı, maddi olarak destekleyenler arasında BM, ABD, İngiltere, Hollanda ve Katar Kalkınma Fonu gibi birçok kurum ve kuruluş vardı. Ayrıca eski ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner’da örgüte 23 milyon dolar verildiğini basına açıklamıştı.
Bu vakfın kurucusu James Le Mesurier idi. Hatta Le Mesurier Beyaz Baretlilerin de kurucuları arasındaydı.
James Le Mesurier’in en önemli özelliği İngilizlerin Sandhurst’te bulunan elit Kraliyet Askeri Akademisi’nde yetişmiş MI6’e çalışan bir askeri casus olmasıydı.
Le Mesurier; Suriye, Irak, Filistin, Bosna ve Kosova gibi birçok ülkede görev yapmıştı.
Le Mesurier’e “Suriye’deki sivil savunma hizmetleri ve Suriyeli sivillerin korunmasına yaptığı katkılar nedeniyle’’2016 yılında İngiltere Kraliçesi tarafından şövalyelik unvanı verilmişti.
48 yaşında olan James Le Mesurier, kendisi gibi istihbaratçı olan eşiyle İstanbul’da yaşıyordu. Önceki gün ise Türkiye’de Karaköy’de bulunan Mayday Rescue Vakıfının yakınlarında cesedi bulundu. Cesedinin bulunduğu yer aynı zamanda evinin önüydü.
Eşi, ilk ifadesinde saat 04.00 gibi uyku ilacı aldıklarını, kapının çalınması üzerine uyandığını ve eşinin cesedini çevredekilerin uyarısı üzerine gördüğünü söyledi.
Güya ölümünün nedeni evinin camından düşmesiydi. Oysa evinin camlarında biri hariç hepsinde korkuluk vardı. Yani oradan düşme ihtimali olan bir tek cam vardı.
Ama Le Mesurier’in cesedinin bulunduğu yerle o cam arasından 10 metre mesafe vardı. Oradan düşme ihtimali çok düşüktü. Düşmüşse bile biri onun cesedini muhakkak sürükleyerek taşımıştı.
Aklınıza kim geldi bilmiyorum ama benim direk Rusya geldiği şüphesizdir. Zaten önceki ‘’Rusya CIA Ajanını Arıyor’’ yazımda da Rusya, ABD ve İngiltere arasında yaşanan casusluk savaşlarını anlatmıştım.
Bu ölümün sıradan bir ölüm olmadığı kesindir… Önümüzde çok değil yeni yaşanmış olan bir Cemal Kaşıkçı katliamının örneği var. Oda maalesef ülkemizde işlenmişti.
Umarım ülkemiz, istihbarat suikastlerinin işlendiği bir liman olmaktan acilen kurtarılır.
