"Enter"a basıp içeriğe geçin

“Öğretmen Dostuma Tavsiyeler”

Öğretmenlikte yeni misiniz, yoksa eski misiniz?

İşte öğretmenlik serüveninizi güçlendirecek bazı tavsiyeler: Bu tavsiyelerin “damdan düşen bir meslektaşınız” tarafından kaleme alındı.Malumunuz, Nasrettin Hoca, “Bana damdan düşeni getirin.” demişti.

Eski olmak sürekli yenilenmeyi gerektiriyorsa tecrübeli olanlar da okuyabilir, okumalı. Neticede hepimizin yenilenmeye her daim ihtiyacı var.

Hayatın kendisi akıp giderken kaç renk değiştiriyor?

Öğretmenliğe başlarken birçok zorluğu, fedakarlığı göğüsleyebilecek durumda olup olmadığınızı mutlaka gözden geçirmelisiniz. Hiçbir iş göründüğü gibi değildir. Öğretmenlik yapmayan birisi “yaz tatilinin çokluğundan, keyfe keder iş yapıldığından, mesleğin kolaylığından…” konuşur durur ancak bu konuşanları sınıfa koysanız birçoğu yapamaz.

Değerli Meslektaşım,

Göreve başlarken pek de bilinmeyen birçok şeyi tecrübe edenlerden dinlemelisiniz. Tecrübeli öğretmenlere kulak vermelisiniz ve sık sık danışmalısınız. Yapmayı planladıklarınızı mutlaka paylaşın. Öncelikle; “sınıftaki iletişimi, ödevleri, okulu, öğrencilerin bireysel özelliklerini, sınıfın genel durumunu, özel durumu olanları, etkinlikleri, bu etkinliklerin içeriğine dair bilgileri vb.”  çok daha fazlasını mutlaka birikimli, tecrübeli öğretmenlerden dinlemelisiniz.

Dinlediğiniz takdirde işler kolaylaşacaktır.  Her şeyi bilemezsiniz, ben biliyorum havasında yol almayın. Daha mesleğe başlamadan bırakmak zorunda kalırsınız; devam etseniz de çok hırpalanırsınız, duygularınız, keyfiniz, hayata dair beklentileriniz yerle bir olur. Okula gelirken ayaklar geri geri gider.

Mutlaka danışın, bilgi alın ki hedeflerinize kolay ilerleyebilesiniz.

Sevgili Meslektaşım,

Mesleğe başlarken belki de en değerli hazineniz, tecrübeli meslektaşlarınızdır. Onların deneyimlerinden faydalanmak size yol gösterecek, sizi aydınlatacaktır. Ancak unutmayın ki, her öğretmenin tecrübesi ve yaklaşımı farklıdır. Siz de kendi deneyimlerinizi edinirken kendi tarzınızı oluşturacaksınız.

Siz de zamanla kendi “yoğurt yeme tarzınızı” ortaya koyacaksınız ancak o arzu edilen tarzı ortaya koymadan öce; daha önce denenmiş tarzları, usulleri bir görüp dinleyip not almalısınız.

Sınıfta karşılaşacağınız her öğrenci, farklı bir dünyanın kapılarını aralar. Her birinin özel ihtiyaçları ve özellikleri vardır. Bu yüzden onları tanımak ve anlamak için sabırlı olun. Empati kurun ve onların dünyasına açık bir pencereyle bakın. Sadece derslerini, akademik başarılarını ve ödevlerini değil, onların duygularını, düşüncelerini de dinleyin. Böylece daha sağlam bir iletişim kurabilir, onlara gerçek anlamda bir öğretmen olabilirsiniz. Onlar da kalp kapakçıklarını size açtığında zor diye gördüğünüz durumların, olayların kolaylaştığını göreceksiniz.

Sınıfta disiplini sağlamak da önemlidir. Ancak bunu yaparken otoriter bir tutumdan ziyade saygı ve sevgi temelinde yaklaşın. Öğrencilerinizle sağlıklı bir iletişim kurduğunuzda, disiplin sorunları da kolayca çözülecektir. Elbette ki eksiklikler, hatalar da olacaktır.Her şey öyle birden bire düzelivermez. Zaman, emek, uykusuz geceler biriktirmelisiniz ki doğan güneşin, mutlu zamanların ve ağız tadıyla yenilen yemeklerin kıymetini bilesiniz.

