"Enter"a basıp içeriğe geçin

Büyük İstanbul Depremi

Birçok profesör ve bilim adamının işaretleri üzerine sürekli yaklaşmakta olan ve her an gerçekleşme ihtimali bulunan İstanbul’u etkileyecek depreme hazır mıyız?

Olası senaryolara göre 10 Milyon insanın evsiz kalacağı ve düşük ihtimalle 150.000’e yakın insanın yaşamını yitireceği konuşulmakta iken nasıl geceleri rahat uyuyabiliyoruz?

Tarihçilerin kayıtlarına göre İstanbul’u etkileyen ilk deprem 1 Şubat 363 yılında gerçekleşti. Ancak İstanbul bilinen en büyük depremi 10 Eylül 1509 yılında yaşamıştır. Hatta Tsunami gerçekleşmiş ve boyunun surları aşarak mahalle aralarına kadar ulaştığı rivayet edilmiştir. Halk tarafından ‘’Küçük Kıyamet’’ olarak adlandırılan bu deprem şehri yıkmış ve II. Bayezid Han şans eseri ölümden dönmüştür. 1 saat önce ayrıldığı yatak odasını duvarları depremde yıkılmış ve çadırda yatmak zorunda kalmıştır.

Osmanlı hakimiyeti altındaki İstanbul’da, ikinci büyük deprem 1766 yılında gerçekleşmiştir. 4 bin insanın öldüğü ve çok sayıda insanın yaralandığı depremi artçı depremler takip etmiş ve 8 ay boyunca İstanbul farklı şiddetlerle beşik gibi sallanmıştır.

İstanbul depremlerini incelediğimizde, ortalama her 250 senede bir büyük yıkıcı depremlerin olduğu, ayrıca günlerce veya aylarca şehrin sallanmaya devam ettiği ortaya çıkmaktadır. Bilim adamları Marmara denizini incelemeleri sonucu 15 yıl içerisinde 7’nin üzerinde büyük bir depremin gerçekleşeceğini öngörmektedirler.

Maalesef İstanbul’un deprem toplanma alanlarının imara açıldığı ve ayrıca kentsel dönüşüm harici hiçbir şekilde deprem konusunda önlem alınamadığı ortaya çıkmıştır. Deprem konusun da sadece araştırmalar yapılmakta, senaryolar çizilmekte ve uyarılar yapılmaktadır. Gözle görülür anlamda deprem kuşağı üzerinde bulunan İstanbul için hiçbir gerçekçi önlem alın(a)mamıştır. 1999 yılında deprem olmasına ve yıkıcı etkisinin görünmesine rağmen gerçek manada depremin sonuçlarını karşılayacak hiçbir proje bulunmamaktadır.

Mesela yetkililer aşağıdaki sorulara cevap verebilirler mi?

Deprem gerçekleştiği anda ana vanalar hariç su ve doğalgaz akışı kesilebiliyor mu?

Depremden sonra gerçekleşmesi muhtemel yangınlar için herhangi bir önlem veya müdahale projeniz var mı? ( 1755 Lizbon depremi ve akabinde gerçekleşen yangınlar bknz. )

Depremden sonra insanların toplanma alanları yeterli mi? Isınma, Su, Gıda ve benzeri temel ihtiyaçlar nasıl karşılanacak?

Deprem sonrası arama kurtarma timi ve ekipmanları nerede? ve nasıl organize edilecek?

Deprem sonucunda vefat eden insanların defin işlemleri ve yaralıların nerede tedavi edileceklerine dair herhangi bir planlama ve ihtiyaç duyulabilecek malzemelerin tedariki konusunda bir çalışma yapıldı mı?

Tsunami için erken uyarı sistemimiz var mı? Özellikle sahildeki insanlar nasıl tahliye edilecek?

Yağmacılara, İşgalcilere, Hırsızlara ve İstismarcılara karşı ne tür önlemler planlanmıştır? Güvenlik anlamında bir planlama yapıldı mı? ( Haiti depremi sonrası ABD işgali bknz. )

Görünen köy kılavuz istemez. Maalesef İstanbul’u rezil ettik… Ecdadımızdan sonra İstanbul’a betondan başka ne yaptık? İstanbul’u rantiyeye çevirmedik mi? İstanbul’u yaşanamaz hale getirmedik mi? Yüksek yüksek sevimsiz yapılar dikmedik mi? İstanbul’un altyapısından üstyapısına kadar perişan etmedik mi? İstanbul’u kültür ve eğitimin başkenti yerine müteahhitlerin peşkeş çektiği bir şehir haline getirmedik mi?

Evet! Kimisi Katletti, Kimisi müsaade etti, Kimisi seyretti, Kimisi destekledi, Kimisi ‘’nemelazım’’ Kimisi de ‘’Bal tuttuk parmakları yalayalım’’ dedi. Göz göre göre yaşadığımız kenti yaşanamaz hale getirdik…

İstanbul; Türkiye’nin faiz, fuhuş, uyuşturucu ve kara para aklama şehri haline getirildi. Müslümanların ev sahibi olabilmesi için faizlere bulaşmasına cevaz verildi. İnsanlar yüksek faizli yıllarca süren borçlarla gelecekleri ipotek altına alındı. İstanbul’un yeşili gasp edildi. Nüfus yoğunluğuna ve biçimsiz yerleşimine seyirci kalındı. Parsel parsel İstanbul peşkeş çekildi. Hazine arazileri talan edildi. Kul haklarına girildi.

Herşeyi işiten gören ve bilen, Elbette haberdar…

Sözün kısası!

Daha saymakla bitiremeyeceğimiz ihanetlere karşı elbette İstanbul intikamını muhakkak alacaktır.