"Enter"a basıp içeriğe geçin

Der Untergang

Sevgili okurlar, belki de son 17 yıldır AKP iktidarını bu kadar negatif ve demoralize görüyoruz. Tabi ki de her şey başlar ve biter, hiçbir şey sonsuz değildir. Elbette AKP’de seçim kaybedecekti. Bunlar normal ve olası şeyler, ancak yine de AKP’nin; bilhassa Erdoğan’ın kaybetmesinin sebeplerine bakmak gerekirse birkaç meseleden söz etmemek olmaz.

Suriyeli göçmen meselesi… Şahsım olarak defalarca bu konuyla alakalı söylemlerde bulundum. Yine söylemek gerekirse, bu mesele baştan aşağı bir hataydı. Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması da bu meseleye dahil. Suriyeliler konusu üzerinde durmaya artık gerek yok, zannediyorum herkes neyin ne olduğunu görmüştür.

Kötü planlayan ekonomi politikaları… Damat Berat Bey’in Ekonomi Bakanı olarak atanması zaten bir çok dedikoduya ve tepkiye sebep oldu. Ee bir de üstüne başarısız olunca tepkiler haksız çıkmadı. Halkın bu yöndeki beklentisi Berat Albayrak’ı görevden alınıp, yerine liyakate uygun kişilerin göreve gelmesidir.

Hiçbir zaman ülke halkının ne başbakanı, ne de cumhurbaşkanı olmayı başaramadı. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine laf söylemekten hiçbir zaman geri durmadı. Atatürk’ün bu ülkeye kazandırdığı ne varsa hepsini silmeye, unutturmaya çalıştı. Laik devlet ve Atatürk düşmanlığı yapan herkesle dost oldu. Akıl ve bilim yerine; cehaleti, gericiliği, yobazlığı seçti, ilke edindi.

Gençlerin isteklerine kulak asmadı, imam-hatip okulları ve ilahiyet fakülteleriyle kendi gençliğini oluşturdu; tıpkı Hitler gibi. Mini etek giyen, alkol alan kadınlar mağdur olunca içmeseymiş, giymeseymiş oldu. Yine başı kapalı, tesettürlü kadın mağdur olunca ‘benim başörtülü bacım’ oldu.

Erdoğan hiçbir zaman birleştirici olmayı başaramadı. İnançlı insanlara yönelik kullandığı dille, inanmaya; kendisine oy verenlerle, oy vermeyenlere kullandığı dil apaçık ortadadır. Geride bıraktığımız seçim dönemlerini hatırlayın. Muhalif seçmene, muhalif seçmenin adayına zillet, hain, terörist demedi mi?

Ergenekon rezilliği ve ardından gerçekleşen Fethullahçı darbe kalkışması, Erdoğan’ın alnına sürülmüş en büyük lekedir. Ordumuza ve devletimize verdiği zarar anlatılamayacak ve hafife alınamayacak derecede büyüktür.

Yola çıktığı arkadaşları bile ona sırtını dönmüş vaziyette. Erdoğan hatalarını fark etmiyor, etse de kabul etmiyor. Kendini mutlak güç ve tek adam olarak görüyor. Eski inanışlarımızda ve devlet anlayışımızda kut anlayışı vardı. Zannediyorum bizden öyle bir şey bekliyor.

Erdoğan için son artık gelmiştir. Çöküş başladı ve günleri sayılıdır.