"Enter"a basıp içeriğe geçin

Hazır olmamız lazım…..

Bulunduğumuz bölgede ve ilgi alanımızda son günlerde gelişen durumlara göre ileride yaşayacağımızı zannettiğim gelişmeler ve buna göre yapmamız gerekenler üzerine bir iki kelam etmek istedim.

ABD başkanı Donald Trump’ın, 24 Mayıs tarihi itibariyle Ortadoğu’ya yaklaşık bin 500 ilave asker gönderilmesini onaylaması ile ABD, İran’a müdahalede ne kadar kararlı olduğunu dünyaya göstermiş ve bölgede tansiyonu yükseltmiştir.

Peki ABD ne yapmak istiyor? Ortadoğu’da ne işi var?

Bana göre en basitinden; daha önce bölgedeki maşalarını kullanarak başlattığı operasyon ile Esad rejimini devirerek, İran’a şu anda ekonomik anlamda gözdağını vererek ve hatta sonrasında denizden, karadan kuşatarak İran’a diz çöktürtmek,  bölgede İsrail karşısında güçlü hiç bir ülke kalmamasını sağlamak, daha da önemlisi Rusya’nın bölgedeki etkisi zayıflatmak gibi gözüküyor. Zayıflattığı Rusya’nın etki alanlarını sınırlayarak ve bölgedeki enerji kaynaklarını, geçiş yollarını denetlemek istiyor. Nihai amacında son cümle de yattığını hissediyorum.

ABD bu hayal ve emellerini gerçekleştirirken, bugüne kadar yaptıkları ile bölgede kendi  politikalarına uymayan ülkelerin direnme gücünü zayıflatma taktiğini yani psikolojik savaşı iyi uyguladığını düşünüyorum.Bu kapsamda; İran ile sıcak bir savaşa gireceğini hiç düşünmemekle birlikte, bölgesel bir sıcak savaş çıkaracağını kıymetlendiriyorum.

ABD bölgede Suudi Arabistan, körfez ülkeleri, Mısır ve Ürdün’ün de içinde yer alacağı ”Ortadoğu Stratejik İttifakı” adı altında bir oluşum meydana getirmeye çalışarak her zaman uyguladığı maşa taktiğini uygulayacak zannediyorum. Bu bağlamda bölgede hareketlilik başladı bile. ABD’nin bölgedeki uydusu olan  Suudi Arabistan, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ve Arap Birliği üyesi olan ülkeleri bu ay içinde Mekke’de toplayacak ve İran’a zaten düşman olan/olmak için çabalayan bölgedeki ülkelere İran tehdidini anlatacak, güçlerini birleştirmeyi önerecektir. ABD’nin yukarıda bahsettiğim maşa taktiği gereği, bölgesel bir savaş çıktığında kullanacağı askeri gücün bu oluşum olduğunu, ikna edilememe veya operasyonların başarılı olamaması halinde (uzak bir ihtimal olsa da) kendisinin sıcak savaşa girebileceğini düşünüyorum. Tabi Rusya’nın müdahalesini saklı tutuyorum. Kaldı ki; şimdiden KİK üyesi ülkeler ve Arap ülkeleri, ABD’nin topraklarında konuşlanmasına izin verdi. Böyle ihtimalin yani muhtemel bir Arap-Pers savaşının gerçekleşmesi halinde neler olabileceği kestirmek çok bilinmeyenli denklem çözmek gibi.Ancak çok üzücü günler yaşayabiliriz.

Kendimce, Ortadoğu gibi dünyanın en önemli enerji kaynakları ve onların geçiş yollarının bulunduğu bir coğrafyada; gerginlik, bölgenin paylaşımı ve sonunda maalesef savaş, bölge milletlerinin kaderi mi diye düşünmeden edemiyorum.

Peki Türkiye ne yapar ?

“Türkiye, İran ve ABD veya yukarıda bahsettiğim ”Ortadoğu Stratejik İttifakı” ile olası bir sıcak savaşta, ABD/”Ortadoğu Stratejik İttifakı”ndan yana taraf olmamak için her şeyi yapacak gibi. Fakat tutarlı bir dış politikası olmayan Türkiye’nin kamuoyuna söyledikleri ile icraatları bazen birbirini tutmuyor. Ancak; şu anda izlenilen politika İran’ı destekler gibi olsa da, sıcak savaş durumuna gelindiğinde ABD’ye yanaşır gibi geliyor bana. ABD’ni bir şekilde idare etmeye çalışacaktır. Eleştirilecek asıl yön bu bana göre.

”Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi önemsenmez, göz ardı edilirse, ilkeli bir dış politika izlenmezse, bunun için ekonomik bağımsızlığın olmazsa, omurgalı bir duruş sergileyemez ve hep idare etmeye çalışırsın.

Peki benim düşündüğüm gerçekleşirse İran ve Rusya ne der?

İran, en azından petrol ile birlikte aldığımız doğal gazı keser, tabiri caizse küser bize. Bu durumda yüzümüzü Rusya’ya döneriz ancak sadece Rusya’ya bağımlı hale geliriz. Tabi Rusya ne der bilemeyeceğim, çünkü daha önce bahsettiğim çok bilinmeyenli denklemin elemanları işte bunlar.Rusya’ya döndüğümüzde bu denklemin diğer elemanı ABD nasıl bir tavır alır, bu da tartışılır.

O halde, Türkiye kesinlikle beklemeden mevcut savunma gücünü her bakımdan inceleyerek tehditlere, müstakbel tehditlere, saldırı girişimlerine karşı gerekli önlemleri almalı ve teyakkuz halinde olmalıdır. ABD ve müttefikleri İran’ı tehdit ederken;

Suriye’nin kuzeyinde, doğu Akdeniz’de ve Ege’de İsrail ve Yunanistan’la birlikte Türkiye’ye izlediği politikada hatırdan çıkarılmamalıdır.

Hazır olmalıyız her daim…..

Sağlıkla kalın.

24 Mayıs 2019

                                                                                                                                        B.Tunç Ecevit