12 Eylül darbesinden sonra seçim öncesi anketleri çok önemsenir bir noktaya geldi. Bunda büyük bir olasılıkla sosyal medyanın çok kullanılır duruma gelmesinin ve gazete okumayanların sosyal medyadan anket takip etmelerinin kolaylaşmasının da payı büyük. Hele zaten fazla okumayan toplumun sosyal medyayla beraber iyice gazete okuma oranının düşmesini de göz önünde bulundurursanız, sonuç daha çok netleşir.
Ben hep Türkiye’de anket yapmanın zor olduğunu, sadece siyasette değil, hangi konuda olursa olsun, anket yaptıranların istediği bir şekilde sonuç alabileceği bir ülke olduğumuza inandım hep. Siyaset üzerinden değil de bir meta üzerinden anket yaptırmak isterseniz, anket firması sizin istediğiniz her türlü sonucu alabilir. Daha net yazayım, bir meta için anket yapıp, tam da Avrupa tarzı bir sonuç da alabilirsiniz, anket sonucunda bu anketin Suudi Arabistan’da yapıldığını da söyleyebilirsiniz.
Bunun bir ortalaması yok mudur, mutlaka vardır ama o ortalama da bölge bölge değişeceğinden satıcıyı da, siyasetçiyi de yanıltır. Avrupa’da değişik bir anket türü gördüm. Bu daha çok dükkan işletmesi için yapılıyor. Diyelim ki bir dükkan devrediliyor, alacak kişi daha satan kişiyle görüşmeden ya kendisi yada bu işi yapan birisini o dükkana yakın biyere 1 hafta-10 gün gönderiyor. Hem dükkana giren sayısı, hem de dükkana girmeyen ama çevrede dolaşanların sayısı ve yapısı rapor ediliyor, bir nevi anket esasında. En azından satıcının, satmak için abartmalarına maruz kalmıyor alacak olan, kendi verileri bir anlamda elinde oluyor.
Anket firmaları bu kadar çoğalınca, kimileri büyüdü, kimileri de büyüyenler arasında tutunamayıp, battı. Bizde gelenektir ya, 10 tane gerekirken 100 tane kurarız ve sonra da neden battığımızı düşünürüz, bu iş de aynen öyle oldu. Büyüyenler arasında da seçimlerde arasıra yanılanlar oldu ama bunun dışında bir de yanlış anket sonuçları verenler oldu, daha doğrusu anket yaptıranları kandıranlar oldu.
Belki TV’lerde izliyorsunuzdur, Hakan Bayrakçı diye bir anket firması sahibi var. Geçmişinde CHP’ye yakınken, şimdi AKP’lilerden çok CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırıyor. Büyük bir olasılıkla CHP artık hiçbir yerde kendisine anket yaptırmıyor. Ben Antalya’da bir ankert sonuçlarını görmüştüm, o yüzden de CHP’ye hak veriyorum.
Son anketini arasıra beraber program yaptıkları Abdülkadir Swelvi yazmış ve çok mutlu bu anketten.
Sonuçları şu şekilde vermiş Selvi: “Sonar’ın ‘Yapılacak ilk seçimde kimi cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsunuz?’ sorusuna kararsızların dağıtılması halinde ankete katılanların yüzde 39.2’si ‘Erdoğan’ yanıtını veriyor. Onu yüzde 15.7’yle ‘Mansur Yavaş’ takip ediyor. Üçüncü sırada ise yüzde 12.5’le ‘Ekrem İmamoğlu’ geliyor.
Son zamanlarda atak yapan Kılıçdaroğlu, Sonar’ın anketinde yüzde 3.9’la 6’ncı sırada gelirken, üçüncü sıradaki İmamoğlu’nu sırasıyla yüzde 8’le Meral Akşener ve yüzde 4.7’yle Selahattin Demirtaş takip ediyor. Kılıçdaroğlu bu sonuçla Akşener ve Demirtaş’ın gerisinde 6’ncı sırada yer alıyor.”
Bu ankette hile var mı, yok ama üçkağıt var mı diye sorarsanız, dibine kadar var derim. Bu ankette oylananlar birinci sıra, altıncı sıra, sekizinci sıra diye adlandırıldığına göre hepsi tek liste halinde sorulmuş ve Erdoğan yine uzak ara birinci.
Diyebilirsiniz ki, ilk turda bütün partiler aday gösterebilir, evet, haklısınız ama bu kez de aynı listede hem İmamoğlu, hem Yavaş, hem de Kılıçdaroğlu olmaz, böyle bir düşünüz de olamaz, bu anket sadece kandırma amaçlı yapılır, onu da Selvi yutmuş numarasıyla halka sunar.
Böyle bir anket yapılamaz mı, evet yapılır ama CHP’den 1 aday koyarsınız yada 3 adayı ayrı ayrı, 3 anket yaparsınız ve sonuçta bu sayıyla cumhurbaşkanı seçilemeyeceğine göre, ikinci tur anketi de yaparsınız.
Yemezler Hakan Bayrakçı ve Abdülkadir Selvi.