"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: hukuk

Bu Ne Yaman Çelişkidir Bu

Balzac: “Acılar sonsuz oluyor, sevinçlerin ise bir sınırı var!” derken, Hasan Hüseyin Korkmazgil: “Bu ne beter çizgidir bu Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe” diyor. Her iki tanımlama da tam bize göre değil mi? Çünkü ülkemizde karadelikler çoğalmış, çelişkiler kördüğüm olmuş, insanlarımız aç, işsiz,…

Yorumlar kapalı

Yurttaş ve Devlet

Henüz 12 yaşında idim parasız yatılı okumak için köyden ayrıldığımda. Beni ve arkadaşlarımı büyük şehirlere götüren bu uzun yolculuğu, birkaç yıl otobüs koltuğu yerine, branda beziyle sarılmış bir kamyon kasasındaki sedire ilişerek (kış gelince, bu kasanın orta yerine konan bir odun sobası çıtır çıtır yanardı.) çokça toz, gürültü ve sarsıntı…

Yorumlar kapalı

Rehabilitasyon Ve Saygı (Ben bir cinayet işledim yazısının devamı)

“Ben bir cinayet işledim yazısının devamı”
…Oysa hukuk kitapları öyle dememişti. Para güç değildi, hukuk en üstün güçtü. Öğretilerinin ne derece doğru olduğunu düşünemedi. Evinin önüne özel bir araçla bırakılmıştı. Kapıya yöneldi, anahtarla kapıyı açmaya çalıştı sonrasında vazgeçti. Yürüdü… yürüdü… yürüdü… sonra ağladı. Yere yığıldı, tenha bir yerdeydi. Hiç kimsenin sesini duyamayacağı ve nefesine koşamayacağı bir yerdi burası. Diastolik kan basıncı ile sistolik kan basıncı raydan çıktı. Bir hipertansiyon atağının sonrasına bıraktı son nefesini. Hayatımız bir akut solunum yetmezliğinde ve mağrur bir güneş batışına esirdi. Yerde yatan bir ceset ve ölümlü bir insan. Oysa yaşayan kavramlardı, saygı gibi….

Yorumlar kapalı

“Uyumayacaksın!”

Şiir okumayı, dinlemeyi ve sonra imgeleri üzerinde düşünmeyi çok severim. İşte, Melih Cevdet Anday’ın beni çok etkileyen bir şiiri: “TELGRAFHANE Uyumayacaksın Memleketinin hali Seni seslerle uyandıracak Oturup yazacaksın Çünkü sen artık o sen değilsin Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin Durmadan sesler alacak Sesler vereceksin…” -diye devam eder. Anday, bu…

Yorumlar kapalı

İnsanlık Değerleri

İnsanlık, yaşamın ortak uyuşma noktalarını bulmak, bencilliği yok etmek, yaşamı daha yaşanır kılma arayışı olarak başlayan ve insanların genlerine işlenerek ölümsüzleşen erdemler bütünlüğüdür. Taocu düşünür Tao Tseu, bu diyalektik döngüyü anlatırken der ki: ‘Erdem insanla birlikte ölmez, yeni doğan bebekle geri döner.’ Bu tanımlamadan yola çıkıp şöyle bir çıkarımda bulunabilir…

Yorumlar kapalı