Uyan Türkiye! “Kabul edilen 5. maddeye göre, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu için kamu görevinden çıkarılan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzman olanlar, sadece sosyal güvenlik kuruluşu ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında veya muayenehanede çalışabilecek. Düzenledikleri raporlar yargı kararlarına ve idari işlemlere esas alınamayacak.”
Dün gece Meclis Komisyon’un aldığı kararla bu madde kabul edildi. Sağlık çalışanlarına yönelik çıkarılan bu kanun ne anlama geliyor?
Anlatayım, Devlet hastanelerinde çalışanların artık özelde çalışamayacağı anlamına geliyor. Özel hastane yasağı, terör örgütleri ve benzeri gerekçeler bahane edilerek insanlara ölüm fermanı imzalanıyor. Bunun İnsan Hakları Beyannamesi’ne aykırılığı bir yana, insan vicdanına izah edilemeyeceği bir tarafa. Hadi her şeyi bir tarafa bırakalım, mahkeme hikâye artık. Eskiden ağır aksak dahi olsa eldeki hukuk sistemi yerini bir vicdansızlığa bırakıyor. Yıllar önce köşe yazılarından derlenen bir kitaptı ‘Ne Hukuk Ne De Ahlak Yeryüzü Cehennemi’ diye. Artık bir gerçekliğin adı, bizim çevremizde sadece muhalif duruşu için harcananların yaşantısı, ‘Ne Hukuk Ne De Ahlak Türkiye Cehennemi’ artık Türkiye torpilli, hukuksuz, midemizi bunaltan bizlerin eseri. Onca olan vicdansızlığa aman başıma bir hâl gelmesin diyen kifayetsizlerin yurdu. Riyakârların, biz zalimlerin yurdu, artık burası gerçekten cehennem. Eşinin veya ailesinden herhangi bir bireyin bir örgüt, ihanet şebekesi bir cemaatle iltisakı olması nedeniyle insanlar işinden oluyor. Bu duruma, (bahaneye) saçmalığa hangi duyguyla bakacağıma şaşırmış durumdayım. Hasbelkader deyip sineye mi çekmeliyim, yoksa yazı yazıp vicdan mı rahatlatmalıyım. İnanın bunca hukuksuzluğa aklı ve vicdanı olan dayanmaz. İnsanlara yasa adı altında ferman hazırlamak akıl alır gibi değil. Onca insanı hiçbir delil yokken hapsetmek, binlercesini görevden almak buranın bir cehennem olduğunun temel kanıtları. Ama hepsinin sorumlusu şu akıl yoksunu muhalefet. Varlık içinde yokluk olan muhalefet iktidarın hiçbir yanlışını, yalanını tespit etmekten öteye gidemedi. Her şey oldu bitti. Havalimanı işçileri, KHK mağdurları ve bu ülkenin namuslu dürüst insanlarına borçlu bir muhalefet. İktidar için söze gerek yok, ülke için akıl almaz ne kötülük varsa yaptı/yapıyor ve yapmaya devam edecek. Değerli okur diri kal. Çünkü çok daha kötü günler bizi bekliyor…
Lütfen vicdanının sesini dinle, en kötüsünü düşün ölüm. Bir cesaretle sohbetinde yaşamının herhangi bir alanında haykır kabul etmiyorumu. Ne zulmü ne zalimi.
26.10.1998 tarihinde hayata gözlerimi açmışım.
“Hepimiz bir dünyanın ortak vatandaşlarıyız.” Bundan dolayı ırk, dil, din, memleket… Önemsiz (en azından benim için).