Evvela; hocaların hocası olarak bilinen, ülkenin yetiştirdiği en önemli sosyolog ve ilim adamlarından olan değerli Şerif Mardin Hoca’ya, Allah’tan (cc) rahmet diliyorum. Başımız sağ olsun.
Myanmar’da, Arakan Müslümanlarına yönelik katliam devam ediyor. Ota bile saygı duyduklarını ifade eden Budistler, ot yakar gibi insan yakıyor. 1989 Nobel Barış ödüllü Dalay Lama’dan da, Kuzey Hindistan’daki Dramsala Manastırı sözcülerinden de çıt çıkmıyor. Bu nedenle, ben de bu konu ile alakalı yazılar kaleme almaya devam ediyorum/edeceğim.
Myanmar’ın Nobel Barış ödüllü lideri, felsefeci Aung San Suu Kyi yaşanan katliamdan dolayı Müslüman grupları suçlamaya devam ediyor. BM ise ortalıkta gözükmüyor. İslam İşbirliği Konferansı da bildiğiniz gibi. Arap Birliği mi, o da ne?
Velhasıl, kahrolmak için o kadar çok sebebimiz var ki…
En acı olanı da, kendimize etiğimiz zulüm. Şairin dediği gibi;
Bizsiz, bize yetmezdi güçleri,
Bizimle güçlenerek yettiler bize…
Onlar, Müslümanlara karşı bu denli ortak hareket halindeyken biz ne yapıyoruz?
Türkiye, yine büyüklüğünü gösterip gerekli adımları atsa da, dünyanın ‘‘beşten’’ büyük olduğunu göstermek için diğer Müslüman ülkelerin de ayağa kalkması gerekiyor.
Zalimden merhamet beklemek yerine mücadele ile bitmek daha evladır.
Şimdi burada binlerce keşke ile başlayan cümle sıralayabilir. Ama o bile gönlümden geçmiyor.
Yine de birkaç kelam edecem;
Gönül isterdi ki, 1. Cihan Harbi’nde, İngilizlerin esir aldığı binlerce Mehmetçiğimiz, Burma’da (Myanmar) şehit olmasın.
Gönül isterdi ki, Süleyman Askeri, stratejik bir hata yapıp binlerce erimizi şehit vermesin. Hayalperest olduğu kadar cesur ve namuslu olduğu için beylik silahını şakağına dayayıp tetiğe basmak zorunda kalmasın.
Gönül isterdi ki, Hac’da bayram namazı hutbesinde Mekke’den dünyaya bir ses yükselsin.
Gönül isterdi ki, Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan, yalnız değil, diğer İslam ülkeleri liderlerinin eşleri ile kol kola Bangladeş’i ziyaret etsin.
Gönül isterdi ki petrol, Arap liderleri tahtlarına bu denli yapıştırmış olmasın.
Velhasıl gönül, daha nice şey isterdi…
Tabi bir de Allah’ın (cc) ne istediği var.
İşittik ve itaat ettik. Allah (cc) muhakkak işinde galiptir.
Görünen ne olursa olsun, kim yenerse yensin, kim yenilirse yenilsin,
Galip olan hâkim olan, yapan ve yaptıran O’dur.
Ya Rab, sen ki Muhammed Mustafa’ya dahi yenilgi sınavını yaşatansın.
Sen zulmetmezsin Ya Rabbi.
Ya Rabbi, inandık ve tasdik ettik, zulmeden biziz Ya Rabbi.
Senin yolunda kenetlenmeyip benlik hevesiyle ayrı düştüğümüz ve bölündüğümüz için kendimize zulmettik.
Biz bize zulmettiğimiz için düşmanda şimdi bize zulmediyor.
Bütün zalimlerden sana sığındık Ya Rabbi,
Bizler gafil olduk, günahkâr olduk, mahkûm olduk, mağlup olduk.
Kuran ve sünnetin hikmetleriyle uyanmadık.
Sen bizleri düşmanın saldırılarıyla uyandırdın.
Şimdi de lütfet Ya Rabbi, bize bu saldırıları def edecek güç, inanç ve enerji ver.
1989 yılı Diyarbakır’da doğan Mert Mahir GÖZ ilk ve orta öğretimini (2006) Diyarbakır’da tamamlamıştır. Yüksek öğretimine Uludağ Üniversitesi’nde (2007) başlayan GÖZ, buradaki eğitimini yarıda bırakıp Ankara Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Bölümü’nü burslu kazanmıştır. 2013 yılında Ufuk Üniversitesi’nden dereceyle mezun olan GÖZ, yine aynı üniversitede çift anadal programı (ÇAP) kapsamında Uluslararası Ticaret bölümünü bitirmiştir. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Hasan Kalyoncu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda master yapan GÖZ, şuan İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında doktora çalışmalarını sürdürmektedir. Politik tarih, siyasal sistemler ve uluslararası ilişkiler konularında birçok makalesi olan GÖZ, aynı zamanda Özgür Haber gazetesinde yazılarını kaleme almaktadır. Ayrıca GÖZ, kurucusu olduğu GOZMER (Güncel Ortadoğu Zabıtları Merkezi) çatısı altında ülke ve Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirmektedir.