Ben de diyordum ki; halkımız hepten mi tatile gitmiş? meğer tatili ve bayramı hastanede geçirmek gibi bir fantazileri varmış. Dün akşam üzeri 6’da hastaneye gidip gece 3’te gelen annemler sayesinde öğrenmiş oldum.
80 kişilik sıranın gelmesinden sonra acil, üroloji ve diğer bölümler arasında gidip gelmeler sürecini de yaşayıp memleketimizin ne kadar muasır seviyede olduğunu bir kez daha öğrenmiş olduk.
Acilde bulunan doktorlar yüzlerce hastaya bakmaktan bitap düşmüş, üstüne hasta ve yakınlarının kimi haklı, çoğu bilgisizlikten kaynaklı soru ve sorunları da üstüne tuz biber olmuş.
Bir de diyorlar ya: eskiden hastaneler kuyrukmuş, şimdi “kız bakmaya” gidiliyormuş diye,
şimdi hem hastanelerde kuyruk var hem de telefonlarda, randevusunu 3-4 gün sonraya alabilmiş olmanın mutluluğunu Abidin Dino görse şaşırır.
Valla eskiden doktor yaptığı işten zevk alıyordu, hasta doktora saygı duyuyordu, şimdi “performans” adı altında doktorun önüne 5 dakikaya 1 hasta denk gelecek bir saat-liste çizelgesi konuyor, silah sanayi’nden sonraki en büyük gelir kapısı ilaç sektörünün ilaçları sattırılıyor, hastalarla doktorlar hastanelerde birbirine giriyor.
Soruyorum size; eskiden hastanelerde özel güvenlik vs.’mi vardı?
Ömrünün büyük bir çoğunluğunu hastanelerde geçirmiş annemin sıkıntılı bir durumu yok şimdilik, anneme diyorum hep; bir de iyi yönünden bak, sürekli kontrol altındasın ve bize göre daha şanslısın, tahliller, ölçümler, kontroller kesilmiyor. Uzmanlar da öyle diyor zaten, eviniz, arabanız gibi kendinizi de sürekli bakıma alın diye.
Küba da olamıyoruz, yakın bir vakte kadar Küba’yı da buraya getiremiyoruz…
Sağlıcakla kalın.