Unutmayın ki, öğrencilerinizin sadece akademik başarılarıyla değil, karakterleriyle de ilgilenmelisiniz. Onlara değerler eğitimi de vererek, iyi birer insan olmalarına katkıda bulunun. Onları sadece bugünleri değil, yarınları da düşünerek yetiştirin.

Anlattığınız dersin konusu ne olursa olsun; onların hemen hepsi unutulur da verdiğiniz, özel bir tavsiye, kaybolan topuyla ilgilenmeniz, yapılmayan ödev için samimi bir konuşmadan sonra verdiğiniz ek süre, paylaştığınız bir avuç leblebi, küçük bir çikolata ya da samimi bir teneffüs muhabbeti asla unutulmaz.

Kendinize zaman ayırın ve sürekli olarak kendinizi geliştirin. Öğretmenlik mesleği sabır, özveri ve sürekli öğrenme gerektirir. Yeniliklere açık olun, eğitim konusundaki gelişmeleri takip edin. Kendinizi sürekli olarak yenileyerek, daha etkili bir öğretmen olabilirsiniz. Mesleğin başındaysanız tüm derslerinizi ince ince planlayın. Dersteki oyuna, espriye varıncaya kadar. Bu hazırlığı birkaç ay yaptığınız zaman zaten işin kolaylaştığını göreceksiniz.

Eski olanlar da sürekli yeni bir şeyler ilave etmeli; dersine, iletişim becerilerine, teknoloji bilgisine, değişen ve dönüşen dünyaya dair her türlü bilgi ve davranışları ve çok daha fazlasını ilave etmeli zihin dünyasına. İlave etmeli ki canlı kalabilsin, yeni neslin frekansını çözebilsin vesselam!

Bir gün sınıfta Türkçe dersi işlerken, öğrencilerimden biri ansızın,

“Hocam, Türkçe gerçekten hayatımızın her alanında mı kullanılıyor?” diye sordu. Bu soru üzerine sınıfı bir anda tartışmalar kapladı. Bir öğrencimiz,

“Evet, Türkçe çok önemli, hatta markette alışveriş yaparken bile kurduğumuz iletişim!” buna bağlı olabilir, dedi.

Diğer bir öğrencimiz ise,

“Hayır, asıl hayatta önemli olan şey insan ilişkileridir, Türkçeden ve Türkçenin kurallarından daha fazla lazım değil mi?” diye karşı çıktı. Bu tartışma sırasında öğrencilerimin farklı bakış açılarını görmek ve onların düşüncelerini dinlemek benim için çok değerli bir deneyimdi.

Buna benzer sorular her zaman gelebilir. Öğrenciye kısaca ve net olarak cevaplar vermeliyiz ki derse odaklansın. Yani zaman zaman dersle ilgili ve ders dışı, sıra dışı sorular geldiğinde öğrenciyi geçiştirmeyelim. O anda müsait zaman ve mekân yoksa teneffüste bu konuyu sonra mutlaka konuşalım, diyelim.Bir şekilde o sorulara cevap vermiş olalım.Öbür türlü kafasında, gönlünde bir şeyler hep birbirinden kopuk kalacak ve o kopukluklar iletişimi zayıflatacaktır.

Bu gibi hatıralar, öğretmenlik mesleğinin ne kadar zengin ve öğretici bir deneyim olduğunu bir kez daha hatırlatıyor hepimize. Umuyorum ki siz de kendi hatıralarınızı biriktirirken, öğrencilerinin hayatlarına dokunmanın ve onların geleceklerini şekillendirmenin hazzını yaşarsınız değerli meslektaşım.

Her öğrenci farklıdır, bunu asla unutma!

Öğrencilerinizin ilgi alanlarını, güçlü ve zayıf yönlerini tanımak için kendinize zaman ayırın. Onlarla samimi bir iletişim kurarak güven ortamı oluşturun. Sadece akademik bilgi aktaran bir robot olmanız işi görmez. Robotun  ötesinde biri olmalısınız.

