İnsanoğlunun iki önemli becerisi vardır: Birincisi: insanın savaşçılığıdır ki, insanoğlu en çok bu yetisini kullanır. Savaşan insanlar; hile, tuzak, kılıç, top, tüfek… gücüyle düşmanı olarak belirlediklerini yok etmeye çalışırlar. Sonrasında da insanlığa, diğer canlı ve doğal çevreye çok büyük zarar verip ve çok büyük acılar yaşatırlar. İkincisi: insanın barışçılığıdır ki,…
Yorumlar kapalıFikir Kazanı Yazılar
Sezai Karakoç’a rahmetle…
– Dünyadaki en büyük engel kötülüktür. Eğer kötü biriyseniz hayatı kendinize ve insanlara zehir edersiniz. Başkalarının çocuklarını öldürürsünüz sonra günü gelir kendi çocuğunuzu bile öldürürsünüz, bile isteye yaptığınız bütün kötülükler bir gün hasbelkader bulur sizi. Siz ben kaçtım, kurtuldum dediğiniz anda yapışır yakanıza. Ben şimdi ölüyorum ya, sen de bir başka zaman öleceksin ve yaşayan tek şey olacak kavramlar. Bunun dışında her şey, herkes ölecek. Saygı ve nefret yaşayacak ben ile sen öleceğiz. Bunun için yüzleşmek gerek. İnsan kendiyle, milletler tarihiyle yüzleşmeli. Yoksa hiçbir şey değişmeyecek…
Great Reset’çilerin Yeni Dünya Düzeninde Türkiye için planı, ABD gibi bir göçmen ülkesi, Çin gibi ucuz işgücü cenneti olması var. Bu konuda önlerindeki en büyük engel toplumdaki ahlaki ve dini değerler. Ve bunu yıkmak için ellerinden gelen herşeyi yapıyor/yapacaklar! Mülteci ve Göçmenler bu planın en önemli aparatı. Hem ulus devletin…
Yorumlar kapalıTek kişinin yönetimindeki AKP, iktidar oluşunun 19 yılını bitirdi, fakat hem çok yorgun hem de takatsiz bir durumda. Çünkü iktidar olduğundan beri tüm toplumu kucaklamak yerine, sadece taraftarlarından yana oldu. Hukuk kuralları ile yönetme yerine taraflı keyfi buyruklarla yol almayı seçti. Bu anlayış ve uygulama sonucu halk kutuplaşıp ayrışınca desteğini…
Yorumlar kapalı“Ben bir cinayet işledim yazısının devamı”
…Oysa hukuk kitapları öyle dememişti. Para güç değildi, hukuk en üstün güçtü. Öğretilerinin ne derece doğru olduğunu düşünemedi. Evinin önüne özel bir araçla bırakılmıştı. Kapıya yöneldi, anahtarla kapıyı açmaya çalıştı sonrasında vazgeçti. Yürüdü… yürüdü… yürüdü… sonra ağladı. Yere yığıldı, tenha bir yerdeydi. Hiç kimsenin sesini duyamayacağı ve nefesine koşamayacağı bir yerdi burası. Diastolik kan basıncı ile sistolik kan basıncı raydan çıktı. Bir hipertansiyon atağının sonrasına bıraktı son nefesini. Hayatımız bir akut solunum yetmezliğinde ve mağrur bir güneş batışına esirdi. Yerde yatan bir ceset ve ölümlü bir insan. Oysa yaşayan kavramlardı, saygı gibi….
“Bunu sen yapamazsın, bu sana göre değil! ““Bırak bir ‘erkek’ olarak ben halledeyim sen beceremezsin.”“Kadınlara uygun bir iş bulsana sen, bunu nasıl yapacaksın gücün yetmez bir kere?”Ve maalesef ki günlük hayatımızda bunun benzeri olan birçok cümle işitiyoruz…Bu cümleleri buraya yazarken ne kadar çok rahatsız olsam da iş hayatında olan kadınlarımız…
Yorumlar kapalıYağmur yağıyor, sanırsın dışarıda Valse piyano ile değil yağmurla vücut buluyor. Dışarıda yağmur yağıyor ve daha sabahın beşi. Ben 27 yaşındayım Nataliya ise körpe bir sevgili. Dışarda yağmur yağıyor ve şimdi ayrılık vakti… Gecenin bir yarısına kadar konuştular benimle ve habersizdiler benim katil olduğumdan, polis dayanınca kapıya anladılar suçlu olduğumu.…
Yorumlar kapalıHovardaca geçmiş yaşamdan siz de utanıyor musunuz, siz de gerçekten yoruluyor musunuz? Çünkü ben çok yoruldum birilerinin kendini akıllı zannetmesinden. Hakikaten çok utandım kendimden, ailemden, arkadaşlarımdan, ülkemden ve en çok kendimden. Ben artık birbirinin sırtına basan ve birbirini kazıklama işlevini zevkle yerine getiren bir toplumdan çok utanıyorum. Ve evet çok utanıyorum ortalama zekası olmayan bizi yönetenlerden ve onların karşısında el pençe divan duranlardan. Ama benim anladığım sen kendinden utanmıyorsun be ülkem. Utanma duygusunu kaybetmiş bir toplum her şeyi yapabilir, her şeyi.
Yorumlar kapalı



