"Enter"a basıp içeriğe geçin

Hani biz kardeşiz ya…

 

Anayasanın bilmem kaçıncı maddesinin kaçıncı fıkrası gereğince diye başlamak saçma. İnsan Hakları bildirgesinde yazılı olan şu veya bu kararlar demek daha büyük saçmalık. O zaman ne diyeceğim, yani ne anlatırsam anlamlı olur?

Baştan alalım, kardeşlik nasıl bir şey kan bağı olmadan içten gelenini soruyorum. Mesela kardeşiniz olarak gördüğünüz A şahsı zarar görünce sessizlik mı sarıyor akıl endamınızı yoksa hayır o benim kardeşim kabul etmiyorum mu diyorsunuz?

Yıl kaç olursa olsun, kaçıncı asırda olursak olalım milletin çi ekinden bir nebze haberdar olmayanlar çok değerli olmaya ve öldürmeye devam edecekler. Bu böyle devam ederken kimi sessizlik şarkısını söyleyecek, kimiyse aydınlığına zarar gelmesin diye… İşte öyle yani görmeyecek kimse doğru düzgün. Alev, Melek, Serhat ve Ali… Hani biz kardeşiz ya bir gün biri sadece kimliğiniz, diliniz, dininiz üzerinden size zarar vermeye kalkışırsa söz veriyorum ilk beni karşılarında bulacaklar.

Çünkü benim/bizlerin savunduğu değerler kimseye kem gözle bakmamak üzerine kurulu bir öğreti. Herkes fikri hür vicdanı hür bireylerdir, öyle olmalıdır. Kimse kimseye zarar vermemeli hele ki din, dil ve ırk üçlemi sebebiyle asla ama asla olmaması gereken bir husustan bahsediyorum.

Tüm bunları neden mi anlatıyorum?

Anlatayım, Sakarya’da sadece Kürt olmaları nedeniyle babayla oğul kendini bilmez biri tarafından katledildi. Suriye’li mi yoksa Kürt mü oldukları sorulduktan sonra “Zaten ben Kürt’leri sevmem” diyerek oğul ile babayı belindeki silahla vurdu, caninin biri. Kimlik vurgusundan hiç haz etmeyen kardeşiniz olarak yazıyorum. Ya o öldürülen ben olsaydım? Hani biz kardeşiz ya, hani dostuz, hani arkadaşız, yoldaşız neden bu caninin yaptığını (iddiaya göre tabii) hazmetmediğinizi, kabullenmeyeceğinizi ifade etmiyorsunuz neden?

Buna benzer olayların tekrarlanmaması adına hani biz kardeşiz ya niye sadece tek twiti fazla görüyorsunuz kardeşinize? Neden daha öncesinde bu tarz olaylarda birçoğu kardeşimiz ses vermedi, vermiyor? Kaçıncı asırda kaldı vicdanınız, memuriyetinizden atılmak mı korkunuz, yoksa düşünce farklılığı mı? Sonuncusu ise eğer bu nasıl düşünce, hangi ucubeliğe takılı kaldı ki sesiniz çıkmıyor?

İsteseniz bile sesinizi çıkaramazsınız var olan toplumsal kutuplaşma başta olmak üzere, ideolojik fanatizminiz yakanızdan tutar, hele ki işimden, eşimden olmak kaygısı size tek kelimelik fırsat tanımayacak.

Kusura bakma da kardeşim artık senin sesine ihtiyaç hissediyorum, senin kararların benim hayatımı etkiliyor. Senin düşüncelerin ben istesem de istemesem de hayatımı cehenneme çevirebiliyor. Hani biz kardeşiz ya kardeşim, çık deki benim kardeşime kimse haksızlık edemez, deki ben varken kılına zarar veren ilk beni karşında bulur, sonucu ne olursa olsun. Deki hani biz kardeşiz ya, kardeşlik hatırına diyorum ki haksız yere yersiz ve mesnetsiz öldürülenler ceza almalıdır, kimliği, dini, dili ırkı ne olursa olsun benim inancıma değerlerime terstir bu nedenlerle insanların ölümü. Çık ve söyle, hadi kardeşim madem ki kardeşiz. Binlerce yıllık farklılıklarımızı zenginleştir, korkma bir kelam et… Hani biz kardeşiz ya bugün ben değil sen konuşmalı, anlatmalısın ben diğer ırk, din ve dillerden herhangi birinden olan sen kardeşim sen konuşmalısın, bana bu konuda öncülük etmelisin. Aksi takdirde hani biz kardeşiz ya olur…

Kitap tavsiyesi: “Beyaz Zambaklar Ülkesinde.”