Sevgili okurlar, biliyorsunuz ki ülkemizin siyasi gündeminde bir süredir yeni parti iddiaları yer ediniyor. Mevcut isimleri siz de duymuşsunuzdur. Eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan, Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
Şimdi bilindiği üzere bu isimler daha evvel AKP dönemlerinde görev almış isimler. E insan sormadan edemiyor tabi ‘‘ Efendiler, piyasada zaten AKP diye bir parti var. Siz de AKPlisiniz; sizin ne farkınız olacak?’’ Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu Suriye Krizi, Ahmet Davutoğlu’nun marifeti, Stratejik Derinliğin(!) bir sonucu değil mi? Yine zamanında ülkede Ergenekon-Balyoz rüzgarları eserken, Fethullahçılar devletin içine sızarken Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı değil miydi? Ekonomi kötüyken de siz vardınız, dış politika kötüyken de, kahramanlar kurban olurken de.
Ahmet Davutoğlu, Suriye Savaşı’yla yeterince başarısız oldu, öyle ki hala daha çözülebilmiiş değil. Ali Babacan ise neoliberal çizgide ilerleyen siyasal islamcı. Abdullah Gül, diğerlerine nazaran siyasi geçmişi daha fazla olan biri. 90’lı yıllarda Devlet Bakanlığı yapmış bir isim. Onun hakkında diğerlerine kıyasla daha tecrübeli diyebiliriz. Lakin, devlet bir sürü dedikoduyla çalkalanırken sesini çıkartmayan; Fetö’ye değnekçilik yapan Abdullah Gül’e de sempati besleyecek değilim.
Ülkemizin belki de hem iç, hem dış, hem de ekonomi politikaları olarak, aynı anda bu kadar çok zora girdiği dönemlerde kadrolarda siz vardınız. Bugün Türkiye, yine ve hala aynı problemleri yaşıyor. Siz gelip neyi düzelteceksiniz? Bugün Ahmet Davutoğlu’nun gittiği davetlerde haktan, hukuktan, demokrasiden bahsetmesi hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bunları söylemek için geç kaldı. Ahmet Davutoğlu, başbakanlık yaptığı dönemde İşidli teröristler için bir grup öfkeli genç demişti. Yine kendisinin başbakanlığı dönemde neredeyse her gün, ülkenin her yerinde bomba patlıyordu. Suriyeli göçmen krizi yaşandığında yine kendisi, üniversitelere Türk öğrencilerin sınavla girdiğini; Suriyeli göçmenlerin ise sınavsız girdiğini söylemişti. Adaleti, hakkı, hukuku o zaman unutup, şimdi hatırlaması keyfiyettir. İşine nasıl geliyorsa öyle davranmadır. Yemezler Ahmet Bey..
Şurayı çok iyi anlamak gerekiyor sevgili dostlar, bu kafa hala aynı kafadır. Ülkecek aynı kötü politikalara zamanında maruz kaldığımız gibi bu gün de kalıyoruz; bu gidişle gelecek zamanlarda da kalacağız. Türkiye’ye zerre faydası dokunmamış bu insanların; ne muhalifken, ne de iktidarken yine memlekte bir faydaları olmayacakları hiç şüphesiz ortadadır.
Bu yeni parti hevesi, bir intikam hevesidir. AKP’nin kendi iç hesaplaşmasıdır. Pelikancılar ve Hocacılar’ın kavgasıdır. Şahsım adına şunu söyleyebilirim ki ben hiçbirine taraf değilim. İkisi de aynı suyun bulanığı.
Kuruluşta yeni, uygulamada eski parti, ülkemiz siyasetine ne getirecek hep birlikte göreceğiz. Hep aynı şeyleri yaşamaktan, aynı şeylerin konuşulmasından bıktık. Halk olarak Suriyeli göçmenlerin yarattığı kaosun, ekonomik bunalımın çözülmesini bekliyoruz ve artık solda bi alternatifimiz var. Eski ve yeni partinin bunu iyi kavramış olması ve ona göre çözüm üretmiş olması gerekiyor. Ne olacak göreceğiz.