Kime sorsak, Türkiye’de yaşayan her yöre insanının ortak özelliklerini sayar: Tembel, hazırcı, okumayı pek sevmez, yazmakla alakası bile olmaz. (Kapitalizm sağolsun da bu internet sayesinde memleketin yazma, şiir, fotoğraf ve cümle kurma kültürü gelişti biraz.)
Ülkesine gelen turisti, komşusunu, akrabasını,hatta kardeşini, eşini vicdan micdan dinlemeden yolmanın, “düşürmenin” yolunu arar ve amaç için her şeyi yapar. Herkesin etrafında belki de kendi aile ve çevresinde vardır bunlara örnekler.
Hakkı ve ahlakı verilmeyen memura gösterilen yolla “işini bilen memurlar” dan aşağı doğru yayılan virüsü temizlemeye kim aday çıksa ya ona da bulaşır, ya “yola getirilir” yada yoldan çektirilir.
Her konuda fikri olup hiçbir konuda bilgisi olmayan insanların evrensel, tarihsel sürecinde zihinsel, bedensel, tarımsal, sanatsal, teknolojik üretim ve icatlar yoksa başkalarının yaptıklarını konuşmak, seyretmek ve kullanmaktan başka bir şey olmamıştır.
İşte bizim ülkenin hali, ahvali de aynen böyledir. İlköğretimdeki derslerinin büyük çoğunluğundan kaldığından gülerek bahseden birinin başbakan olduğu, bulut sisteminden “fazla düşünmeyin kafayı yersiniz, alacağınız bilgiyi alın gerisini boş verin” diye bahsedildiği bir memlekette yurttaşın durumunu düşünemiyor bile insan yada normal karşılıyor.
Mesela, milli ve dini duyguları yüksek olan herhangi birine: arkadaşım, memleketin her yerine Amerikan üslerini, tabelalarını, şirketlerini; liselerine, ilkokullarına ve anaokullarına dillerini Kürtler mi sokun dedi. Memleketi Abd ve diğer emperyal-kapital güçlere Kürtler mi peşkeş çekin dedi, diye sorsak ne der acaba?
Yada İsrail’i 1948’de Amerika ile birlikte ilk tanıyan ülke olan Türkiye’ye “İsrail’i bir devlet olarak tanıyın” diye Kürtler mi söyledi.
Ayıptır arkadaşlar; anlıyorum Kürdün toprağını yıllarca işgal etmenin getirdiği bir alışkanlıkla “yav nereden çıktı şimdi bu özgürlük, ne güzel sırtınızdan geçiniyorduk” diye bir refleks var ama bu kadar da yetmeli bir yerde. Artık biraz içinde yaşadığımız topluma ve insanlığa faydanın olma vakti, yok niyetli değilseniz engel olmayın da Kürtler sizi de bölgeyi de rahatlatacak bir şeyler üretsin. (Barzani değil kasıt, kadını mutfaktan, yataktan ve kırbaçtan kurtarıp yaşamın merkezine alan, komünler, kooperatifler kuran Rojava ve herkesin kendi varlığıyla var olup gelişeceği HDP modeli) Şu emperyal denklemler, matematikler, geometriler, edebiyatlar, hikayeler ve felsefelerden inanın Kürtler de sizler kadar haberdar.
Sadece tarım, tarih ve turizmi ile dahi herkesi doyuracak, gururlandıracak potansiyele sahip bu ülkenin doğasına da, insanına da, çocuklarına da yazıktır.
Bilginin, bilimin, üretimin, sevginin ve kolektif emeğin önünü açalım.
Hep birlikte.