Sosyal medyada herkes mutlu, herkes zengin. Borç yok dert yok, gam tasa yok….
Sosyal medyada insanlar gerçek kimliklerini gizlemeye meyilliler. Herkesin paylaşımları mükemmel ve sorunsuz görünüyor. Herkesin hayatı keyifli ve dolu dolu gözüküyor. Ancak, bu sürekli paylaşım çılgınlığı gerçekten gerekli mi? İnsanlar sadece bir şeyleri paylaşmak için mi yaşıyorlar? Bu nasıl bir ruh halidir? Anlamak mümkün değil. Paylaşmak için yaşayanlar var, artık.
Yemek yediklerini, içtiklerini, sevdikleri şeyleri, aldıkları hediyeleri, gezdikleri yerleri, harcadıkları parayı, her türlü görgüsüzlüğü her detayıyla paylaşıyorlar. Bu kadar görgüsüzlük hoşgörü ile karşılanabilir mi? Bazı insanlar neredeyse yatak odalarındaki detayları bile paylaşıyorlar. Peki, bunun arkasında ne yatıyor olabilir? Hiç mi gizlisi saklısı, sırrı olmaz insanın! Yani yapılan ne insani açıdan ne de İslami açıdan izah edilebilir durumda? Tam bir keşmekeş, rezillik!
Gerçekten her şeyi paylaşmak gerekli mi?
Sosyal medya kullanımı bazı insanlar için tam anlamıyla içinden çıkılmaz bir hale gelmiş. Akıl almaz derecede yanlış kullanılıyor. Kesinlikle bazı kısıtlamalar getirilmeli. Ahlaksızlık, saygısızlık, bilgisizlik ve dengesizlik bu kadar öne çıkarılmamalı. “Sadece izleme kardeşim!” demek üzerimizdeki sorumluluğu atmaz. Sınırsız edepsizlik ve saçmalama yarışına girmişler ve onlara alkış tutan milyonlar var. Asıl mesele şu: nerde bir dengesiz, edesiz, ahlaksız, rezil bir paylaşım varsa orada beğenme rakamları en yukarılarda oluyor. Bu bir çelişki değil mi?
Savunduğumuz değerlerle, yaşadığımız ve yaşamak istediğimiz hayatla, okuduğumuz kitapla, atadan deden öğrendiklerimizle, okul sıralarında yazıp çizdiklerimizle çelişmiyor mu? Hiç iyi olana rağbet var mı bakın! Yok denecek kadar az! Bu da toplumun halini ortaya koymaktadır.
Zekâ seviyeleri adeta deniz seviyesine hatta dibine çekilmiş gibi. Bu kadar alçalır mı hiç eşrefi mahlukat? Ahlaksızlık ve rezillik hiç bu kadar popüler olur mu?
Gelin görün ki popüler olmuş. Çocuklara söz geçmez olmuş. Büyükleri sayan kim zaten?
İnsanların gerçeklikten, iyi ve doğru olandan uzaklaşması önemli bir sorun. Herkesin mükemmel bir hayatı olduğunu düşünmek, kendimizi yetersiz hissettirebilir. Ayrıca, sürekli paylaşımların insanları yüzeysel bir ilişki kurmaya teşvik ettiği de bir gerçek. Önemli olan paylaşılan görsellerin ve bilgilerin gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu anlamak ve bu platformları daha sağlıklı bir şekilde kullanmak. Aslında en güzeli hiç kullanmamak ancak bunu başarabilecek insan var mı? İnanın bilemiyorum. Varsa da onları kesinlikle tebrik etmek lazım.
Sosyal medyanın insanları yalnızlaştırma etkisi de göz ardı edilmemeli. Gerçek hayatta ilişkiler kurmak yerine sanal dünyada vakit geçirmek, insanların sosyal becerilerini zayıflatabilir. Bu nedenle, sosyal medya kullanımını dengelemek ve gerçek hayatla bağlantıyı güçlendirmek önemlidir. Kısacası gerçek olan en güzelidir. Ekrandaki yalanları dolanları, hileleri bırakın bir kenara! Gerçek olanı yaşayın, yaşatın!
Örneğin, gençler arasında yaygınlaşan “vitrin hayatı” fenomeni sosyal medyanın zararlı etkilerinden biridir. Birçok genç, Instagram veya TikTok gibi platformlarda sadece mükemmel anlarını ve en güzel fotoğraflarını paylaşır. Bu da diğer gençlerde kendilerini yetersiz hissetmeye neden olabilir. Gerçek hayatta da mükemmel olmaya çalışmak, gençlerde kaygı ve özsaygı sorunlarına yol açabilir.
Bir başka örnek de sosyal medyanın zaman israfı yapmasıdır. Her gün öylece harcanan saatler ve elimize geçen koca bir hiç! Çok yazık! Birçok insan, saatlerini Instagram’da takılıp durarak geçirir. Bu da gerçek hayattaki etkinliklerden ve ilişkilerden uzaklaşmalarına neden olabilir. Özellikle çocuklar için, bu durumun öğrenme ve sosyal gelişim üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Çocukların gelişim aşamasında, sosyal medyanın zararlı etkilerinden korunmaları önemlidir. Sosyal medya, çocukların psikososyal gelişimini olumsuz etkileyebilir ve hatta bağımlılık yapabilir. Bu nedenle, çocukların sosyal medya kullanımı mümkün olduğunca sınırlanmalı ve ebeveynler tarafından denetlenmelidir. Denetlenmeyen çocuklar yarın daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Hiç şüpheniz olmasın!
Çocukların özsaygı ve benlik saygısı geliştirmeleri için gerçek hayattaki deneyimler ve ilişkiler önemlidir. Sosyal medyanın çocuklara sunduğu yapay standartlara maruz kalmamaları çok ama çok önemlidir. Çocuklar ve gençler kendi benliklerini keşfetmeleri gerekmektedir. Bu nedenle, çocukların sosyal medya kullanımıyla ilgili sıkı kurallar konulmalı ve onların sağlıklı bir şekilde büyümeleri desteklenmelidir.
Sonuç olarak, sosyal medyanın güzelliklerini ve tehlikelerini dengelemek gerekiyor. Herkesin hayatı mükemmel değil ve bu gerçeği kabul etmek önemli. Ayrıca, sosyal medyayı kullanırken gerçeklikle bağlantıyı koparmamak ve insan ilişkilerini güçlendirmek önemli bir sorumluluktur. Sosyal medyanın zararlarına karşı bilinçli olmak ve özellikle çocukların bu platformlardan uzak tutulması önemlidir. Onların sağlıklı bir şekilde gelişmelerini desteklemek ve gerçek hayattaki deneyimlerle bağlantılarını güçlendirmek gerekmektedir.
Hadi kapatın sosyal medyaları, silin telefonlardan!
Çok karlı olduğunuzu göreceksiniz. Özellikle de kişisel kullanıcılardan bahsediyorum. Ticari kullanımlar bu eleştirilerin dışında ayrı bir konudur.
Yazmayı seven biri. Okumak yazmayı; yazmak okumayı geliştirir. Yazdıkça ve okudukça dünyanın daha da iyi olacağına inanan birisi. Ayrıntıların önemli olduğunu fark etmeye gayret eden birisi. Güller diyarının bir kazasında dünyaya gelen yazarımız evli ve iki çocuk babasıdır. Öğretmenlik hayatına devam etmektedir. Eğitime, teknoljiye, kitaba, okumaya, okutmaya ve hayata dair yazılar kaleme alma gayretindedir.