Okuduklarımızdan öğrendiğimiz şeyler var; insanlara güvenilmez, kalabalıklardan ne kadar kurtulursak yaralarımız o kadar iyileşir, şu koca dünyada hiçkimse bizi anlamadı ve anlamaz, elbette melankolizm başımızın tacı derdimizin ilacı… Bazen de çıkarılan dersler şunlar: hayatta ne kadar hırs o kadar köfte ya da daha fazla şeye sahip olmak daha güçlü insan…
Yorumlar kapalıYazar: Yavuz Celep
“Ol”maya yöneliktir algımız. “Olmak” fiilinin, egomuzu yüceltmemiz için bizi nereden nereye sürüklediğinden habersiz bir şekilde, bir şey olmak için gayret sarf edip dururuz. Evet, olmak direkt olarak “ben” demektir. Bir “şey” olmaya çalışırken, aslında o şeyin örtüsü altında egomuzu beslediğimizin farkında bile değilizdir. Halbuki aslında bütün eylemlerimizin ve yaşama bilincimizin…
Yorumlar kapalıMetrobüs meydan savaşlarını bilirsiniz. Eğer mesai saatlerinin başlangıç ve bitiş zamanlarında metrobüse binmeyi göze aldıysanız zorlu bir mücadeleye girişmeyi de göze almışsınız demektir. Zira metrobüs sırasında siz dilediğiniz kadar nezaketle davranın, kimseye dokunmadan o kapıdan içeri girmeye çalışın, muhakkak birileri, o eşsiz koltuklardan birine oturabilme aşkıyla sizi adeta ezip geçecektir.…
Yorumlar kapalıİnsan ilişkilerinin güçlü olması diye bir yetkinlik var. İş dünyasında her çalışandan beklenen, bütün iş ilânlarına bir madde olarak eklenen, iç ve dış müşterileri memnun etmek için olmazsa olmaz koşul olduğu düşünülen, büyülü, süslü bir yetkinlik. Ama on yıllık iş hayatım boyunca, özellikle kurumsal şirketlerde izlediğim kadarıyla bu yetkinlik ne…
Yorumlar kapalı