Kafanızdaki, hayallerinizdeki planlarınızın her zaman işe yarayacağını düşünmeyin. Esnek olun ve gerektiğinde planlarınızı değiştirin. “Nabza göre şerbet vermelisiniz.” Bazen anlık, saatlik günlük planlar değiştirilir çünkü durum onu gerektirir.

Kurallarınızı, tavrınız net olmalı ki öğrenci bunu kabullensin. Öğrenci size göre şekillenir. Tamamen de kurallara uyulacağını düşünmeyin mutlaka esnetilmesi gereken yönleriniz olacaktır.

Son olarak, mesleğinizi severek yapın ki sadece para için yaparsanız bir yerlerde tıkanırsınız. Elbette ki bir kazancınız olacak ancak para her şeyin önünde değil arka planda durmalı. Öğretmenlik sadece bir iş değil, bir yaşam tarzıdır.

Her gün sınıfa gülümseyerek girin ya da girmeye gayret edin ve öğrencilerinizi bir şekilde motive edin. En azından bunu deneyin. Onların hayatlarına dokunmanın ve geleceklerine şekil vermenin gururunu yaşayın. Çünkü bir sınıfın enerji kaynağı, ateşleyici düğmesi hiç şüphesiz öğretmendir.

Değerli Meslektaşım,

Bu yolculuk uzundur. Ne yağmurlar ne çöl sıcakları ne de kutup buzulları sizi yıldırmasın. Her zorluk yeni bir kapı aralar. Yeter ki öğrenmeye açık olun, esnek olun. En önemli kurallardan biri de şudur:

“Her şeyi bilmediğinizi zaman zaman ifade edin.” Çocuklar, bu konuyu bir araştırayım, çok net bilgim yok, sonra konuşalım, diyebilirsiniz. Her şeyi bilmek mümkün değil; çocuk bunu bilirse bir şey kaybetmeyiz.

Kıymetli Meslektaşım,

Öğrenmeye, sevgiye, paylaşmaya, kabullenmeye hazır ol; öğretmenlik yolculuğunun zor, zahmetli, engellerle dolu olduğunu bil. Ancak bütün bu zorlukların karşılıksız bir tebessümle nasıl üstesinden gelinebileceğini de yaşayıp görmelisin. Yüzme bilmeyen birinin arkadaşları tarafından derince bir yere ittirildiğini düşün. Sen çırpındıkça etraftakilerin kahkaha sesi yükselecektir oysa panik yapmadan ayaklarını ve ellerini hareket ettirmen onlara bu fırsatı vermeyecektir.

Kıymetli Meslektaşım, Öğretmenim,

Sonuç olarak şunları yapmaya gayret etmelisin:

Damdan düşeni dinle!

Fedakârlık yap!

Bilmediğini mutlaka sor.

Planla, uygula, değerlendir.

Tarzını oluştur. (Rol model)

Empati yap (öğrenci, veli, idare, diğer öğretmenler…)

İletişim kurallarına dikkat et!

Özel kelimeler, özel cümleler kullan.

Samimiyet-disiplin dengesine dikkat et!

Öğretmenliğin uzaktan göründüğü(!) gibi kolay olmadığını idrak et!

Kuralların ve duruşun net olmalı.

“Bilmiyorum.” demekten korkma!

Paylaş, kabullen…

Unutma! Öğrenmek için bu yoldasın. Her daim değişen, gelişen bir düzenin içinde sabit kalmak yenilenmemek mümkün değil. Etrafında bulunan tecrübeli meslektaşlarından yardım almaya çekinme! Sormak mesele değil; her şeyi kendi halime çözerim demek büyük bir problemdir.

Yol da yolcular da yoldakiler de bizim içinse birlikte olmanın tadını çıkarmak düşer bize. Okumanın, okutmanın, ilmin ve ilim sahibinin kıymetini anlamaya gayret bizim işimiz.İşimiz çetin, yolumuz taşlı ve yolun sonunda tasviri zor bir bahar manzarası var vesselam!