Bilinen adı corona,
Kod adı covid-19,
Türkiyede cavit-19 olarak tanınıyor.
Kökeni bilinmiyor. Amerikalı diyenler de var Çinli diyenlerde! Bilen yok. Gören, bilen, tanıyan yok. Dünyada üç ayrı kılıkta dolaştığı söyleniyor, Covid-A, Covid-B, Covir-C olarak adlandırılıyor ama bir vesikalık fotoğrafı bile yok!
Sakalı var ama bıyığı yok.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “ölüm meleği” olarak ilan edildi.
Uluslararası bir terörist. Görevi öldürmek.
Öldüreceği kişileri nasıl ve hangi nedenle seçtiği meçhul olmakla birlikte yaşama konusunda zayıf kişileri tercih ettiği sanılıyor ancak öldürdüğü kişilere baktığımızda, güçlü görünen kişileri de öldürdüğü, genç yaşlı dinlemediği aşikar!
Kimin için çalıştığı, gerçek görevinin ne olduğu, amacı bilinmiyor!
Bilim insanlar şaşkın ve bu teröristle ilgili söylemlerinde hem fikir değiller. Bir gurup bu teröristi çok tehlikeli ve sanılandan daha zalim olarak adlandırırken bazı bilim insanları sevimli bile bulabiliyor!
Gerek Dünya sağlık örgütü gerekse medya tarafından “çok korkunç bir varlık” olarak adlandırıldığı ve “korkulması gereken biri” olarak tanımlandığı için tüm insanlar tarafından o kadar korkunç bir varlık olarak görülüyor ki “Kazıklı Voyvoda olarak bilinen Kont Drakula, Korkunç İvan veya Kenan Evren” bile sevimli kalıyor!
Ne kadar zalim, ne kadar masum, bilemiyoruz.
Evlerimize kapanacak kadar, özgürlüklerimizden vazgeçecek kadar korkuyoruz ama her şekilde koruma kurallarını ihlal edip, Cavit-19’a görevini yapmasına yardım decek kadar da aptalca hareket de ediyoruz.
Her sokağa çıkma yasağında tuvalet kağıdı stokluyoruz! Ülke ve kültürlere göre stok değişiyor. Kimisi prezervatif, kimisi alkol ve sigara, kimisi de makarna stokluyor.
Silah ve cephane stoklayan bile var.
Bilmiyorlar ki Covit-19 canlı değil. Bu nedenle de ölümsüz!
Kod adına bakmayın, sonuçta Azrailin kendisi. Adamın işi zor. Her gün binlerce can almak. Her gün dünyayı dolaşıp sırası gelenleri götürmek.
Sanırım en zoru da Yemen’deki açlıktan ölen çocukların canını almak. Her gün binlerce çocuk. Sadece bir ekmek yeterliyken bulamayan ve ölen binlerce çocuk.
Kod adı Covit-19 olan bu terörist kendisine verilen görevi yapmaya devam ederken, bunu fırsat bilip para kazanmaya çalışanlar da var.
Maske fiyarları katlanarak arttı.
Kolonya da öyle.
Ama büyük insanlar büyük vurgunlar yapar ya, büyük büyük ihaleler yapılıyor, insanlar can derdine düşüp etrafına bakamazken, sessizce!
Daha da büyük olanlar daha büyük oynuyor!
Dünyadaki bütün insanları ciplemek gibi düşüncelere sahipler. Herkese cip takılacak. Cipte kişiyle ilgili tüm bilgiler olacak. Her an takip altında olacak. Banka bilgileri de yüklenecek. İstenildiğinde hesabı dondurulacak.
Hatta cip sayesinde kişi hastalandırılabilecek, gerektiğinde öldürülecek.
Cip taktırmak istemeyenlere iş verilmeyecek. Ehliyet, pasaport ve benzeri evrakları iptal edilecek. Kısaca yaşam hakkı tanınmayacan.
Fetöcülere yapıldığı gibi bir durum yaratılacak!
İkinci bir iddia ise, cipi hissettirmeden uygulayacaklar!
Covid-19 için aşı üretilecek. Cip aşının içinde olacak. Aşılananlar aynı zamanda ciplenmiş olacak.
Aşı olmak istemeyenler ise dünyada istenmeyen toplumlar olarak ötekileştirilecek, yalıtılacak, dünyanın kara çocukları olacak.
Bir çok iddia, bir çok komplo teorisi, bir çok gerçekten ürkütücü, geleceğe dair korkunç haberler dolanıyor dünyada!
Hangisi ne kadar doğru, bilinemiyor.
Covit-19 ya da bizdeki bilinen adıyla Cavit-19 hepsini karanlıkta bırakıyor. Perdeleme yapıyor, görünmez kılıyor!
Dünya ekonomi sistemi çöktü çökecek.
Tek yol toplumsal isyanları bitirmek, olmamasını sağlamak. Covid-19 öncesi dünyada birçok ülkede isyan vardı.
Covid-19 sayesinde ne isyan kaldı ne de itiraz. İnsanlar kendi isteği ile tüm haklarından vazgeçti. Sokağa çıkma yasağını bile insanlar istiyor, devletler değil.
Covit-19 görevini tamamladıktan sonra yeni bir ajan görevlendirilir elbette. Ya da Covid-19’un yeni sürümleri çıkarılır piyasaya.
Covid-19 S
Covid-19 plus
Nasıl olsa toplum olarak hazırız inanmaya!
1956 Elazığ doğumluyum
1977 Diyarbakır Eğitim Enstitüsünden mezunum
Siyasi nedenlerle öğretmenlik yapmadım
1980 sonrası 6 yıl kadar Diyarbakır, Eskişehir ve Antep cezaevlerinde tutsak kaldım
İşçi emeklisiyim