"Enter"a basıp içeriğe geçin

Açgözlü Olmalısın Bu Hususta

Köşede bir yerlerde yerin olsun, kendinle baş başa kalacağın. Bu adil düzenden kaçıp kalbini teskin edeceğin. Bataklığın dışında kalabileceğin… Kimlerin boğulup gittiğini görüp, “edebi edepsizden öğrenmek” mantığıyla hareket edeceğin; bunu dahi fırsata çevirip kendine yol çizeceğin. Benzememek için sevmediklerine nefsinle harbe gireceğin bir cenk sahası…


Kendi içinde kendine karşı ateşlemelisin isyanın fitilini. Önce kendi isteklerini yatırmalısın hedef tahtasına. Göz yaşına bakmamalısın, acımamalısın, acınacak hale düşmemek için. Acınacak haldekilere umut için…

 
Göç etmelisin bu çağdan bin dört yüz yıl öncesine kendini onların terazisinde tartmalısın. Erkek olmayan köyde horozluk yapmamalısın öyle.

Kalabalıklarda kaybettiğin seni sende bulabilmek, umut olup yeşerebilmek için toprağa düşen her tohum tanesi gibi yalnızlığı göze almalısın önce.

Sonra, bu amaçla edinmelisin gerçek dostları: Gazali arkadaşın olmalı, nasihatler vermeli sana. Mevlana pişirmeli seni kısık aşk ateşinde, için için yanmalı için, dışın serinletmeli gönülleri.

İmam-ı Rabbani’yle ötelerin ötesine, ötelerin ötesine, ötelerin de ötesine yolculuk yapmalısın kendi kalbinde, dönmemek üzere.


Eşek sidiğindeki saman çöpündeki sineklikten kurtarmalısın kendini.
Çuvaldızı düşürmemelisin elinden, batırmalısın kendine, korkmamalısın.

 
Kalp aynasını temizlemelisin kısaca; gayb aleminden tecelliler inikas edip o aynadan yeryüzünü aydınlatmalı. Ancak nuru kendinden de bilmemelisin.


Mana aleminde ağını seren balıkçı gibi pür dikkat kesilmelisin, kalbine takılan manalarla temin etmelisin rızkını. Hatta kapitalist, açgözlü olmalısın bu hususta, yetinmemelisin.


Ey yeryüzünün halifesi, sen, önce kendini azat etmelisin kölelikten… Vazgeçmemelisin efendilikten…