YouTube’da şarkı dinlerken karşıma Mahsun Kırmızıgül “Yıkılmadım Ayaktayım” çıkıyor.
Aslında ülkemizi bu kadar güzel anlatan başka bir söz olamaz.
Çünkü elimiz hangi dala değdiyse kırıldı, yalnız kaldık.
İnsanımızın geçim derdi, enflasyonla mücadele etmek için rica değil tehdit ediyorum tarzında yaptırılan indirimler, başlayan işsizlik, 2019 Mart’tan sonra büyük firmalarımızın ne yapacakları konusunda herhangi bir fikri olmaması falan bir kenara dursun biz yargımızı da mahvettik.
Gerçekten öyle yargımızı da mahvettik.
Yargı, adalet denilen kavramlar bir ülkedeki en temeldir. Adaletsiz bir ülkeye yatırımcısından tut turistine kadar kimse gelmez. (2024’ü bize vermemeleri gibi.)
Hemen hemen her fırsatta “Türk yargısı bağımsızdır kendi kararını kendi verir.” diyoruz.
Deniz Yücel, Merkel sayesinde çıktı gitti.
“Türk yargısının kararıdır.”
Andrew Brunson Trump’ın büyük çabaları sayesinde çıktı gitti.
İçerideyken o ajandır diyorduk. Hatta hükümetimizin küçük ortağı takas teklifini bile gündeme getirmiş ver papazı al papazı diyordu.
Şimdi ne oldu?
“Türk yargısı kendi bağımsız kararını aldı.”
Brunson eve döndü şuan da keyfi baya yerindedir diye düşünüyorum.
Bizim yaptığımız ise rahmetli büyük usta Kemal Sunal’ın “Sahte Kabadayı” filmine benziyor. Hatırlar mısınız bilmem ama Kemal Sunal kabadayılığı öğreniyordu o filmde. Mekan basmaya giderken de arkasındaki Hamdi’den sufle alıyor onun sözleriyle işi hallediyordu.
Gerçekten de bu hale gelmişiz. Kulağımıza doğru biri bir şey söylüyor ve biz onu yapıyoruz.
Andrew Brunson, Deniz Yücel gibi isimlerde bunları yaptık. Birinde Trump diğerinde Merkel kulağımıza ne yapacaklarımızı anlattı ve biz de onları yaptık.
Türk yargısının bağımsızlığını da mahvettiğimizi tescilledik.
Gerçekten de mahvetmediğimiz başka bir şey daha var mı?
11.07.1998’de İstanbul’da doğdu.
Halen Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi.