Güven kavramıyla ya çok barışığız ya da çok kavgalıyız. Daha önce kalemi defalarca elime almama rağmen yazamadım. İçimdekilerin, tecrübelerimin ve bilgimin biraz daha artması gerekiyormuş meğersem. Ve şimdi tam zamanı diye düşünüyorum.
İstanbul’da yaz aylarını/tatilimi değerlendirmek amaçlı gittiğimde çevremdekilere bir soru sordum. Sorduğum soru şuydu: İnsanlara ne kadar güveniyorsunuz? Aldığım cevap ise on kişiden sekizi hiç güvenmiyoruz iken biri kararsız bir diğeri ise çok güveniyorum. Şeklinde bir cevapla karşılaşmanın verdiği ağırlıkla yaşamaya devam ediyoruz.
Benim kendi şahsı tespitlerimin dışında birde bir araştırmayı baz alarak bir şeyleri görmeye çalışalım. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre güven kavramıyla ilgili iki tespit yapılıyor. Birincisi ülkemizdeki güvensizlik oranı yüzde seksen altı iken. İkinci tespit ise çıkar amaçlı insanların birbirine güvenmesi yüzde yetmiş beş olarak kayıtlara geçiyor. Oranlara baktığımızda güven kavramı bir insan olsaydı kendinden değil bizden utanırdı. Kaos gibi bir sonucun tek sebebi bizleriz.
Sizlere birkaç soru sorarak güven kavramı üzerinden bir beyin fırtınası yapmanızı istiyorum. Güven kavramı sizin için ne ifade ediyor? Güvenmek mi istersiniz yoksa güvenilmek mi? Kendinize ben ne kadar güvenilir biriyim diye bir soru hiç sordunuz mu? Güvendiğiniz bir bireye dair şu düşünce sizi rahatsız ettiyse: Güvendiğim/değer verdiğim dostum benim güvenimi boşa çıkartır mı? Tarzında bir soru sorduysanız geçmiş olsun…
Güveni sorgulamaya karşıdan başlayan insanoğlu güven ile ilgili binlerce sıkıntı ile baş başa. Ben ne kadar güvenilir biriyim? Diye sormanın zamanıdır. Beynimizi kemiren ve güvenimizi yok eden karşımdaki insan güvenimi boşa çıkartır mı? Sorusunu bir tarafa bıraktığımız zaman daha güvenilir bir ülke/dünya olmuş olacak. Güvenin başladığı yer kibirsiz ve inançlı bir öz güvenin yurdudur. Kendisine inanmayan/güvenmeyen bir şahsın bir başkasına güvenmesi mümkün değildir. Güven yolunun geçtiği ilk diyar insanın kendisidir. Unutmayın siz ne iseniz (genel itibariyle) karşınızdaki insanda size benzerdir, eğer güvenilir biriyseniz güvenilir bir bireye denk gelirsiniz.
Velhasılı kelam mesele güvenilir insan aramak değil güvenilir insan olabilmektir. Sadık Zeynep’i aldattı (güvenini kırdı) diye herkes güvenilmez değil. Öncelikle kafamızda oluşan bu algıyı yok etmeli, birinin diğerine yaptığı hatayı herkes yapıyormuş gibi davranmamalıyız. Bize yakışan insan olma çabası içerisinde olmak. İnsan olmanın vasıflarından biri de güvenilir insan olmamız. Yeniden güven dolu bir dünyada yaşamak için çaba içinde olanlardan olmamız ümidiyle.
26.10.1998 tarihinde hayata gözlerimi açmışım.
“Hepimiz bir dünyanın ortak vatandaşlarıyız.” Bundan dolayı ırk, dil, din, memleket… Önemsiz (en azından benim için).