Canı cehenneme rahat
uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin
Şükrü Erbaş
Bugün Bayram
Her gün aklımdalar ama bayramda aklımın her yerini işgal ederler, bayramı bayram gibi kutlama imkânına sahip olamayanlar!
O kadar çoklar ki onları saymanın imkânı yok ve her gün biraz daha çoğalıyorlar. Az önce okudum. Henüz otuz beşinde bir genç, borçları nedeniyle yaşamına son vermiş! “Borçları nedeniyle” yaşamına son veren insanların olduğu zamanların dar alanlarında sıkışıyor, boğuluyoruz.
Her geçen gün milyoner sayısının arttığı ülkede, her milyonerin yaratılması için harcanan binlerce insanın yoksulluğa terfisini izliyoruz!
“İtibardan tasarruf olmaz” denildiği ve itibarın yükselmesi amacıyla harcanan milyarların da katkısı var, yoksulluğun artışında.
Yasal hiçbir dayanağı olmadan yapılan KHK’larla işten çıkarmalar sonucu yoksullaşan, yoksullar arasına karışan yüz binden fazla insan ve aileleri de var! Hem de başka bir iş bulmasının önü de kapatılarak ölüme terk edildi bu insanlar.
Bugün bayram!
Gel de düşünme onca insanı. Gel de düşünmeden ye yemeğini. Gel de bırak kahkaha atmayı, gülümsemeyi dene, onlar hafızana kazınmışken. Mümkün mü?
Her geçen gün büyüyen işsizler ordusuna ne demeli? Yıllarca iş bulma peşinde dolaşan bu insanlar nasıl bayram kutlayacaklar? Girdikleri sınavda birinci olmasına rağmen atanamayanlar, yaşamlarına son verenler varken bayram mı olur bu ülkede, bu zamanda, bütün bunlara rağmen!
Bunca yoksul insanlara rağmen, milyonlarca liralık kadayıf yiyenler de var, utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan!
Bunca sefaletin ortasında, hiç çalışmadan, işe gitmeden, bankamatik kartıyla her ay maaş alıp, bu haksız kazancı utanmadan yiyenler de var!
Kendi işinin dışında, kayyum yönetimindeki kırk ayrı şirkette müdürlük yapanlar da var ki onlar, bunlara göz yuman, destekleyen ve bu ortamı yaratanlarca büyüyen yoksulluğun bir gün altında kalacakları kesin!
Ülke nüfusunun yarısından fazlasının açlık sınırı altında yaşadığı, her geçen gün sayının arttığı, yoksulluğun büyüdüğü düşünüldüğünde, her gün sayısı artan milyonerlerin nasıl zengin olabildiklerini anlamak zor olmuyor.
Anlamak zor olmuyor da, bayramı yaşamak zorlaşıyor, vicdanın altında ezilerek! Kutlanamıyor bayram.
Yuttuğum her lokmada, birilerinin boşa yutkunduğunu düşünmek zorluyor insan olarak kalmayı.
Diğer tarafta, her yıl ölen/katledilen binlerce işçi ve kadın var. Onların aileleri, çocukları, yakınları var.
Onlar bayramı nasıl geçiriyor dersiniz?
Şeker yiyebilmişler midir?
Cezaevlerinde haksız ve adaletsiz bir şekilde yıllarını dolduranlara ne demeli ve onların yakınlarına!
Mesela ilhan Çomak’ı hatırlayın, 25 yıldır mahkemesi devam eden 25 yıldır haksız yere özgürlüğünden ayrı bırakılan, yaşamından 25 yılı çalınan İlhan Çomak, bayramı kutluyor mudur?
15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet cezası alan ve her şeyden habersiz erler ve harp okulu öğrencileri, onlar bayramda ne yapıyorlar acaba? Yapmaları imkânsız darbe girişiminden sorumlu tutularak adaletsizliğin zirve yapmasına neden olanlar hakkında ne düşünüyorlardır?
Bugün bayram ama herkese değil.
Toplumun büyük bir kısmı için bugün bayram değil. Toplumun çok büyük bir kısmı bugün şeker yiyemeyecek!
Berkin Elvan’ın, Ali İsmail Korkmaz’ın, Abdullah Cömert’in anneleri, Taybet ananın çocukları, Ethem Sarısülük’ün yakınları, Cumartesi anneleri ve benzer durumdaki on binlerce insan bugün yastalar.
Hukuksuz bir şekilde işten atılan ve başka işlerde çalışmaları engellenen, yurt dışına çıkışları yasaklanarak ölüme mahkûm edilenler, aileleri, eş ve çocukları da yarınları karartılmış biçimde yaşadıklarından dolayı bayramı düşünecek halde değiller.
Bayramı, tatile çıkabilecek durumda olan bir ya da iki milyon insan, onlar sayesinde ekonomik durumları düzelen esnaf ve ticarethane sahipleri ve diğer sebeplenenler dışında bayramı kutlayan yok!
Bir de iktidarda olanlar diyeceğim ama onların bile bayram kutlayacak durumları yok, İstanbul seçimlerinde yaşadıklar olumsuzluk ve önümüzdeki seçimdeki belirsizlik nedeniyle! Bir de önlerinde duran ekonomik krizin her an patlama noktasında olması da sinirleri yeteri kadar gerdiğinden, bayram havası içine giremeyeceklerini sanıyorum!
Bayramı bayramsız geçirenlerin sayısı çok çok fazla.
Bu gün bayram.
Ama herkese değil…
1956 Elazığ doğumluyum
1977 Diyarbakır Eğitim Enstitüsünden mezunum
Siyasi nedenlerle öğretmenlik yapmadım
1980 sonrası 6 yıl kadar Diyarbakır, Eskişehir ve Antep cezaevlerinde tutsak kaldım
İşçi emeklisiyim