Ebru Timtik Öldü
“Bu çocuğun yüzü kalbinize mühür olsun. Bir gün de sevdiğinizle uyanmak nasip olmasın. İçinize dermansız bir dert düşsün, hiç uyku uyumayın. Her gün çocuğunuzdan bir haber bekleyin de alamayın. Bir tatlı dost sözü duymadan ömrünüz nihayet etsin. Her sabah boğulacak gibi uyanın. Ve size ne desem az. Size ne desem kifayet etmez.”
ECE TEMELKURAN
Ebru Timtik adil yargılanmadı. Yargılanmasında adalet yoktu. Saçma sapan iddialarla ceza verildi. Avukattı. İddiaların saçmalığını biliyordu. Adil yargılanmak istedi. Sesini duyuramadı. Sesini duyurmak için bedenini, yaşamını ölüme yatırdı. Yine de sesi duyulmadı. Onun ölümüne gidişini canlı yayında seyrettik!
Seyrettik!
Seyrettik!
Adil yergılanmayan, düzmece suçlarda ceza verilen tek kişi değildi ama haykıran, adil yargılama isteyen, adaletin kalmadığını haykıran birkaç insandan biriydi.
Ebru Timtik, Aytaç Ünsal gibi binlerce, on binlerce insan var cezaevlerinde. Siyasi nedenlerle ve uydurma suçlarla yıllardır cezaevlerinde tutulan ve sesi çıkmayan, duyulamayan insanlar!
Ebru Timtik ne yazık ki yaşayamadı, direnmeye çalıştı ama olmadı, tükendi ve yaşama veda etti.
Aytaç Ünsal’ın da yaşama şansı fazla değil!
Ölüm orucunda olan ve isimlerini dahi bilmediğimiz daha pek çok can var.
Ebru, Aytaç ve daha önce yaşamlarını yitiren Helin Bölek ve İbrahim Gökçek sadece sembol.
Sosyal medya yıkılıyor!
Ebru ve Aytaç’ı ölüm orucu kararı aldıran, bsakı uygulayan, bu davranışa iten örgüt ve yapıya lanet okuyanlar, böyle kararların artık günümüzde geçerli olmadığını söyleyenler, boşu boşuna öldüklerini, “yazık oldular” ifadesiyle sunanlardan geçilmiyor!
Onca yazıyı okudum, ölümle ilgili, bir tanesinde bile gerçek suçlunun adı yoktu!
Adil yargılanma talebine cevap vermeyen bakanlıktan, aylardır kararın incelemesini yapmayan Yargıtay’dan, ölmeleri için götürülen hastane odasında insani yaşam koşullarını bile sağlayamayan görevlilerden söz eden yok!
Ölümü kutsamıyorum. Öncelikle bilinmesi gereken bu!
Ancak, insanca yaşam koşulları yoksa, kölelik dayatılıyorsa, insanlıktan çıkman öneriliyorsa, sömürüden, talancılardan yana davranman isteniyorsa, bunu kabul edip etmeme kararı senin özgür iradene bağlıdır ve bu iradeni tutuklayacak hiçbir güç yoktur!
Victor Jara’yı susturabildiler mi?
Öldürdüler ama o hala şarkılarını söylüyor!
Ölen bir çok insan var faşizme karşı direnerek ve boyun eğmeden.
Sadece ölüm orucu da değil. Cezaevlerinde hastalanıp tedavi edilmediği için ölenlere ne diyeceksiniz?
Onlar direnme şansına bile sahip değildi. Hastaydılar. Tedavi edilmediler. Tahliye edilmediler. Öldürüldüler!
Ölüm orucuna girerek yaşamlarını tüketenler suçlu, aldatılmış ya da zoraki eyleme sokulmuş kişiler değildir!
Suçlu onları adil yargılamayan, taleplerine kulaklarını kapatan, onların ölmesi için her yolu deneyenlerdir.
Lafınız onlara olsun.
Ebru’nun ve benzer ölüm sahiplerinin adı kirlenmesin.
Keşke hiç kimse ölmeseydi. Keşke hiç kimse aç kalmasaydı. Keşke hiç kimse hastalanıp tedavi edilmeyim yaşama veda etmeseydi. Keşke hiç kimse faili meçhul bir şekilde aramızdan ayrılmasaydı. Keşke hiç kimsenin köyü uçaklarla bombalanmasaydı. Keşke Uludere’de 34 kişi yasal bombalarla katledilmeseydi. Keşke Ankara, Diyarbakır, Suruç patlamaları yaşanmasaydı.
Keşke maraş olayları, Sivas yangını olmasaydı.
Keşkelerimiz o kadar çok ki ne bu sayfa alır keşkelerin toplamını ne de kitaplara sığar!
Ancak bu kadar çok olan “keşke” lerimizin sebebi bizleriz.
Bunu hala anlamıyoruz. Sel çıkmış. Dere taşmış. Bir kişi sele kapılmış gidiyor! Ona yardın eli uzatmazsak, ona bir dal parçası uzatmazsak, onu kurtarmak için hiç bir çaba göstermezsek ölür!
Ve bizler şu cümleleri kullanırız!
“Dikkatli olsaydı”, “seli görmedi mi?”, ahmakça davranmış”, bu kadar aptallık olmaz”…
Şimdi de aynı noktadayız.
Sel var. İnsanlık sele kapılmış ve hiç kimse bu konuda bir şeyler yapmıyor! Sadece konuşuyor! Ya ölen suçlanıyor ya da onu ölüme sürükleyenler! Onu öldüren sorgulanmıyor bile!
Katil gülümsüyor, kimseler görmek istemiyor!
Katili gören suçlu ilan edilecek gibi. Katilin adını telaffuz etmek günahmış gibi.
Öleni suçlamak en kolayı.
Ebru Timtik. Yandaş medyaya göre terör örgütünün Türkiye sorumlularından birisi!
Ebru Timtik avukat ve iktidara muhalif kim varsa onu savunan biri.
Kimseden emir almadan cezaevindeki tek silahı olan yaşamını ortaya koyarak adalet istedi. Bu isteği ile bizi uyandırmaya, bizi kendimizi savunmaya çalışmamızı sağlamaya çalıştı.. Başaramadı.
Çünkü biz uyanmak istemiyoruz!
Bırakın onuruyla yaşasın bu iktidara karşı ömürlerini koyanlar,,,
1956 Elazığ doğumluyum
1977 Diyarbakır Eğitim Enstitüsünden mezunum
Siyasi nedenlerle öğretmenlik yapmadım
1980 sonrası 6 yıl kadar Diyarbakır, Eskişehir ve Antep cezaevlerinde tutsak kaldım
İşçi emeklisiyim