"Enter"a basıp içeriğe geçin

Gene Sharp ve İran

Bilindiği üzere şiddetli eylemlere sahne olan İran’da dün olayların sona erdiği açıklandı. Bir haftada yumurta fiyatının iki kat arttığı ülkedeki ekonomik talepler, hükümet politikalarına yönelik öfkeye dönüştü. İşsizlik, yükselen enflasyon ve yolsuzluğa karşı başlatılan gösteriler, hükümetin yasa dışı ilanına rağmen devam etti.

Karışıklığı başlatanın para spekülatörü diye anılan George Soros olduğu iddia ediliyor. En azından İran’da hâkim olan görüş bu. Malumunuz Soros dünyadaki Yahudi sermayesine hâkim bir para cambazı. Dünyanın pek çok yerinde böylesi halk ayaklanmalarının arkasındaki ‘‘renkli’’ isim. Birçok Doğu Avrupa ve Arap ülkelerinde başlatılan, Amerikan Siyaset Bilimci Gene Sharp’ın sözüm ona ‘‘pasif direniş’’ ve ‘‘silahsız devrim’’ uygulamalarının sponsoru. Mollalara bakarsanız ise halkı sokağa dökenler CIA ajanları. Esasen her iki ihtimal da zayıf değil, olabilir. Hele ki, CIA ve Soros’un çok farklı yapılara hizmet etmediği dikkate alınınca…

 

İran’ın kuzeydoğusu Meşhed’de başlayıp, Kirmanşah, Reşt, İsfahan ve Kum’a yayılan gösterilere binlerce kişi katıldı. Sokaklarda yalnızca Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye değil, aynı zamanda İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e karşı da sloganlar atıldı. Buna karşılık ise  2009 yılında rejim destekçilerinin düzenlediği gösterileri anma amacıyla yüzlerce kişi de Hamaney’e destek için sokaklara çıktı. Rejim karşıtı eylemciler, yönetimin dış politikaya ağırlık vererek iç siyaset ve kendi halkını ihmal ettiğini ifade ederek ‘‘Hayatım Gazze için değil, Lübnan için değil, İran içindir’’ ve ‘‘Suriye’yi bırak bizi düşün’’ sözleriyle günlerdir sokakları çınlattı.

 

Tüm bu yaşananlar karşısında Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri,  “Bu ülkedeki bazı olaylar, ekonomik sorunlardan kaynaklanıyor ama bunların arkasında başka bir şey var gibi görünüyor. Bunu yaparak hükümete zarar vereceklerini düşünüyorlar ama karlı çıkanlar başkaları olacak” diye konuştu. Karlı çıkacak olanlar ise zaten hemen kendilerini belli ettiler. Bunların başında gelen D. Trump, ‘‘Rejimin yolsuzluklarından ve ülkenin varlığını yurt dışında terörizme harcamasından bıkmış olan İran vatandaşlarının barışçıl protestolarıyla ilgili bilgiler geliyor. İran yönetimi, kendini ifade hakkı da dâhil kendi halkının haklarına saygı göstermelidir. Dünya bu süreci izliyor.’’ ifadelerinde bulundu. Kudüs hususunda tüm dünyayı (birkaç peyk ülkesi hariç)  hiçe sayan Trump’ın şimdi dünya ülkelerini referans göstermesini samimi bulmak tabi ki güç.

Velhasıl, Ortadoğu’da oyun üzerine oyun oynanmaya devam ediliyor.

Yönetimlerin suçu yok mu?

Elbette var.

Yolsuzluklar olmuyor mu?

Muhakkak ki oluyor.

Ancak göstericilerin Suriye’yi, Kudüs’ü bırakın demelerinin, daha doğrusu dedirttirilmelerinin altında da bir şey aramayalım mı?

Onlar sahip oldukları maddi değerler ile binlerce kilometre öteden bizlere yön vermek isterken, iki tas bir tarak için susalım mı?

Bize dokunmayan yılan bin yaşasın mı diyelim?

Unutmayalım ki o yılanın başı şimdi Kudüs’te olsa da inanın kuyruğu her yerde.