"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kategori: Din

Şaban Kuzgun’un Şahsiyeti ve İlim Dünyasına Katkıları

Son senen geldi çattı ey Şaban! Ne idin, ne oldun, ne olacaksın? Hayat bir su içimi kadar kısa… Gençliğine doymadan geçiyor… Ölmeye hazır ol! Bu dizelerin sahibi Çarşambalı önemli bilim adamlarından olan Şaban Kuzgun. 1974 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi son sınıfta iken karnesinin arkasına yazmış bu mısraları… Daha o…

Yorumlar kapalı

Eski bizlerin anısına

Geçip giden güzellikleri hatıralara bıraktık. Ve yeni yeni güzelliklere kucak açıyoruz her geçen gün. Ama olmuyor! Hiçbir şey eskiden olduğu kadar, eskide durduğu kadar güzel durmuyor işte hayatımızda. Ne o vazgeçilmez tatları alıyoruz ne de o vazgeçilmez tatları sunabiliyoruz şimdi. Birkaç kişi bir araya gelsek, hep eskilerin güzelliğinden söz eder…

Yorumlar kapalı

Uçak düşebilir, ama kahve biterse işte o fena..

Çevrileli neredeyse 40 yıl olduğu halde izleyenlerin hala gülümseyerek hatırladıkları “Uçak” adlı bir Amerikan filmi vardır; “saçma komedi” denen türün ilk ve en başarılı örneklerinden olduğu söylenir. Filmin bir sahnesi şöyledir: Uçak aniden kontrolsuz bir şekilde alçalmaya başlamıştır. Hostes yolculara durumu açıklamaya çalışırken “yakıtımız azaldı, otomatik pilotumuz çalışmıyor ve pilotlarımızın…

Yorumlar kapalı

Çocuk olmak

Hayaller, düşler ve umutlar ortasında yaşamak… Bir sonraki anda değil, yaşadığı anda kalmak ve o anın keyfini sorgusuzca çıkarmak. Sanki hiç bitmeyecek gibi sadece mutlu olduğu ana odaklanıp kalmaktır çocuk olmak… Masallardan arkadaş edinip, bulutlardan yaptığı atın üzerine binip, macerada at koşturmaktır çocuk olmak. Evcilik oyunu oynayıp, sonrasında topu kaptığı…

Yorumlar kapalı

Bir garip memnuniyetsizlik

Varlık ve yokluk arasında savrularak devam ettiğimiz hayatta ne çok olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Kimi zaman bizleri bekleyen olayları gülümseyerek, kimi zaman ise üzülerek karşılıyoruz. Bunun sebebi gerçekten karşılaştığımız olayların bizi iyi ya da kötü etkilemesi mi? Yoksa hiçbir şeyden memnun olmama, olamama hâli midir? Küçük yaşlardaki çocuklardan tutunda, yetişkin…

Yorumlar kapalı

Hoş bulduk! Diyebilmek umuduyla

Her sene yaz ayları yaklaştıkça, hele de havalar ısındıkça gurbet ailelerinin izin telaşı başlar. Daha önce ilk yazımda biraz olsun anlatmaya çalışmıştım memleket sevdasını. Bu sefer bizim yüreğimize başka bir sevda düştü. Bu sevda öyle birkaç haftalık izin sevdası değil, memlekete dönüş, vatan hasretinin bitiş sevdası… Ne çok zaman olmuş,…

Yorumlar kapalı

Konuşabilmek mi? Konuşmayı bilmek mi?

“Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır” derler ama, yine aynı dil inanın o yılanı bile kaçırmayı başarabilir. İnsanoğlunun muhteşem yaradılışındaki bir sır ise, konuşmamıza vesile olan dildir. İnsanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan bir araç olarak da tanımlanır. Neyi istersen, hangi harfi istersen o harfe dönüşür ve dökülüverir kelimeler birer birer. Sıralanan harflerden…

Yorumlar kapalı

Güzelliğin on par’etmez

Geçici güzelliklerin hevesine kapılıp, nelerden vazgeçtik şu hayatta. Bakıp da görmeyi bilemedik, bildiklerimizi ise göremedik. Güzel olanın peşine takılıp diyar diyar gezdik de bir türlü menzile varamadık. Ah bu güzellik! Ne dertlere deva ne başlara bela oldu. Güzeli gören mi buldu hayatı, güzel bakan mı? Bu çelişkilerle insan ömrü boyunca…

Yorumlar kapalı

Şeytan dürtmüş!

  Tüm öğrencilerde bir heyecan. Elinizdeki sınav kâğıtlarına bakıp merak ediyorlar. ‘’ Hocam hemen okuyun-hocam ben kaç aldım-hocam önce sonuçları okuyun sonra derse geçelim vs.’’  Bu her öğretmen ve öğrencinin alışık olduğu manzaradır. Genelde beni şaşırtan ise sınava hiç çalışmamış ve bundan sonrası da pek parlak görünmeyen öğrencinin de sınav…

Yorumlar kapalı