Dükkanı kapatmak için hazırlık yaparken bir de baktım bizim arkadaş(kedi) dışarıda bulunan koltuklardan birinin üstünde uyku aşamasına geçmiş. Beni farkedince dedim ki: diğer tarafı toplayana kadar biraz daha uzan ama kusura bakma, birazdan kaldırmak zorundayım. Söylediğimi anlamış gibi yavaşça indi ve kendisini ürkütmemek için ağır hareket etmemin güvenilirliğini hissederek kaçmadan kenardan seyretti beni.
İşimi bitirdikten sonra: az bekle sana biraz peynir vereyim, dedim. Döndüğümde parçalara ayırıp yere serpiştirdiğim peynirlere yanaştı ama karnı tok olduğundan yemedi yoksa önceki seferdeki gibi minik pembe dilini dışarı çıkartıp yalanırdı yerken.
Tombul yapısı ve mahallenin yerlisi olması bir de bizim dükkanın da ziyaretçisi olduğunu bildiğimden: karnın tok demek, neyse diğer arkadaşların yer, sıkıntı yok, deyip vedalaştım.
Eve döndüğümde televizyonu açtım, gece haberlerinde Japon bilim insanlarının gereksiz ve saçma bir icadından bahsediliyordu… Robot köpek… Haberi izledikten sonra kendi kendime söylenmeye başladım…
Yeryüzündeki tüm canlılara zarar verip onları yok eden, yaşam alanlarını tahrip eden insan canlısı neden binlerce yıldır bizimle birlikte olan ve bizden çok fazla samimi ve mütevazı olan köpekleri sevip onlarla birlikte yaşamanın zevkine varamıyor!
İnsan neden eldekilerle mutlu olup, hep birlikte yaşamanın keyfine varmak varken abuk sabuk şeylerle her şeyi içinden çıkılmaz hale sokuyor! Yani sokakta sevilmeyi ve ilgilenilmeyi bekleyen bir sürü hayvan varken 6,5 milyar değerinde bir robot köpek icat etmek ne demek !
Beyni, enerjiyi neden bu kadar aptalca kullanıyor insanlık? Biraz sadelik ve sakinlik kafi oysa.
Yaşamı kolaylaştıracak, geçmişten geleceğe sırları, bilinmeyenleri çözecek teknolojik, bilimsel tüm gelişmelere kimse karşı değil ama dünyanın ekonomik, siyasal dengelerini ellerinde bulunduranların hırsları ve saçmalıklarıyla sonumuz iyi görünmüyor. Lazım olan sakinlik ve sadelik, bir de akıl ve ruh sağlığı.
İnsanın içine sevgi, empati ve mütevazilik kaçması dileğiyle.